《6》

25.3K 1.3K 620
                                    

Merhaba. Nasılsınız?

Bölümü bir gecede yazıp bitirdim ama yine düzenlemesi... Her neyse sonunda paylaşıyorum jxkakskx

Hatalarım varsa affola.

OY VE YORUMLARINIZI EKSIK ETMEYIN❣

KEYIFLE OKUYUN💕

🌙

İlker abi son sözünden sonra kapıyı açtı ve bulunduğumuz küçücük alandan dışarı çıktı. Kapıyı kapatmadığı için bulunduğum yerden onu izleyebiliyordum. Adımları önce beyaz, eski model bir arabanın önünü buldu. Etrafında dolaşıp şöyle bir göz attı. Sanırım durumunu, ne kadar süredir kullanıldığını anlamaya çalışıyordu. Burası Tekin abiye ait olsa da birbirlerinin işlerini çok güzel idare ettiklerini biliyordum. Gürkan arada anlatırdı babama iş hakkında bir şeyler. 

İlker abi, mutsuzluğunu, içinde burukluğu çalışarak atanlardandı sanırım. Yoksa bu gece bile çalışmasına başka türlü anlam yükleyemiyordum.

Hafifçe üşümemle başımı omuzlarımdan içeri çektim. Tamirhanenin bu kısmı hariç kalan her yeri soğuktu. Aralık kapıdan gelen hava akımı, bunu daha net anlamama sebep oluyordu. Ya havalar cidden soğuktu ya da ben her zamanki gibi, herkesten fazla üşüyordum.

Kollarımı birbirine sararken düşünmeyi reddettiğim cümle tekrar beynime sızdı. Ne demişti tam olarak?

Benim boynum sevdaya bile bükülmez...

Güzeldi, çok güzeldi. Keşke ben de İlker abi gibi duygularımı bastırabilen, yönetebilen bir insan olsaydım. O zaman hem salak yerine konmamış olurdum hem de herkes bu kadar üzerime gelemezdi. Onlara bu fırsatı ben vermiştim zamanında, şimdi de geri alması bin bir zorlu yoldan geçiyordu.

"Ya kapıyı kapat, ya da gel yanıma."

Beyaz çarşafa odaklanan gözlerimi tekrar kapıya doğru çevirdim. Dalmıştım yine. Hatta birkaç dakika geçmiş olmalıydı ki İlker abi üzerine soluk mavi, üzerinde bol bol lekeleri olan bir tulum geçirmişti. Az önceki temiz halinden eser yoktu. Gerçi tişörtü hala üzerindeydi ama bir dakikaya kalmadan onun da lekelerle kaplanacağına emindim.

Yerimden kalktım. Daha fazla bedenini incelersem, yanlış anlayacaktı. Odadan çıkmadan önce çıkarmış olduğum montu tekrar üzerime geçirdim ve hemen ardından kapıyı kapattım.

"Hem üşüyorsun hem de buraya geliyorsun." dedi arabanın ön kaputunu açarak. Eline bir alet alıp parmaklarının arasında döndürdü. "İçeride dursana... Elektrikli soba var orada."

"Canım sıkılıyor tek kalınca." dememle kısıkça güldü. "Araba mı tamir edeceksin? Bu saatte
?"

"Tamirhane de ne yapılır sanıyordun ki?"

Yani... Evet araba tamir edilirdi ama bugün onun için özel bir gündü. Anne ve babasının vefatının yıl dönümüydü. En azından kendini rahatlatacak bir şeyler yapmasını beklerdim. Belki dua etmek ona iyi gelirdi, belki ağlamak, belki de rastgele bir film açıp izlemek...

Bildiğim bir şey varsa yok saymanın hiçbir boka yaramadığı gibi acının içimizde birikmesine sebep olduğuydu. Her şey daha beter bir hal alırdı.

"Bir şey sanmıyordum." dedim sessizce ve ona iki metre kadar uzakta olan masaya doğru ilerledim. Üzerinde bilmediğim onlarca alet vardı. "İlker abi peki şeyi biliyor muydun?" Bakışları neyi diye sorarcasına bana döndü. "Gürkan'ın Özge'yle de birlikte olduğunu..." 

Ailesine üzülmemesi için canımı yakan bir konuyu açtım.

"Hassiktir lan!" dedi kaşları havalanırken. "Öyle bir şey mi varmış kızım?"

BİR ATEŞE ATTIN BENİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin