0.9 // Aile Draması

656 31 13
                                    

Akın, Yasmin ve Biricik de gelmişlerdi. Akın önce amcalarına sarılmıştı. İdris sırasını beklerken bir çocuk gibi sırıtıyor ve yerinde duramıyordu. Akın onun bebekliğinden beri ayrılmadığı tek kuzeniydi. Diğerleriyle hep bir şey olmuştu. Akın nihayet boşa çıkınca İdris onun üstüne atladı resmen.

Akın ona sıkıca sarılırken İdris "Bir daha sakın bu kadar uzun süreliğine gitmeyin." dedi. Akın onun sırtına vururken "Ya da bir dahakine sen de gel." dedi. İdris bunu düşünmemiş değildi. Afganistan'ı seviyordu. Hem de çok. Yasmin yengesi ve babası sağ olsun, dillerini de az çok konuşabiliyordu. Almancası kadar iyi değildi ama idare ederdi.

Diğerleri de onlarla hasret giderirken Biricik hemen soluğu Mihriban'ın yanında almıştı. İkisi de fazla yüksek sesli konuşurken İdris gülümseyip mutfağa geçti. Babası önlükle yemeklere bakıyordu. Ellerini havluya silip havluyu omzuna attı ve oğluna baktı. "Aslanım." İdris ona sırıttı. "Ne yaptınız yemek olarak?"

Salih dudaklarını büzdü. "Çorba var. Garnitürlü pilav, karnıyarık." İdris "Hmm harika. Tatlı?" deyince Salih "Hah, ananın karnından her akşam yemeğinde tatlı yiyerek doğdun." dedi. İdris "Anamın karnından esir olarak doğdum baba..." deyince ikisi de bir süre sustu. Salih oflayıp "Bu kozu çok kullanmaya başladın, haberin olsun." derken İdris gülüyordu. "Hadi hadi. En sevdiğin yeğenin gelmiş bugün. Tatlı yapmışsınızdır." Salih gülümsedi. "Evet. Annen yapmış. Güllaç." İdris inleyip "Ah, o kadını seviyorum." dedi. Salih pilavın altını kapatırken "Ben de." dedi.

Herkes masaya geçtiğinde bütün yemek Akın, Yasmin ve Biricik'in Afganistan'da neler yaptıkları hakkında konuşmakla geçmişti. Yemek bitip herkes kahvelerini ya da çaylarını içerken İdris boğazını temizledi ve "Sevgili ailem. Bir duyurum var." dedi. Herkes ona dönünce İdris stresini atmak için güldü ve "Erm, nasıl söylerim bilmiyorum ama...eeh, siktir et. Benim bir sevgilim var." dedi.

Masal bununla boğazında kalan kahveyi öksürürken diğerleri şaşkınlıkla ona bakıyorlardı. Kendine ilk gelen olan Cumali amcası "Aslanım benim be. Kim bu talihsiz kız?" dedi. İdris "Ha ha. Çok komik." dedi ona ve "Erm, esas konu da bu. Benim sevgilim... Nalan Sanrı." dedi. Yamaç amcası gözlerini kırpıştırıp "Sanrı- Hilal Sanrı gibi mi?" deyince İdris başını salladı. "Evet, Hilal'in... kızı." Bununla masaya bir sessizlik çökmüştü. İdris titrek bir nefes verip "Bir şey söyleyin." dedi dayanamayarak.

Masal "Nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirsin?!" dedi. "O kadının bize ne yaptığını biliyorsun, neler yapabileceğini de biliyorsun ama yine de onun burnunun dibine girecek misin yani?" İdris ona şaşkınlıkla baktı. "Nalan, annesi gibi değil Masal tamam mı? O bu işlerde bile değil!" Masal'ın onu destekleyeceğini ummuştu hep. Ama ona ilk karşı çıkan o olmuştu.

İdris destek ararcasına babası ve annesine baksa da onlar da sessizdi. İdris kaşlarını çatıp ayağa kalktı. "Siz de onun gibi mi düşünüyorsunuz?" Salih kendine gelip ayaklandı. "Oğlum, Masal'ın söyledikleri mantıkl-" İdris hayal kırıklığıyla başını iki yana salladı. "Ona katılıyorsun."

"Ya siz? Amcalarım? Yengelerim? Anne? Siz? Sizce de yaptığım aptallık mı?" Cumali oflayıp "İdris, biraz durup mantıklı düşünürsen anlayacaksın oğlum." dedi. "Sanrılar bizim düşmanımız." Yamaç başını sallayıp "Abimler haklı İdris, sakinleş ve-" deyince İdris kahkaha atmaya başladı. Karnını tutarak geriledi ve "Vay be. Gerçekten vay be." dedi.

Yamaç ve Cumali de kalkınca İdris "Oh yo yo. Yerinizde kalın, bana bi adım daha yaklaşmayın sakın." dedi sertçe. "Bunları söyleyenlerin siz olması ayrı komik biliyor musunuz?" İdris başını sallayıp Yamaç amcasını gösterdi. "Senden başlayalım amca. Sen kiminle evlendiğini hatırlıyorsun değil mi? Efsun Kent? Sana babanı öldürten adamın finansçısı." Efsun yengesini gösterdi. "Ya sen? Efsun yengem? Babamının katilleriyle her gün aynı masada yemek yiyorsun. Bravo." Sıra babasındaydı. "Ya sen, baba? Annenin ölümüne neden olan kadının elini öptün sen yıllarca. Harikasın." Annesine baktı. "Annem! Ailenden birini öldüren adamdan üç çocuk yapmak nasıldı?" Cumali amcasına döndü. "İntikam da intikam, değil mi hep? Ama bak şimdiki haline. Kardeşinin katili ve babanın katilleriyle can ciğer kuzu sarmasısın." Damla "İdris..." deyince İdris "Lütfen sus yengem, çok sinirliyim sana da laf gelmesin." dedi.

"Hepiniz ama hepiniz, o kadar boktan bir durumdasınız ki... Hepiniz. Ama bunu ben yapınca sorun değil mi?" diye bağırdı. "Harika. Mükemmel bir şey gerçekten. Eee, ne yapmam gerekiyor? Ben de Karaca ablam gibi düğün günümde Nalan'ı mı öldürmeliyim?" Bununla herkesin yüzündeki ifade değişmişti. İdris onların canını acıtacak yeri bulduğunu anlayınca zaferine şükredip devam etti. "Biliyor musunuz? Hala Selim amcamın bu masada size nasıl bağırdığını hatırlıyorum. Karaca ablama Azer'i öldürttüğünüzü öğrenmişti ve kızını korumuştu. Sonuna kadar hem de. Çünkü onun için önemli olan kızıydı, kimi sevdiği değil. Keşke... keşke o hayatta olsaydı da beni de size karşı korusaydı."

***

İdris ceketini alıp kapıyı çarpıp çıkalı birkaç dakika oluyordu. Salih ve kardeşleri yenilgiyle sandalyelerine çökmüşler ve masadaki kirli tabaklara bakıyorlardı. Salih başını iki yana sallayıp "Yok, kesin. Benim oğlum." dedi. Yamaç ve Saadet başını salladı. "Senin oğlun." dedi Saadet. Yamaç oflayıp "Herif haklı ya." dedi ve ayağa kalkıp Salih'in elini tuttu. İkisi el ele kapıya yönelince Efsun "Yamaç ta Erbaa'ya kadar gitmeyin gene!" dedi. Saadet de arkalarından seslendi. "Evet Salih bak, gene Göl Kenarlarından toplamayalım sizi." Cumali oflayıp "Ormana gidiyorlardır kızlar sakin." dedi.

Asiye eteğinin ucuyla oynamayı bırakıp "Haklıydı ama." dedi. "İdris... o aptal değil. Eğer o kıza güveniyorsa, biz de ona güvenmeliyiz." Masal Asiye'nin söylediklerini duyunca şaşkınlıkla ona baktı. "Sen de mi..?" Asiye omzunu silkti. "Hiç öyle bakma Masal. Ciddiyim." Masal sinirle gülüp "İnanamıyorum sana." dedi ve balkona çıktı. Efe de onun peşinden çıkmıştı bir süre sonra.

Masal onu fark edince "Konuşmak istemiyorum Efe." dedi. Efe başını salladı. "Susarız o zaman." İkisi de susarken Masal burnunu çekip Efe'ye çaktırmadan göz yaşlarını silmeye çalıştı. İdris'le ters düşmekten nefret ediyordu. Efe ona göz ucuyla baktı. "Canını sıkan esas şey kızın sizin düşmanınızın kızı olması değil, değil mi?" Masal omzunu silkti. Efe de devam etti. "Kıskanıyorsun."

Masal sinirle "Kıskanmıyorum İdris'i." deyince Efe tamamen ona döndü. "Belki onu değil, ama ilgisini. Hep sana bağlı olan ilgisini başka bir kızla paylaşma fikri seni ürkütüyor." Masal omuzlarını düşürdü. "Belki..." Efe ona biraz yaklaşıp "Masal, bu hiç olmayacak. Bak, birkaç gündür buradayım ama İdris seni her şeyden çok seviyor ve önemsiyor." dedi. Masal zorla gülümsedi. "Az önce o kız için babalarımızın en büyük yaralarına tuz bastı."

Efe başını öne eğdi. Buna verecek bir cevabı yoktu. Aslında... vardı. "Bunu senin için de yapardı Masal." Masal ona baktı kızaran gözleriyle. Efe onun kolunu sıvazladı. "Sen ona karşı çıkınca yüzündeki ifade mahvolmuş bir adama aitti Masal. İdris seni önemsiyor. Sırf bir sevgilisi oldu diye değişmeyecek bu." Masal Efe'ye yaklaşıp "Döner değil mi?" dedi. Efe başını salladı. "Tabi ki de döner!" Masal en sonunda koyverip Efe'ye sarıldı. Efe de onu rahatlatmaya çalışıp sırtını sıvazladı.

Masal'ın nefesleri sakinleşirken Efe balkon kapısına baktı. Efsun onlara bakıyordu. Kadın hafifçe gülümseyince Efe de gülümsedi ona 'her şey yolunda' dercesine. Efsun başını salladı ve içeri döndü. Efe Masal'ı sıkıp biraz daha salarken "İyi tarafından bakacak olursak, ilk aile dramamı yaşadım. Yey." dedi. Sinirleri bozulan Masal buna gülerken Efe onu güldürebildiği için seviyordu.




'Ello!

Drama drama drama. İdris babasına çekti herhalde ne sandınız. Sevdiğine sahip olamayacağını söylerseniz ne söylediğini o bile duymaz. Ama haklıydı çocuk...

Gelecek bölümden spoyler : Kuzum biz seni gitti sanıyoduk, sen hala Çukur'dasın...

Sizi seviyorum. İsteyenler buradan hepsinin adını yazmaya üşendiğim kitaplarıma uçabilir. Haftaya görüşürüz. ✌🏻 🏳️‍🌈

Yıllar SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin