《10》

29.6K 1.6K 803
                                    

Merhaba... Nasılsınız bebekler?

Ay düzenlemeyi hiç sevmediğimi bilirsiniz. Haliyle gece anca düzenlediğim için bölümler de geç vakitte geliyor. Yapacak bir şey yok :(

YAKININDA isimli yeni bir kitabım var texting seven bebişlerimi oraya da bekliyorum❤

BÖLÜME OY VERMEYİ, SATIR ARALARINA💕 YORUMLARINIZI BIRAKMAYI UNUTMAYIN

Bu bölüme sınır getireceğim çünkü sürekli bölüm soruyorsunuz. Ben yine yazdığımda atarım ama en azından bir sınırı olsun ki siz de hemencecik sormayın :)

SINIR: 800 OY 500 YORUM 

KEYİFLE OKUYUN🌸

🌙

Şaşkınlıkla dudaklarından çıkan kelimeleri dinlerken istemsizce gözlerim kocaman oldu. Bu ne demekti böyle? Yani öyle bir şey olsa bile neyi değiştirirdi ki? Ayrıca cidden İlker abinin(!) yakışıklı olup olmaması bu zamana kadar dikkatimi bile çekmemişti. Eli yüzü düzgün bir adamdı o kadar. 

Dilara'nın sesi mikrofondan gelirmişçesine evde tekrar yankılandığında bana dik dik bakan adamı üzerimden tüm gücümle ittim. Öyle bariyer gibi durmuştu ki önümde, sadece bu amansız çabam için uğraşan ellerime bakıp dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı.

Sessizce "Ne yaptığını sanıyorsun?" diye söylendim. "Şimdi nasıl çıkacağız buradan? Ya biri bizi görürse?"

"Şt! Sessiz ol, duyacaklar." dedi dalga geçercesine. Gerçekten neydi bu? Ne yaptığını sanıyordu bu adam? Hadi benim aklım bir karış havadaydı ama onun bu boktan tavırları gerçekten iyi hissettirmiyordu.

"Çekil üzerimden!" dedim sabırla. O da bu kızdığımı anlamış olmalı ki daha fazla bu tavrına devam etmeden bir adım geri çıktı. 

"Zehra neredesin lan?" diye bağırdı Dilara on bininci kez. "Bak yakışıklı buldum diyorum. Hem Gürkan gibi de değil. Okumuş, etmiş... Eli ekmek tutuyor... Aynen tahmin edersin ki kasları da var..."

"Sakın gelme arkamdan."

Sesi gittikçe yakında gelirken İlker'in gerilen çenesine bakıp ardından arkamı döndüm. Kapıyı tek hamlede açıp dışarı çıkarken Dilara'nın bir metre kadar uzağımda olduğunu gördüm.

Ne vardı yani diğer odaların birinde olsaydı?

"Dilara?" dedim şaşkın çıkarmaya çalıştığım bir sesle. En iyisi duymamış gibi yapmaktı. "Sen ne zaman geldin?"

"Ay sen sıçıyor muydun? Ben de bu kız niye beni duymazdan geliyor diyorum..." 

Sertçe öksürdüğümde öküz herifin bir gerizekalılık yapıp, içeriden çıkmamasını umuyordum. Ben şu Dilara'yı buradan uzaklaştırdıktan sonra istediği yere gidebilirdi.

"Duymamışım." deyip işaret parmağımla yukarısını işaret ettim. "Odama çıkalım istersen, orada daha rahat konuşuruz."

"Olur, olur. Bak fotoğrafını da getirdim, göstereceğim."

Tam ileri doğru bir adım atmıştım ki arkamdaki bedeni hissettim. Hissetmemek ne mümkündü? Resmen gündüz vakti üzerime gölge çökmüş gibi hissediyordum şu an.

Yüzüme yayıldığını hissettiğim kızıllıkla Dilara'ya baktığımda onun da çenesinin neredeyse yere düşecek kıvama geldiğini gördüm. İçine kaçmış sesiyle "Rüya mı lan bu?" diye sordu. "Sen de az önce sanki oradan çıkmıştın Zehra..."

İlker koluma sürtünerek yanımdan geçerken sadece "Dükkanın tadilatları bittiğinde boyasını yaparız, merak etme." dedi ve ardından tek kelime dahi etmeden gitti.

BİR ATEŞE ATTIN BENİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin