42. Bölüm: Bayıldım

69 9 42
                                    

"Ne istedin kızımdan.  .  . Ailesinden.  .  . Çocuğundan.  .  . Ne !!!!!!!"

Bir dakika ne ?
Birden adamın suratı dikkatimi çekti.
Bu Friskin biyolojik babası.

Birden onların yanına gittim ve ikisinide mavi kemiklerin içine hapsettim.

Gözlerimden yine yaşlar akmaya başladı.
"Ne haltlar dönüyor burda . . ." Dedim sinirle.
Friskin babası cevap verdi.
"Bu adam senin eşini öldürdü. " dedi tüm siniriyle.
Oda ağlamıştı.

Onlara baktım .
Diğer adam bana şaşkın bir ifadeyle bakıyordu.
Ona yaklaştım.
Ellerimi onun boğazına yerleştirdim ve duvara çarptırdım.
"Kimsin sen. Ondan ne istedin . . . " dedim .

Adam gülmeye başladı . Ben burda komik birşey bulamasamda gülmeye devam etti.
"Siz canavarlar herzaman kendinizi biz insanlarla aynı kefeye koymanız yokmu.  .  . Bir canavar ve insanın evlenmesine ses çıkarmadık . Ama çocuk . . . Bir melez. Ah kim bilir bunu kabullenmesi nasıl zor olmuştur. Çocuğu sonuç olarak bir canavar.
Kirli pasaklı duygusuz bir cana--" birden ona okkalı bir tokat attım.

Kimse Frisk ve kızım hakkında böyle konuşamaz .
Ona sert bir tokat daha yapıştırıp geçen vermeyi unuttuğum kelepçeleri taktım.
Adamı ayağa kaldırdım ve Friskin babasına baktım.

Hâlâ mavi kemiklerin içindeydi.
Kemikleri yok edip ona boştaki elimi uzattım.
O sadece mahçup bir şekilde başını salladı.
Bu sırada telefonum çaldı.

Direk elime alıp açtım.
"Alo?" Dedim.
"Sans polis geldi . İfade vermen lazımmış ?" Dedi Asriel direk .
"Ne polisi ?" Dedim hemen.
"Hastane yönetimi aramış. Nolur nolmaz diye ." Dedi Asriel.
Derin bir nefes aldım.
"Tamam geliyorum." Dedim ve telefonu kapattım.

Friskin babasına baktım.
"Sende benimle geliyorsun. " dedim ve beraber hastaneye geri döndük.





Hastaneye gelince polisleri gördük.
Polisler direk bize geldiler.
"Sizin için suçluyuda bulduk." Dedim ben adamı onlara iterken.

Adam birden çırpınmaya başladı .
Ama hemşire hemen bir ine yaparak işi çözdü.

Sonrasında ben kendi kısmımı hızlıca anlattıktan sonra Friskin babasının uzun hikayesi vardı .

Anlaşılan olay şuymuş;
Kendisi öylesine gece gezinirken yanındaki evden bir ses gelmiş.
Evin penceresine gizlice yaklaşmış ve Friski yerde acı içinde kıvranırken bulmuş .
O içeri girmek istemiş ama bir adam görünce durmuş .
Çığlıkları duyunca sonrasına bakamamış .
Adamı takip etmiş ve ben gelene kadarda bir güzel dövmüş.

Sonuç olarak adam suçu için hapis işlemleri , Friskin babasıda ağır yaralamadan dolayı yirmidört saat polis merkezinde kalması için götürüldü .

Ben sadece öyle kaldım.
Frisk babasını istemedi . Ama yinede onları korumaya devam ediyor.
Birden arkamda bir sürgülü kapı açılma sesi duyunca arkamı döndüm ve dışarı çıkan babam ve bir doktoru gördüm.
Hemen onların yanına gittim .

Babam bana baktı.
Yüzümdeki ifade açıklanmasını istediğini belli eden bir şekildeydi.

Babam derin bir nefes aldı.
"Pekala. Küçük küçük yaraları var . Onları hallettim.
Ama Sanırım bir yerden düşmüş olmalıki karnının bir kısmı ağır darbe almıştı.
İç kanama geçirdi . Ama hızlı hareket etmemizle hallettik.
Bileklerine gelicek olursak .
Çok ağır kesiklerdi.
İyi dayanmış . Zihnini ameliyathaneye girince yitirmiş.
Ama onlarda düzenli olarak ilaçlar ve iyileştirme büyüsüyle düzelir.
Ama ayağını çok kötü kırmıştı .
Birçok iyileştirme sihri olanlarla çok uğraştık.
Ama sadece bir çatlağa dönüştürecek kadar dayanabildik. Bir süre ayağı alçıda kalıcak . " dedi Babam.

Ama benim belkide rahatlamam için tek bir şey kaldı.
"Peki ya . . . Kızım?" Dedim merakla.
Babam bana gülümsedi.
"İnanmazsın her yeri yara aldı ama ruhunda tek bir hasar dahi yok. " dedi mutlulukla .

Birden o bütün kasvetim yok oldu gitti.
İkiside iyi. İkiside yaşıyor.
Birden mutluluktan gülmeye ve ağlamaya başladım.
Teşekkürler.

Frisk beni bırakmadın.
"Peki onu görebilir miyim ?" Dedim neşeyle.
Bu sefer doktor konuştu.
"Tabiki. Birazdan onu bir odaya çıkarırlar." Dedi bana gülümseyen yüzüyle.








Birkaç dakika bekledikten sonra Friski nihayet bir odaya taşıdılar .
Bileklerinde temiz sargılar vardı , ayağı hafif bir alçıyla kaplamışlardı , yüzündeki bazı küçük yaralar vardı. Ama hallolurdu.

Ben onun uyuyuşunu izlerken Friskin gözleri yavaşça oynadı .
Hafifçe mırıldandıktan sonrada gözlerini araladı.
Etraf loş bir ışığa sahip olduğu için rahatlıkla gözlerini açıp bana baktı.

Ona bakarken bir elini yavaşça tuttum.
"S-Sans?" Dedi fısıltı çıkan sesiyle.
Ona gülümsedim.
"Yanındayım Frisk . Yanındayım . Seni yanlız bıraktığım için özür dilerim." Dedim suçlu bir sesimle.

"Senin suçun yok. O adamı daha erken fark etseydim bunlar asla yaşanmazdı." Dedi Frisk . Ama birden göz yaşlarını tutamadı .
"Çok korktum Sans. Ölmek istemiyorum. Seni bırakmak istemiyorum . Elysi bırakmak istemiyorum." Dedi Frisk hıçkırıklarını bastırmaya çalışarak.

Onun saçlarıyla oynayıp sakinleştirdim.
"Şşşşş tamam geçti. Ben yanındayım şu anda güvendesin ." Dedim  .

Ama birden dediği dikkatimi çekti.
"Heh . Elys ha?" Dedim gülerek .
Frisk bana baktı.
"Şey . . . Sana sonra söyleyecektim. . . " dedi Frisk birden ağzından kaçan bu lafla toparlamaya çalışarak ama onu durdurdum.
Ona gülümsedim ve dikkatlice elini öptüm.
"Bayıldım." Dedim .











Friskde bana gülümsedi ve sabah olana kadar konuştuk durduk .

   

Mafiatale {frans}  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin