"JEONGİN! ÖLDÜRECEĞİM LAN SENİ!" Hızla koşarak üstüme gelen Jisung ve onu durdurmaya çalışan Changbin, Minho ikilisi.
"N-ne oluyor?" Bir anda yakama yapışmasıyla, değişik bir korku yaşadım. Yani bu babam beni döverken ki korku gibi bir şey de değil.
"Sırf sen onu terk ettin diye Hyunjin Amerika'ya gitti. ORADA DAHA ÖNCE NE BOKLAR YAŞADIĞINI BİR MİNHO BİR DE BEN BİLİYORUZ! SENİN YÜZÜNDEN RESMEN HAYATINI KENDİ ELLERİYLE ATEŞE VERDİ! SENİN YÜZÜNDEN! GEBERTECEĞİM SENİ!" Attığı yumruğun etkisiyle zayıf bedenim yere savrulurken göz yaşlarım düştü. Orada berbat şeyler yaşadığını duymuştum ama, ne olduğunu bir türlü öğrenememiştim.
"JİSUNG, YAPMA ŞUNU! GEL GERİ GİDELİM! JEONGİN!İ DÖVMEYE DEĞMEZ!" Changbin durdurmaya çalışıyordu. İşte parmağı olan Minho'ysa Jisung'ı vaz geçirmek için bir taraflarını yırtıyordu. Jisung üstümde hiç durmadan yumruk atarken Felix ve Yeonjun'un gelip Jisung'a daldıklarını gördüm. Buna karşılık Changbin de kavgaya karışmıştı. Minho da yanıma gelip beni yerden kaldırdı.
Diğerleri görmeden hızlıca sınıftan çıktık.
"Revire gidelim." Zar zor nefes alırken başımı iki yana salladım.
"Revir olmaz. Deli müdür Jisung'ı anında disipline gönderir. Kimsenin olmadığı bir yere gitsek yeter." İç çekti ve arka bahçeye adımladı.
-----
"Jisung buraya gelebilir, bak demedi deme." Alnıma son yarabandını yapıştırıp çöpleri az ilerideki konteynıra attı.
"Gelsin. Ayrıca yaptığı şeyde haklı." Jisung, Minho biliyor mu demişti? "Hyung, bana Hyunjin'in Amerika'da ne yaşadığını anlatır mısın?" Dudaklarına birbirine bastırıp gözlerini etrafta gezdirdi.
"Bilmeye hakkın var." Yanıma oturdu ve derin bir nefes aldı. "Hyunjin'in annesi ve babası, biliyorsun yani o konuyu. Hyunjin'in amcası, resmen alkolle anasından doğmuş. Her gün, en az 6 şişe içiyor. Bir kızı var. Hyunjin, o ülkeye gidince mecburen amcasının yanına gidiyor. Ailesinden geriye kalan kimse yok. Amcasına da engel olmak mümkün değil. Resmen halka açık mafya. Bu hem kendi kızını hem de Hyunjin'e... Imm... Anlarsın ya işte..." Anladım anlamında başımı salladım. "Aynı zamanda insanları dövmek, yaralamakta hoşuna gidiyor. Şimdi sana Hyunjin'e zamanında yaptığı bir şeyi söyleyeceğim. Sırtına bıçakla bir delik açmış ve o deliğe, içki dökmüş. Asıl iğrenç olan, kendi ağzından dökmesi." Yüzümü buruşturup bulanmaya zorlayan mideme engel olamadım. "Özeti, bir şerefsiz."
"Babamdan daha kötü." Aslında düşününce Hyunjin'in yaşadığı hayat benimkinden kat ve kat daha zordu. Ama o, ruhsal ve bedensel olarak fazlasıyla güçlüydü. Ben değildim, hiç bir şekilde güçlü değildim. "Ben, Hyunjin'den uzak durmam. Her şeyi yaparım ama bunu yapamam."
"Jeongin, onu geri getir, lütfen." Bunu Minho'mu diyordu?"
"Siz küs değil miydi-"
"O benim ilk arkadaşımdı. Birbirimize dargın bile olsak, ben onun bu tarz şeyler yaşamasını istemiyorum tamam mı? Onu, geri getir." Başımı salladım ve kalktım. Halletmem gereken bir mesele vardı.
///
Hyunjin ve Jeongin, birbirinden yarı duracak? İnanmış gibi yapabilirim. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Even A Fool Knows || Hyunin
RomansaHyunjin ve Minho bir kız için dostluklarını bitirmiş, düşman olma yolunda ilerliyorlardı. Hyunjin'e aşık olan Jeongin'se, ona kız için yardım ediyordu. Bir gün sevdiğine kavuşmayı, yalnızca diliyordu...