13. Bölüm: Hisler

71 9 10
                                    

Sansın gözünden

Frisk giderken ben sadece göz yaşlarımın akmasına izin verdim.
Nefes alamıyorum , şok olmuştum.
Bunu nasıl yapabildi.

Hayır. Asıl aptallığı yapan bendim.
Dün ona hesap sormak yerine ona yardım etmeye çalışmak yada bilmiyorum . . . Ona birşeyler yemesi için birşeyler getirip görevide boşverebilirdim .

Kendimi toparlamaya çalışıp ayağa kalktım.
Bacaklarımın titremesini önleyemediğim için bir ağaca dayandım ve nefes almaya devam ettim.

Kendimi nihayet sakinleştirmeyi başarınca telefonumu cebimden çıkarttım.
Asrieli aradım.

"Sans? Sen nerdesin heryerde seni arıyoruz ."
Dedi Asriel.
O bunu dediği anda istemsizce yine hıçkırıklara boğuldum. 
"Hey Sans . Neler oluyor ?" Dedi Asriel panikle.

Ben birazdaha ağladıktan sonra anca konuşabildim.
"Frisk. . . Bana hayatımın korkusunu yaşattı." Dedim. Aslında bu terim biraz yanlış oldu.
Bunu hakettim.

"Şey . . . Beni alabilir misin ? Parti yerinin yakınındaki uçurum kenarındayım. " dedim sesim biraz titrek çıkarken.

Asrielin onaylayan sesini duymamla telefonu kapattım ve sadece uçurum kenarında oturup şehir manzarasını izlemeye başladım.












Friskin gözünden

Ordan ayrıldıktan sonra şehir merkezinden mafyaya doğru yürümeye başladım.
Muhtemelen Chara mafyadadır.
Ben sadece yürürken yanlız olmadığım hissine kapıldım.

Haklıydımda . Bir vitrin camındaki kıyafete bakarmış gibi yaparken arkamda bana yaklaşan iki yansıma gördüm.

Yüzümde yine o gülümseme oluştu.
Karanlık bir ara sokağa döndüm.
Onlarda beni takip etti.

Ben orda yürümeye devam ederken arkamdaki sesler dahada arttı.
En sonunda neredeyse dibimde bir ses duydum.
"Hey güzellik. Senin gibi küçük bir kızın bu karanlık sokaklarda ne işi var. Hadi gel seni evine kadar bırakalım. " dedi içlerinden biri.

Yüzümdeki piskopat gülümsemeyi yok edip arkamı döndüm.
İki adam karşımda dikilmiş beni heran yiyeceklermiş gibi bakıyorlardı.
Karanlık yüzlerini seçmemi zorlaştırıyordu.
Ama pekte sorun değil .

Derin bir nefes aldım.
"Üzgünüm beyler. Ama bugün kendimi pazarlayacak günümde değilim. Yani ya hiçbir şey olmadan giderseniz. Yada başınıza bela alırsınız. " dedim arkamı dönüp giderken .

Ama birden omuzlarımdan iki elin beni tutup  duvara sertçe çarpmasıyla neye uğradığımı şaşırdım.

"Sen kendini ne sanıyorsun ha ? Seni şurada öldürsek çığlıklarını kimse --" dedi ama sözünü bitiremeden alnının tam ortasında dayadığım silahla ikiside şoka girdi.
Hafifçe güldüm.
"Sanırım beni o nayif kızlarla karıştırdınız. " dedim .

Onlar bakarken bir kez silahın tetiğini çekip el çabukluğuyla duvara yönlendirdim.
Boş mermi . Yine.
Onlar korkuyla geriye kaçarken bende duvardan sıyrıldım ve onların şok içindeki yüzlerine baktım.

Bana sinirle baktılar .
"Seni adi bislik. " dedi biri ve bana koşmaya başladılar.
Ama onlara yine silah doğrultunca yine gerilediler.
"Bence işte şimdi bir oyunu hakettik. Merak etmeyin kısa bişi. Şu anda ateşlenmemiş üç tane mermi gözü var. Bunlardan birinde mermi var. Eğer ikinizde hayatta kalırsanız gitmenize izin veririrm." Dedim ve onlara doğru yürüyüp silahı birinin kafasına yönelttim.
"Yerinizde olsam aptalca bişi yapmam ." Dedim ve silahın tetiğini çektim.
Yine birşey olmadı.
"Oh. Demekki baya şanslısınız." Dedim gülerken.

İşte şimdi adamlar korkmuşlardı.
Biri konuştu.
"Şey bence biz dersimizi aldık. Bence gidelim." Dedi diğeri .
Ama bukadar kolay pes etmem .
Silâhı diğer adama doğrulttum.
"Ama daha bitmedi . Sıra sende . Yanlız şöyle düşün . Yarı yarıya şansın var.
Ya yaşam .  .  . Yada ölüm ." Dedim silahı orda tutarken.

Aslında bildiğim birşey var. Buda boş mermi çıkacak.
Mermiyi silahın içine koyarken en sonda durmasına dikkat ettim.
Sans ı vurmak konusunda bu yüzden bu kadar rahattım. Çünki biliyordumki onu vurmak istemiyorum.
O benim bir sene boyunca şapşal iskeletimdi.

Tetiği çektim . Beklediğim gibi hiçbir şey olmadı.
Onlara gülümsedim.
"Anlaşılan siz kazandınız." Dedim ve arkamı dönüp gittim.
Hâlâ beni şok içinde izlediklerini biliyordum.
Son bir kez eğlenmekten zarar gelmez değilmi?

Ben yürürken silahımı arkadan doğrulttum ve yine tetiği çektim.
Büyük bir patlama sesi bütün sokağı doldurdu.
Ve adamların çığlıkları arasında merminin duvara saplanışı.
Yürümeye devam ederken güldüm ve kendi kendime mırıldandım.

"Heh. Korkak tavuklar ."
   

Mafiatale {frans}  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin