"Vartolu Sadettin hep bi yolunu bulur."
Hilal göğsüne inen ağrıyla sendelese de duvara tutundu. Yıllar sonra gördüğü Medet, ağlayan kadına bardağı uzatırken Hilal onun da ne kadar yaşlandığını fark etti. Ama tanıdık bir yüzü görmenin neşesi şaşkınlığından fazlaydı. Dudaklarının kenarı istemsizce kıvrılıyordu. "Medet?" dedi sinirlerine hakim olmayı bir şekilde başarıp.
Herkes ona bakarken Medet de başını kaldırdı. İlk bakışında tanıyamasa da sonra hemen anlamıştı. "Hassiktir." deyip kaçmaya hazırlanır gibi kalktı. "Abinler de burada mı?" Hilal gözlerini devirip "Şu an korkman gereken kişiler abimler değil Medet." dedi. "Açıklamak istediğin herhangi bir şey var mı?" Medet "H-Hayır yeng- yani Hilal Hanım, Abla?" dedi Hilal'e nasıl hitap etmesi gerektiğini tam seçemeyerek. Hilal "Sadece adımla seslen gerizekalı." deyince Saadet "Pardon sen kimsin ve neden benim Medet'ime gerizekalı diyorsun?" dedi.
Hilal ona bakmadan "Seni ilgilendiren bir durum yok." dedi ve Medet'e sertçe bakmaya devam etti. "E hadi Medet. Tüm gün bekleyemem ya." dedi. "Sadettin'le Koçovalıların yirmi yıl sonra bile ne alakası var? Ve sen neden onların yanındasın? Anlat. Bekliyorum."
Hilal dişlerini sıkarak ona bakarken Medet etrafına bakınıp "Burada anlatmasam?" dedi. Efsun "Ben de meraklandım, anlat ne anlatman gerektiğini Medet." deyince Hilal bir ona baktı ve Medet'e geri döndü. "Bekliyoruz." Saadet de Medet'e dönünce Medet gerilmişti. Panikleyip "Yamaaaaç!" dedi. "Bi gelcen mi?"
Abisinin başından ayrılmayıp onu camdan izleyen Yamaç adını duymasıyla başını çevirdi o yöne. Ama Hilal'i görmesiyle tüm siniri üstüne gelmişti. Yamaç o tarafa ilerlerken Hilal ilk defa sevdiği adamın katiliyle yüz yüze gelecek olmanın gerginliğini yaşıyordu. Yamaç Hilal'in önünde dikilip "Senin burada ne işin var?" dedi. Hilal'in ondan aşağı kalır yanı yoktu. O da diklenip "Kızımı getirdim. Çok meraklı değilim sizin aileye." dedi. "Ama Medet bana neden abisinin katilleriyle takıldığını anlatana kadar da gitmem."
Yamaç kaşlarını çatıp geri çekildi biraz. "Ne?" Medet de kaşlarını çatmıştı. "Abimin kat- Haa o mesele. Ben sana geri dönüş yapmadım değil mi?" Hilal "Ne geri dönüşü ne diyorsun Medet?" deyince Medet "Ya o çok uzun bir konu yen- aman Hilal. Abim anlatsın mı onu?" dedi. Hilal gözlerini kırpıştırıp "Medet bana yirmi yıl önce adamın öldüğünü söyledin. Nasıl anlats-" derken durdu. "O... hayatta mı?"
Yamaç bir şeyler anlamaya başlamıştı ama emin olmak için "Sen Vartolu'yu nereden tanıyorsun?" dedi. Hilal ona dönüp duraksadı. Nasıl anlatsaydı şimdi bunu? "Umm, sana ne?" dedi. "Seni hiç alakadar ettiğini sanmıyorum Yamaç Koçovalı." Yamaç "Abimle ilgili her şey beni de alakadar eder." dedi. Hilal "Vartolu Sadettin." dedi. "Abin değil senin." Yamaç gülümsedi. "Öyle öyle."
Hilal hiçbir şey anlayamıyordu. Kalakalmıştı resmen. Yıllar sonra Sadettin'in ölmediğini öğrenmişti ama bir de Koçovalılarla akraba çıkması... Titrekçe nefesini verip "Anlat. Medet'ten bir hayır geleceği yok. Sen anlat bakalım Yamaç Koçovalı." dedi. Yamaç "Önce sen. Abimi nereden tanıyorsun?" dedi. Hilal "Eski bir dostum." dedi sinirlenmeye başlayarak. "Anlat işte."
Yamaç Medet'e bir bakış attı. "Vartolu Sadettin benim babamın oğludur." Hilal kaşlarını kaldırıp "O yüzden mi ailenizin içinden geçip Çukur'u tümsek yapmak için geldi Çukur'a?" deyince Yamaç "Ha o kadar eski bir dostun." dedi başını sallayarak. "Evet. İntikamını almaya gel-" Hilal sabırsızlanıp "Bana onun hakkında bilmediğim şeyleri söyle Yamaç Koçovalı! O kadarını herkes biliyor." dedi. "Sırtında o garip işaretinizden var, ne kadar sorsan da anlatmaz. Mihriban türküsü çalınca delirir, onu da sorsan anlatmaz ama bir gün kızımı- kızı, kızı olunca adını Mihriban koymak ister. Her giysisine en azından bir parça kırmızı koyar. Üç öğün menemen yese gene de menemene doymaz çünkü annesinin ona öğrettiği tek yemek o. Ama yine de yemek yemeyi konsept olarak sevmez. Kaçakçı olarak başladı bu işe çoğunun zannettiği gibi uyuşturucunun aksine. İlk kez on yedi yaşında elini kana buladı. Ne kadar inkar ederse etsin şiir okumaya bayılıyor. Sesi çok güzel ama asla şarkı söylemez ciddi ciddi. Ben bunları zaten biliyorum. Bana onun nasıl şu an hayatta olduğunu ve nasıl senin abin olduğunu anlat."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar Sonra
FanfictionMasal İdris'in saçını bitirince ucunu bağladı ve yanaklarını tutup alnını öptü. "Oldu bitti tatlım." İdris başını onun kucağına koyup "Teşekkürler tatlım." dedi. Asiye tek kaşını kaldırıp "Flörtünüz bittiyse, teslimat tarihini bugüne çekeceğimiz içi...