《4》

25.4K 1.3K 739
                                    

Merhaba. Nasılsınız bebekler?

Bölüme oy ve satır içi yorumlarınızı bırakmayı unutmayın ❤❤❤

KEYİFLE OKUYUN❣

🌙

Saçlarımın arasında dolaşan nasırlı parmakların bıraktığı narin dokunuşlar, gelen sesle beraber kaybolurken oturduğum eski koltukta biraz kenara kaydım. Gereğinden fazla yakın mıydık, bilmiyordum ama içgüdüsel olarak kendimi geriye çekme ihtiyacı hissetmiştim.

Uzaklaşmam karşısında İlker abinin bakışları anlık olarak beni bulsa da çok oyalanmadan "Tekin," diyerek ayağa kalkmış, kapıya doğru adımlamıştı. "buradayım koçum."

Tek başıma kalmamla az önce yaşananlar tekrar zihnime akın etmeye başlamıştı. Canım acıyordu. O kadar çok canım acıyordu ki neye üzüleceğime şaşırmış kalmıştım. Yanağıma yapıştırdığım buzu bile hissetmiyordum sanki.

İlker abi orada yanıma gelmese ne olacaktı?

Belki bir tokat daha yiyecektim... Bir sürü hakaret daha işitirdim... İtilip kakılırdım ama yine de biliyordum ki o yüzüğü parmağıma takmazdım, takamazdım. Gürkan'ın teyzemin arkasına saklanıp beni izleyişi o kadar gurur kırıcıydı ki sanki günlerdir paramparça olan ben değilmişim gibi tekrar parçalanmış olduğumu göz ardı edemiyordum.

Ağzımı açıp tek kelime bile edememiştim. "Neden?" diye bağırarak çığlık atmak istiyordum.

"Ne olmuş dışarıda öyle? Füsun abla ayılıp bayılıyor..." diyen Tekin abiyle yanağıma bastırdığım mavi buz kalıbını daha da sıkı kavradım. Utandığımdan gözlerimi dizlerime dikip olduğum yerde daha da küçüldüm.

"Gürkan çağırmış herhalde buraya... Zehra yoldan geçerken de kızın önünü kesmişler." İlker abi gözden kaybolurken artık ikisinin de sadece seslerini duyuyordum. Bulunduğum konumdan görünmüyorlardı. "İt oğlu iti işten kovdum. Adam olup kızın karşısına çıkamıyor madem, böyle bir herifin yapacağı işe de ihtiyacım yok benim." diyen İlker abinin sesi o kadar sertti ki ben bile olduğum yerde titremiştim.

İlker abi zamanında Gürkan'a hep abilik yapmış, hatta nişan masraflarımızda bile elinden geldiğince yardımcı olmuştu. Gürkan için birçok meseleye el attığını biliyordum ve şimdiyse bana yardım etmesinin sebebi bir nevi abilik göreviydi.

Belki de insan olduğu için yardım ediyordu. Çünkü bir yabancının bana yapmayacağı şeyleri biricik teyzem yapıyordu.

"Onun başka yerde çalışabilmesi zor İlker. Keşke hemen kovmasaydın... Zehra?" Düşüncelerimin içinden Tekin abinin sesiyle çıkarken kafamı kaldırıp iki metre uzağımda kalan kapıya baktım. İki büyük adam bir olmuş bana bakıyorlardı. "İyi misin sen?"

Yaşadığım utancın burada daha fazla artacağını bildiğimden elimdeki buzu koltuğa bırakıp ayağa kalktım. "Benim... Ihm... Benim ütüm vardı. Şey onu götürecektim de ben. Nerede o? Dışarıda mı unuttum, hay aklıma..."

Hızlı adımlarla aralarından sıyrılıp bu ortamdan kurtulmak için acele ediyordum fakat koluma sarılan kolla duraksamak zorunda kaldım. Konuşmak istemiyordum. Tek isteğim ütümü kargoya teslim edip evime gitmekti.

"Şuraya koydum." dedi İlker abi gözlerini gözlerime dikerek. Fark etmiyordu belki ama nasırlı eli de kolumu gereğinden fazla sıkıyordu. "Ütünü al ve git ama... Bir daha kimseye bu kadar tepkisiz kalma. Eğer sen tepkisiz olursan..." dediğinde gözleri koyu bir hal aldı ama devam etmedi.

"Git sen Zehra..." diyen Tekin abinin eli, kolumu kavrayan İlker abiyi buldu ve geri çekilmesini sağladı. Daha fazla burada oyalanmak istemediğimden hızla olduğum oda gibi alandan çıkıp, büyük tamirhanenin içine göz gezdirdim. Değişik aletlerin olduğu metal masanın üzerindeki kutuyu fark edişimle adımlarım direkt olarak orayı buldu.

BİR ATEŞE ATTIN BENİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin