1.1 // Mezar Taşı

541 33 41
                                    

Mahsun kahveye geldiğinde umduğunun aksine sadece Cumali'yi bulabilmişti. "Günaydın. Yamaçlar yok mu?" Cumali başını bulmacasından kaldırıp Mahsun'a baktı. "Yok aslan parçası. Salih çocukları okula bırakıyor şimdi, Yamaç da daha evde." Mahsun başını salladı. "Tamam. Sana anlatırım sen de onlara anlatırsın."

Cumali kalemini bırakınca Mahsun onun karşısına oturdu ve "İdris'le kavga çıkmış evde." dedi. Cumali başını salladı. "Öyle oldu biraz. Çekti gitti." Mahsun "Evet. Benim orada, birkaç gündür orada kalıyor." deyince Cumali "Tahmin etmiştik." dedi. Mahsun "Hah. Ben de haber vereyim dedim." dedi. "Çocuklara simit poğaça falan almaya çıkmıştım yolumun üstü diye..." Cumali güldü. "Yolunun üstü?" Mahsun dudaklarını büzüp "Tamam belki de değil ama yine de haberiniz olsun istedim." dedi. Cumali başını salladı. "Sağ ol. Ben söylerim bizimkilere."

Mahsun "Oldu o zaman. Beni çocuklar bekliyor." dedi ve kapıya yöneldi. Cumali de bulmacasına geri dönerken "Arayı bir daha bu kadar açma." dedi. "Ha bir de söyle o herife, eve dönsün, annesi perişan oldu."

Mahsun gittikten yarım saat sonra Salih kahveye gelmişti. "Ben bıktım arkadaş ya. Bıktım!" diye söyleniyordu ceketini çıkartırken. "Çocukları okula götür, çocukları okuldan getir! Selim'i kursuna yetiştir, Mihriban gene okulda kavga mı çıkarmış, Biricik de ona yardım mı etmiş." Cumali gülüp "Sabah sabah ne bu celal Salih?" dedi. Salih kendine çay koyarken "Yok harbiden Mihriban kavga çıkarttı, Biricik de ona yardım etti." dedi. "Gözümün önünde başka bir kıza saç baş girdiler ya."

Cumali "A-Ah, ne oldu ki?" dedi. Salih onun yanına oturup "Ya abi, biliyorsun bu kızlar ikisi bir araya gelince zaten cozutuyorlar ama konu Selim olunca aslan kesiliyorlar harbiden. O kız Selim'e yürümüş sonra, bir şeyler mi olmuş ne. Kızların bir dalışı vardı. Bir süre hayranlıktan hareket edemedik Selim'le." dedi. "Ama tabi sonra ayırdık. Bir de kırk saat müdürün saçma saçma konuşmasını dinledim. Neymiş Koçovalı kızlarına yakışıyor muymuş, bilmem ne."

Cumali "Eee?" dedi ilgiyle ve gülümseyerek kardeşini izledi. Salih çayından bir yudum alıp "İşte o yüzden geç kaldım." dedi. "Ama kızları da kenara çekip konuştum ben de." Cumali "Salih lütfen bana kızları tebr-" derken Salih "Tabi ki de onları tebrik ettim!" dedi sertçe. "Ya ne yapacaktım? Aslan onlar. Benim aslanlarım o kızlar. Bir dövüş teknikleri vardı ama abi... görmen lazım. Yani Gazapizm açan Yamaç, solda sıfır kalırdı." Cumali güldü. "Ha o kadar."

O sırada kahveye giren Yamaç "Kim solda sıfır kalırdı?" dedi. Cumali "Bizim kızlar. Okulda kavga çıkarmışlar. Salih öve öve bitiremedi." dedi. "Senden bile iyilermiş." Yamaç yerine geçip "Eee, boynuz kulağı geçecek illaki." dedi. "Ama kimse beni Gazapizm açıkken geçemez." Salih "He Yamaç he." dedi. "Aslında var ya... kızları öyle görünce... Karaca'yı anımsatıyorlar bana."

Bundan sonra durulan üçlü bir süre susmuştu. Cumali ikiliye bakıp havayı dağıtmak için "Beyler sizden önce Mahsun geldi." dedi. Salih konunun İdris'le ilgili olduğunu anlayıp hemen ciddileşti. Cumali "İdris, kuzularlaymış. İyiymiş." dedi. Salih başını salladı. Dönmeyi planlıyor mu eşek oğlu eşek babası hariç." Cumali omzunu silkti. "Söylemedi onu." Salih ofladı. "Bu çocuk beni yoruyor." Yamaç başını salladı. "Babasına çekti, babasına çekmese. Selim gibi, anasına çekse neyse ama işte babasına çek-" Salih çayının kalanını Yamaç'ın yüzüne attı. Yamaç sinirle "Ne yapıyorsun ya?" deyince Salih "Abartma lan. Zaten soğumuştu." dedi. "Kalk bana bi çay koy. Bir de abin hakkında bir daha böyle konuşma."

Yamaç somurtup "Bana ne ya. Kalk kendi çayını kendin koy." dedi. Cumali de kendi çayını bitirip "Yamaç çok konuşma da hadi abinin çaylarını tazele. Hadi Yamaç." dedi. Yamaç bardakları alıp "Sizden nefret ediyorum." dedi. Salih dudaklarını büzdü. "Seviyorsun." Yamaç çayları koyarken "Sevmiyorum!" dedi. Cumali başını bulmacadan kaldırmadan "Seviyorsun!" dedi. Yamaç ofladı ve çayları önlerine koydu. "Sevmiyorum."

Yıllar SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin