《14》

17.5K 1.2K 406
                                    

Merhaba....

Biliyorum, aşırı uzun zaman oldu ama okulum aşırı yoğun... Stajlardan üst üste kaldım ve son 2 ayda 3 staj vermek zorunda kaldım. Bazen kafamı kaşıyacak vakit bile bulamıyorum. Bu senenin yoğun olacağını biliyordum ama bu kadar zorlanacagimi ben de tahmin etmemiştim. Durumu biraz hafifletir hafifletmez bölümü tamamlayıp geldim 🧚‍♀️

Oy ve satır içi yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum 💖

KEYIFLI OKUMALAR 🦋

KEYIFLI OKUMALAR 🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙

Yetmiş altıncı koyun.

Yetmiş yedinci koyun.

Yetmiş sekizinci koyun. 

Huzursuzca yatakta kıpırdandım. Ofladım, pufladım. Sabahın altısında açılmıştı gözlerim. Dönüyor, dönüyor, bir türlü uykuya dalamıyordum. Oysa gözlerim sızlıyordu. Yeterince dinlenememiştim ama bir türlü uyuyamıyordum. Kafamdaki milyon soru, soruların yanıtsız kalması beni huzursuz ediyordu.

İlker, üç gün öncesine kadar her gün mesaj atıyordu. Özel bir şey yazdığı yoktu. Ya nasıl olduğumu soruyor ya da dükkanla alakalı bir şeyler diyordu. Üç gün önce dükkanın tamamen hazır olmasıyla kapısını kilitlemiştik ve o günden sonra da mesaj atmamıştı. Kendisi Burcu'yla ilişkisinin olmadığını söylemişti. Belki de doğruydu ama mahallede bir dedikodu almış başını, gidiyordu. İnsanlar İlker'in evleneceğini, kızın çok güzel olduğunu konuşup duruyordu. 

Umurumda değildi. 

Asıl kafaya taktığım yaklaşık bir hafta sonra açacağım kuaför dükkanımdı. Kendimi heyecan dolu hissediyordum. Karnım kasılıyor, bu işin altından kalkıp kalkamayacağımdan emin olamıyordum. Yanıma iki tane de liseyi terk etmiş kız almıştım. Gerçi anneleri gelip Serap ablayla konuşmuştu. Ben de itiraz etmemiştim. 

Uyuyamayacağımı anladığımdan yataktan fırlayıp sandalyemin üstündeki sırt çantamın fermuarını açtım. Saat on ikide Burak'la özel dersim vardı. Ona hazırlansam iyi olurdu. 

Çantamın içine iki matematik kitabı atıp kalem kutumu yerleştirdim. Dolaptan kot, kısa şortlu bir tulum çıkartıp üzerime geçirirken saçlarım darmadağın görüyordu. Olsun, bu halini sevmeye başlamıştım. Yüzümü küçük gösteriyordu. 

Saçlarımı kremledim, yüzüme hafif bir makyaj yaptım. Çantamı alıp odadan çıkarken mutfaktan tıkırtı sesleri geliyordu. Anlaşılan Serap abla çoktan uyanmıştı. 

Merdivenleri inip mutfak ucuna baktığımda babamın esneye esneye çay suyu koyduğunu gördüm. Şaşkınca "Baba?" diye seslendim. "Sabah sabah mutfakta ne arıyorsun?"

"Kahvaltı hazırlayacağım." dedi esneyerek. "Sen nereye böyle? Gitme de kahvaltıya kal. Babanın ellerinden bir şeyler yemeyeli uzun zaman olmuştur."

BİR ATEŞE ATTIN BENİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin