《3》

29.5K 1.4K 932
                                    

Merhaba. Nasılsınız bebekler?

Arayı çok fazla açmadan koştum geldim💖

Bölüme oy verip satır içinde düşüncelerinizi, tepkilerinizi paylaşmayı unutmayın❣

Hatam varsa affola.

KEYİFLE OKUYUN❤

🌙

Avucuma doldurduğum suyu tekrar yüzüme çarparken soğuktan dolayı hafifçe titredim. Biraz olsun kendime gelmek için çaba sarf ediyor olsam da bu konuda çok başarılı olamadığımı biliyordum. Zaten paspal olan görüntüm artık daha da kötüleşmişti.

Dün akşam İlker abinin kurduğu son cümleden sonra derin bir uykuya dalmış, salondan gelen gürültülü sesleri duymuş olsam da önemsememiştim. Yani durum, babam tarafından ne kadar kötüydü hiçbir fikrim yoktu. Saçlarımda dolaşan parmaklar beynimin içine işlerken uykuya dalmamam zaten imkansızdı ama şimdi düşününce utanıyordum. İlker abiden başımı okşamasını istemem ne kadar doğruydu, bilmiyordum.

Hatta doğru değildi. Herkesten abuk subuk bir şekilde sevgi dilenemezdim.

Günler sonra yüzümü aynaya doğru kaldırırken gördüğüm görüntüyle suratımın buruşmasına engel olamadım.

Kıvırcık, uzun saçlarım kuş yuvası gibi olmuş, başımın üzerinde toplanmıştı. Gözlerimin beyazındaki kırmızı damarlar belirginleşmişti ve bu hiç de sağlıklı bir görüntü sunmuyordu bana. Elim istemsizce yüzüme giderken alnımdaki sivilcelerin daha da arttığını fark ettim, birkaç tanesi de kızarmış, geride küçük küçük lekeler bırakmıştı.

Bok gibi görünüyordum.

Önceden de güzel bir kız değildim zaten ama son zamanlarda daha bir bakımsızlaşmıştım. Artık biraz olsun bir şeyleri yoluna koymayı istiyordum ama beynim buna izin vermiyordu. Birçok duyguyu aynı anda yaşıyordum. Üzgündüm, kırgındım, kendime öfkeliydim. En kötüsü de hala aşıktım.

Fakat bildiğim tek şey ise artık aşk denen bu şeyin arkasına sığınamayacağımdı. Üç yıldır yaşamadığım sıkıntı, işitmediğim azar kalmamıştı ve en azından bir süre bunlara ara vermek istiyordum.

Banyodan çıkıp küçük adımlarla odama geçtim. Gece İlker abinin ne zaman yanımdan ayrıldığını bilmediğimden biraz tedirgindim. Biri bizi o halde görmüş olsa yanlış anlayabilirdi. Gürkan kıskanmazdı genelde ama dün başkasını seveceğimi söylediğimde delirmişti. Anlamlandıramıyordum. Onun hiçbir tavrını mantık içine yerleştiremiyordum.

Dolabıma doğru düşünceli bir şekilde yürüyüp içinden kalın, bol koyu yeşil bir kazakla siyah bir tayt çıkardım. Kahvaltıdan sonra da duşa girecektim. Zaten masada babama her şeyi anlatırken bol bol terleyecek olduğumdan sabahtan duşa girmek istememiştim.

Kazağımı üzerime geçirirken bakışlarım dolabımın içindeki orta boy hurçlarda takılı kaldı. Çeyizim için yapılan dantellerin çoğu onların içindeydi.

Güçlükle yutkundum.

Zor da olsa onları ayırıp geri yollamalıydım. Ne de olsa onlar artık benim değildi.

O tarafa bakmamaya dikkat ederek üstümü tamamen değiştirip mutfağa geçtim. Serap abla ocağın başında, demlikleri indiriyordu.

"Günaydın." dedim ama sesim yine istediğim gibi değil, pürüzlü ve cansız çıkmıştı.

Serap abla demliklere tezgaha bırakarak bir anda bana atılıp yanaklarıma birer tane sulu öpücük kondurdu ve ardından benim aksime bir kuş gibi cıvıldadı. "Günaydın canım benim."

BİR ATEŞE ATTIN BENİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin