Merhaba, nasılsınız bebişler?
Bölüm aslında dün gelecekti ama artık bazı yorumlardan sıkılmaya başladım. Ben sizi bekletmemek için bölüm atmaya çalıştıkça bazılarınız buralara nefretini kusmaya geliyor. Ben de artık bu kadar sık bölüm atmayacağım. Kitap içinde bölüm aralarının uzun olabiliyor ama ben haftada en az 2 bölüm yüklüyorum ama kıymet bilmiyorsunuz. Zaten iki kitabımın son birkaç bölümü kaldı. Diğerlerini düzene koymaya çalışacaktım ama biraz hevesim kaçtı açıkçası. Her neyse.
BÖLÜME OY VE SATIR İÇİ YORUMLARINIZI BIRAKMAYI UNUTMAYIN.
İnstagram hesabımdan ara sıra karakterler için şarkı bırakıyorum, soru cevap yapıyorum. İsterseniz siz de oraya gelebilirsiniz♡
KEYİFLİ OKUMALAR💖
🌙
Sıcak dudaklar bedenimde bir elektrik akımının yayılmasına sebep olurken büyük, kemikli eli yanağımı daha sıkı sardı. Parmaklarındaki kanın akışı kulaklarımı sağır edecekti. Gözlerim istemsizce kapandığında beceriksizce dudaklarımı oynatmaya devam ettim. Bununla beraber İlker'den değişik bir ses çıktı.
Gözlerim hızla açıldı.
O... Sanırım inlemişti?
Biri kafamdan aşağı soğuk su dökmüş hissiyle kendimi kaptırdığım zamandan ayırmaya çalıştım.
Biz ne yapıyorduk?
Dermanı kesilen kollarımı zorlukla kaldırıp aramıza bir bariyer gibi gerdim. İlker abi, artık abi demek ne kadar doğru olurdu bilemesem de, ne istediğimi anlamış gibi ayrıldığında utançla kendimi koltukta geriye çektim.
Alev alev yanan yanaklarıma buz tutmuş ellerimi bastırdım. Hızlı nefes alış verişlerimiz aramızdaki boşluğu dolduran tek gürültüydü. Aldığım her soluk sanki ihtiyacımı daha çok arttırıyordu.
Az önce olan... Düşünmek bile canımı yakıyordu. Beynim öyle çok uyuşmuştu ki boş boş ön camdan karanlık sokak arasını izliyordum. Eliyle yüzünü sıvazladığını tam göremesem de anladım.
Anlık duygu akımına mı kapılmıştık?
Eğer öyle bile olsa bu kesinlikle yanlıştı. O, hem benden yaşça büyük hem de Gürkan'ın abisi gibiydi. Tabi bir zamanlar öyleydi ama şu an için de bu gerçek değişmiyordu.
Ağladı ağlayacak bir halde koltukta iyice küçüldüm. Bir anlık heveslere kendimi kurban edemezdim. Ben, ufacık sevgi kırıntısına bile muhtaç olan bir kızdım ve kendimi kaptırmam uzun sürmezdi. Tekrar böyle bir hataya düşüp beni sevmeyenin peşinden koşmak istemiyordum.
"Ben..." dedim fısıltı gibi bir sesle ama devam edemedim. Yüzüne bile bakamıyordum. "Özür dilerim."
"Ne?" Onun boğuk sesi kulağıma dolduğunda istemsizce başımı kaldırdım. Kirpiklerimin altından ona baktığımda çoktan beni izlemeye başladığını gördüm.
Benim hakkımda ne düşünüyordu acaba?
Her önüne geleni öpen basit biri olduğumu falan mı?
Böyle düşünecek biri değildi ama ben, az önce daha üç beş defa konuşmuşluğumuz olan adama ilk öpücüğümü vermiştim. Hakkımda iyi şeyler düşünmüyor olabilirdi. Teyzem olsa kesinlikle beni mahvederdi ve yaptığım sanırım öyleydi.
"Ben gideyim artık. Zaten eve de yaklaşmıştım... Ihm... Beni dinlediğin için teşekkürler." İsmiyle seslenemedim, bu çok kötüydü ve öyle de hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ATEŞE ATTIN BENİ (ASKIDA)
Teen Fiction"Uzan..." "Yatağıma uzan..." 🌙 Gülbahçe Mahallesinde ismi geçen Zehra'nın hikayesidir. Kitap içeriğinde argo kelimeler ve yetişkin içerikli sahneler bulunmaktadır, dikkat ederek okuyunuz. BAŞLANGIÇ: 07.05.2021 Kapak: @hestianinkalemi