44. Bölüm: Elys

67 9 35
                                    

Beş ay sonra

Friskin gözünden

Bugün neden bilmiyorum ama mutlu uyandım.
Belki o günden sonraki iki ayımı daha hastanede geçirdiğim ve üç aydırda evimde güvenle kaldığım için olabilir.
Bilmiyorum.

Ayağımdaki çatlak iyileşti . En azından artık sargı bezi ile bağlıyorum ama sorun değil. 
Yataktan dikkatlice ve neşeyle kalktım.
Sans şu son bir haftadır Babamın isteği üzerine benimle evde izinli.
Ve bende gece uyku sorunları yaşamaya başladım.
Ama nedenide bir okadar ilginç.
Sanki ruhumda küçük tekmeler hissetmeye başladığımdan ve bunu Sansa söylediğimde Gasterin yanına gittik.

Gaster, Sansın benimle kalmasını istedi.
Neden bilmiyorum ama sanırım Elys ile ilgili.

Yani sonuç olarak Sans benimle beraber ve benimle ilgileniyor.

Merdivenlerden inip kahvaltı hazırlamaya başladım.
Ben kahvaltı hazırlarken Sansın bana aldığı bileklik ve Biyolojik babamın kolyesi güneş ışığında zarifçe parlıyorlardı.

Ben sofrayı hazırlarken birden keskin bir acı bütün vücüdumda yankılandı .
Ellerimi masaya koydum ve derin bir nefes aldım.
Acı kısaydı. Ama ruhumda daha yoğunda.

"İyi misin Frisk ?" Dedi Sans bana meraklı gözlerle bakarak . Ona gülümsedim.
"Evet. Sadece bir an nefessiz kaldım." Dedim hemen.
Sans bana gülümsedi ve sofraya son şeyleri koymama yardım etti.

"Kendini çok yoruyorsun . Keşke benide kaldırsaydın." Dedi Sans .
Ona gülümsedim.
"O yorgun uykusuz halinlemi? Kendim yaparım daha iyi." Dedim hemen.

Sans bana gülümsedi ve kahvaltısını yapmaya başladı. Bende onunla beraber kahvaltımı yaptım.

Kahvaltı işimiz bitince ben üstümü giyindim .
Bu arada Sansda sofrayı topladı.
Üstümü giynirken aynaya baktım.
Karnım belkide hamile gibi değil. Ama göğsüm için aynısını söylemek zor.
Aylar geçtikçe ruhumun olduğu yer kırmızılaşmaya başladı.
İnsanları korkutmamak için orayı saklıyordum.
Kimsenin gereksiz yere korkmasına gerek yok. Çünki dayak yemişim gibi duruyor .

İşim bitince tam kapının koluna elimi uzatmıştımki bu sefer birazdaha güçlü bir acı ile durdum.
Elimi direk ruhuma getirdim.
Ama buda hemen geçti.

Kendimi rahatlatmaya çalışıp aşağı indim .
Sans bana gülümsedi .
"Yürüyüş yapalımmı?" Dedi Sans .
Ona gülümseyip başımı salladım .

Birlikte zaman kaybetmeden dışarı çıktık.
Dışarıda yürürken bir çok yemek kokusu geldi burnuma.
Ama ne acıktım nede midem bulandı.
İşte bu garip .

Bir kaç saat daha yürüdük durduk.
Bu süre zarfında hiçbir acı olmadı.

Artık akşam saat dört yada beş gibi eve geri döndük. 
Çok eğlenmiştik.
Yürümek insanı rahatlatıyor.
Eve gelince tam ayakkabılarımı çıkartmak için eğilecektimki bu sefer cidden canım yandı. İstemsizce nefesimle beraber bir inleme çıktı ve elimi duvara koyup dengemi korumaya çalıştım.

"Frisk iyi misin?" Dedi Sans .
Ona baktım.
"Ruhum acıdı hepsi bu. Bu sefer sanırım ağır bir tekme attı." Dedim ve zorla gülmeye çalıştım .

Sans bana inanmayan gözlerle baktı . Ben ise hızlıca ayakkabılarımı çıkardım ve içeri geçtim.
Ve bu hızlı hareketten sonra hayatımda hiç hissetmediğim kadar kötü bir acı hissettim.
Küçük bir çığlık atarak ruhumu tuttum. Acıdan Sans olmasa az kalsın düşüyordum. 

Mafiatale {frans}  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin