"Abi, geldiler." Korkuyla söylemişti bunu. Giriş kapısına doğru baktığımda gerçekten geldiklerini fark ettim. "Kaçamayacağız." Korkudan gözünden bir kaç damla yaş düştü. Hızla onları sildim.
"Korkma. Hem arka bahçeye gelmezler. Oradan kaçarız." Kenarda bir tepside içecekler vardı. Onlara sanırım zehir olan bir toz kattım. "Bunları al arka bahçedeki görevlilere ver, içsinler. Ellerimle size yaptım falan de." Başını salladı ve tepsiyi alıp gitti. Bir müddet sonra oraya gittiğimde hepsini bayılmış olarak gördüm.
"Bavulumu bana ver." Onun bavulun ona verdim. Kendi bavulumu ve iki büyük çanta taşıyordum. Dışarıya çıktığımda arabalardan birinde bize el sallayan Minjeong'u gördüm. O tarafa yöneledik.
"Sizin ne işiniz var burada?" Minjeong sürücü koltuğunda beklerken Karina kalkıp bagajı açtı ve hızla eşyaları yerleştirdik.
"Geçerken gördük nereye istiyorsanız bırakalım dedik. Aslında bir müddet bizimle kalsanız daha iyi olur." Karina telaşla konuşmayı böldü.
"Hadi hızlı olsanıza. Bunu sonra konuşuruz." Haklıydı. Hızla arabaya bindik.
-----
"Bizde kalabilirsiniz. İnsan hiç kardeşinden çekinir mi?" Dediğine göz devirdim. Yuna hala üvey kardeş olmamızın şokundaydı.
"Senden çekindiğimiz falan yok. Sevgilinden de çekinmiyoruz. Biz sadece... Yani ben... Yuna" Bana döndü. Söyleyeceğim şeyden vaz geçtim ve başka bir şey söyledim. "Otelde mi kalalım? Satılık ev mi bakalım?" Minjeong sinirle ellerini başına vurdu ve gökyüzüne baktı.
"Sabır sabır sabır. YA SEN NEDEN BU KADAR KEÇİ HYULUSUN!?" Sinirle bağırınca sokaktaki herkes bize dönmüştü. Aslında haklıydı. Biraz keçi huyluydum ama benim psikolojik sorunlarım vardı. Bazılarını Yuna bile bilmiyordu. O benden tiksinebilirdi. "BAK, HELE GİT BİR OTELDE KAL, KESERİM SENİ! AHA BÖYLE PARÇA PİNÇİK EDERİM!" Eliyle değişik hareketler yapıp sinirle bağırmaya devam etti.
"Tamam, Yuna sen istersen burada kal. Ben..." Hiç kimse anlamamıştı. Bir süre sonra Minjeong pis pis sırıtmaya başladı.
"Ha sen Hyunj- Tamam tamam sen git- Had hadi bekletme çocu- GİTSENE!" Bir anda sinirle bağırmasıyla korkuyla yerimden sıçradım ve valizimi de alıp söylene söylene gittim. "YUNA AŞKIM DA BİZİMLEEEE!" Sevinç çığlıyla arkama döndüm. Aşkım deyince Karina sertçe omzuna vurup triple binaya girmişti. Yuna kıkırdayarak Minjeong da söylenerek girdi.
-----
"Jeongin? Valiz?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. Beni içeriye aldı.
"Hyunjin, bir müddet sende kalabilir miyim?" Biraz öylece durdu ve gülümsedi. Valizi ve sırtımdaki çantayı alıp odasına götürdü. Ev tek katlı ve geniş bahçeliydi. Tek sorun, bir tane yatak odası vardı.
"Bir şartım var. Her gece benim yatağımda beraber yatacağız." Kaşlarımı çatıp dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı bir kere salladım.
"Söz! Beraber yatmadığımız gecenin ertesi günü çok kötü geçsin, söz!" Söz işaretini yapıp kıkırdamaya başladık.
///
Bende bazen kaçmak istiyorum aynı taktiği mi kullansam?
Spoi: Jeongin yavaş yavaş mutlu olmuyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Even A Fool Knows || Hyunin
RomanceHyunjin ve Minho bir kız için dostluklarını bitirmiş, düşman olma yolunda ilerliyorlardı. Hyunjin'e aşık olan Jeongin'se, ona kız için yardım ediyordu. Bir gün sevdiğine kavuşmayı, yalnızca diliyordu...