Merhaba. Nasılsınız bebekler?
Bismillah deyip ilk bölümümüzü paylaşıyorum.
Eğer girişte başlangıç tarihlerinizi bırakmayı unuttuysanız, buraya bırakınız... :)
OY VERMEYİ VE SATIR İÇLERİNDE DÜŞÜNCELERİNİZİ, FİKİRLERİNİZİ PAYLAŞMAYI UNUTMAYINIZ❤
Ve bu kitap Gülbahçe Mahallesine göre biraz daha geriden geliyor, ikisini de okuyorsanız, kafanız karışmasın.
KEYİFLE OKUYUN💖
🌙
Küçük radyomdan çıkan melankolik şarkının sözlerine belli belirsiz eşlik ederken gözlerim karşımdaki düz, beyaz duvardaydı. Öğle ezanı okunalı çok olmamıştı ki imamın sesini, evimizin camiye yakın olmasından kaynaklı daha net bir şekilde duyuyordum. Hava bozuktu, güneş gören penceremden içeri ışık girmiyordu.
Kafamı biraz daha geriye atıp bu sefer tavana bakmaya başladım.
Durgunluk. Tam olarak bu kelimenin anlamıydım sanki son günlerde. Boş boş bir yerlere dalıp gidiyor, saatlerce aklıma doluşan düşüncelerle savaşıyordum. Oysa herhangi bir derdim de yoktu. Sebepsiz yere sıkılmış, bunalmış hissediyordum.
Halime şükretmem gerekirken bu şekilde düşüncelere boğulmam doğru değildi.
"Değmeyecek biri için, gurur yere serilir mi?"
Şarkıyı söyleyen kadının nahif sesiyle güçlükle bir nefes doldurdum ciğerlerime. İnce, zayıf parmaklarım istemsiz bir şekilde sevdiğim adamla beraber taktığımız yüzüğü buldu. Hafifçe altın renkli halkayı okşamaya başlarken yüzüme de istemsizce bir tebessüm yayılmıştı.
Ama...
İşte aması vardı. Onu hatırlamamla yüzümdeki tebessümü kıran bir şey vardı. Benim hayattaki en zor sınavlarımdan biriydi Gürkan. Hem beraber olmak için hem de sonrasında çok çabalamıştık. Yaklaşık altı aydır nişanlı olmamıza rağmen mahallede hakkımızda dönen dedikodular dur durak bilmiyordu. Aslında bunlara alışmış olmam lazımdı fakat hala beceremiyordum. Oysa hiçbiri Gürkan'ın umurunda değildi. Ben de öyle olmalıydım, sadece ilişkimize odaklanmalıydım.
Hem onun beni aldattığına daha önce hiç şahit olmamıştım ki... Sadece benim kadar sevmiyordu ve ben de en başından bunu biliyordum yani.
Her ilişkide zaten bir taraf daha fazla severdi. Sevmediği için aldatıyor olmazdı, olamazdı. Millet laf olsun diye konuşuyordu.
Belki de... bBen öyle düşünmek istiyordum. Her şey bambaşkaydı ama ben görmek istediğimi görüyor, kendimce olumsuz şeylerin üzerlerini kapatıyordum. Birini çok sevmek insana bunları yaptırtır mıydı?
Üstünde olduğum yatağın çarşafını, hissettiğim acıyla avucumun içine hapsettim. Kafam bulanıktı, her şey o kadar karma karışıktı ki günlerce bu odada oturup küçük, eski radyomdan şarkı dinlemek istiyordum. Sonunda ise yenilenmiş olarak dışarı çıkmak, eski neşeli, aşık halime dönmek istiyordum.
Kapımın tıklatılmasıyla tavana dönük, dolu dolu olmuş gözlerimi hızla önüme çevirdim. Ellerimle sertçe gözlerimi silerken Serap ablanın o ince, anaç sesini duydum. Eğer o olmasa daha çok acı çekebilir ya da iyice karamsarlaşabilirdim.
"Zehra, kızım iyi misin?" diye sordu kapının ardından hemencecik. Onun da endişeli olduğunu biliyordum çünkü normalde her işine yardım eder, yanında olurdum. Şimdiyse... Sadece yemek ve tuvalet ihtiyacım dışında odamdan ayrılmıyordum. Ayıptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ATEŞE ATTIN BENİ (ASKIDA)
Teen Fiction"Uzan..." "Yatağıma uzan..." 🌙 Gülbahçe Mahallesinde ismi geçen Zehra'nın hikayesidir. Kitap içeriğinde argo kelimeler ve yetişkin içerikli sahneler bulunmaktadır, dikkat ederek okuyunuz. BAŞLANGIÇ: 07.05.2021 Kapak: @hestianinkalemi