HİS LİPS

758 75 26
                                    

"Beraber yatalım." Cevabımı dinlemeden beni yatağa çekmiş ve sımsıkı sarılmıştı. Başım göğsüne çarpmıştı ama her hangi bir şey dememişti. "Şimdi soruduğum sorulara teker teker doğru cevap vereceksin. Çünkü sen, bana kolay kolay yalan söyleyemezsin bebeğim. Başlayalım. Imm, ilk sorum, elindeki ve bileğindeki yaralar kimin yüzünden ortaya çıkıyor?"

"Onlar..." Sanırım bu gece her şeyi sıfır yalanla anlatmam gerekiyordu. "Kendim yapıyorum." Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Kendim kendime zarar veriyorum." Saçlarımı okşamaya başladı.

"Ama bebeğim, neden?" Gözümden akan yaşları nazikçe sildi. Umarım bu bir rüya değildir. Daha önce hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. "Sana bu yaptıran ne?"

"Yaklaşık on yıldır birini seviyorum. Neredeyse on bir yıldır birbirimiz tanıyoruz ama erkeklerden hoşlanan biri değil. O bana her türlü duyguyu yaşattı. Bunları, asla onunla birlikte olamayacağımı, sonsuza kadar babamın işkencelerine maruz kalacağımı hatırlayınca yapıyorum. Hem hoşuma gidiyor." Gözlerimin içine bakıyordu ama bu normal bir bakış değildi. Sanki indikçe derine inmek istiyor gibi bakıyordu.

"O sevdiğin kişi kim? Sana onca şeyi yaşatacak kadar şanslı kişi kim?" Göz yaşlarım daha da hızlandı.

"Hyunjin o kişi..." Göz yaşlarım hızlanırken başımı eğdim ve dişimi sertçe dudağıma geçirdim. "O kişi sensin." Elini çeneme koydu ve başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı. "Özür dilerim."

"Neden özür diliyorsun? Homofobik değilim diye bin kere söyledim." Karşı çıkacağım esnada müsaade etmedi. "Hem ayrıca, ben kızlarla yapamıyorum. Kısacası ben de gay oluyorum ve Jeongin sen neden bunu on yıl içinde tuttun. Bana söyleyebilirdin. Ben sana asla kötü bir şey yapmazdım."

"Ama ben.... Korktum... Benden nefret etmend-.... Bir daha asla konuşmayız diye korktum..." Ellerim yavaşça titremeye başlıyordu. Dudaklarımda titriyordu, sanki, soğuktan donuyormuşm gibi... Hep bunu düşünürdüm.

"Korkma Jeongin. Herkesi bırakabilirim ama seni asla..." Eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve titremesini engelledi. Bir müddet öyle kaldı. Şaşkınlıktan  gözlerim kocaman açıktı ve kapatamıyordum. Bir müddet sonra ayrıldı ve ellerimi tuttu. Vücudum sakindi ama kalbim durmuyordu. "Uyu güzelim, uyu..."

-----

"Günaydın Jeongin. Ben diğerlerini de çağırdım. Kahvaltıya gel hadi." Hyunjin gelmiş ve güler yüzle uyandırmıştı beni. İlk defa Yuna'dan sonra biri beni gülerek uyandırıyordu. Bu gülüşün yeri ayrıydı tabii ki.

"Tamam geliyorum." Biraz gerindim ve yataktan kalktım. Bir an dün geceki olaylar aklıma gelince kocaman gözlerle Hyunjin'e baktım ve koşarak tuvalete gittim. Arkamdan kıkırdadığını duymuştum. Bir müddet sonra çıkmak zorunda kaldım. Çıktığımda orada değildi. Mutfağa gittim. Jisung, Felix ve Seungmin gelmişti.

"Selam millet." Sohbeti kesip bana baktılar. Felix koşarak yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Herkesle merhaba diye selamlaşırdım ama Felix beni havada döndürmek zorundaydı. Onun bunu yapmadı midemi bulandırmıyordu, ilginç.

"Kankam, bebeğim, ekmeğim." Yere indirdi ve gülümseyerek bakmaya başladı. "Dün gece Hyunjin ile birlikte yatmışsınız?" Kocaman gözlerle Hyunjin'e baktım. O da kıkırdayarak bakıyordu. Umarım onlara o anlamda yatmaktan bahsetmemiştir.

"E-evet, yattık ve u-uyuduk." Gülümsedim ve Hyunjin'in yanına gidip fısıldadım. "Ne anlattın onlara." Dün gece yaptığı gibi dudaklarını dudaklarıma bastırdı ama bu kısa sürmüştü. Gözlerimi yuvalarından çıkma ihtimali olana kadar açtım. Herkes şaşkınlıkla bakıyordu.

"Utanma ya çok şey bir şey anlatmadım. Konuştuk falan dedim. Ha bir tek öptüğümü söylemedim. Onu da canlı gösterdim." Kendime geldim ve omzuna vurdum.

"Yanlış anlaşılacak aptal." Kıkırdamıştı sadece, kıkırdadı. Hayatımda bir kere bile çok tatlı olduğunu inkar etmedim. Hala etmiyorum.

-----

"Abi babam birazdan eve gelecek. Biraz önce beni aradı ve çok sinirliydi." Alıştığım için omzumu bana ne anlamında silktim. "ABİ!" Ona döndüm. "Bak, hiç bu kadar sinirli gözükmüyordu. Bu sefer çok kötü olacak. Lütfen evde durmayalım." Evde durmamak mı? Mantıklıydı.

"Aynen hadi valizini hazırla. Gidelim buradan." Korkuyla baktı.

"Yapabilir miyiz ki?" Ellerini tuttum.

"Merak etme. Asla sana bir şey olmasına müsaade etmem." Başını salladı ve odasına gitti. Hızlı davranmamız gerekiyordu. Yakalanırsak sonumuz gelirdi çünkü.

///

Sizce kaçabilecekler mi?

Not: Bende bilmiyorum. Yazınca öğreneceğim.

Even A Fool Knows || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin