i slept with him

479 69 361
                                    


Theo Camille'in dudaklarından ayrıldı ve üzerinden kalkıp bize -kapıya- doğru adımladı. Camille'e döndü.

"Ben arabada bekliyorum."

Camille yutkundu. Harry elini yumruk yapıp Theo'ya doğru yürüdüğünde bileğinden tutup kendime çektim. Elimden kurtulup Theo'ya yaklaştı. Camille oturduğu yerden kalkıp üzerini düzeltti.

Harry hiçbir şey söylemeden Theo'yu yakasından tuttu ve ona kafa attı. Harry'nın adını bağırarak omuzlarından tuttum. Theo kanayan burnunu tuttu ve Camille'e el işareti yapıp evden dışarı çıktı. Harry bir kez daha benden kurtuldu ve Camille'in üzerine yürüdü.

"Bana burada ne olduğunu açıklayacak mısın?"

"Ne gördüysen o."

Dışarı çıkmak istiyordum ama Harry'nin onu gerçekten aldatıp aldatmadığını öğrenmek için de yanıp tutuşuyordum.

"Benden böyle mi intikam alıyorsun?"

Demek ki doğruydu.

"Theo'yu seviyorum."

Harry'nin yüzüne baktığımda kalbinin kaç parçaya ayrıldığını görebiliyordum. Onun kırıkları benim kalbime batıyordu.

"Beni sevmiyorsan neden birlikteydik?"

"Seni sevdim Harry, bunu biliyorsun. Sen her şeyin içine edene kadar..."

Camille saçlarını çekiştirdi ve bana baktı. Birkaç adım geriledim ister istemez. Harry az önce ikisini gördüğümüz koltuğa çöktü. Elleriyle yüzünü kapattı.

"Affettiğini düşünmüştüm. Söyleyebilirdin, ayrılabilirdik. Böyle olmak zorunda değildi."

Camille salondan çıkıp yanımdan geçti ve merdivenleri tırmandı. Galiba eşyalarını toplamaya gidiyordu. Harry'nin arkasına geçip elimi omzuna koydum. Kafasını kaldırıp bana baktığında ağladığını görmüştüm.

Onu ağlattığı için yukarı çıkıp o kadına bunun hesabını sorabilirdim. Onu öldürebilirdim. Ellerim titremeye başlamıştı.

"Ben... gidiyorum. Sonra konuşuruz istersen."

Kafasını salladı ve evden çıktım. Arabada oturan Theo'yu gördüm. Alt sokağa doğru yürümeye başladım. Bir taksi bulmayı umuyordum.

Beni sevse bile aldatabilecek bir adama aşık olmuştum.

'

Dün olanlardan sonra hala Harry'yle konuşmamıştık. Daha doğrusu onu arayabilirdim ama buna cesaret edememiştim.

Hastaneden çıktığımda Josh aramıştı. Beni evine çağırmıştı, yorgun olduğumu söyleyerek reddettim ve onların bana gelmesini istedim. Akşam yemeğinde düşüncelerimle yalnız kalmayacak olmak içimi rahatlatmıştı.

'

Josh uyuyakalan Peter'ı benim yatağıma yatırdı ve mutfağa, benim yanıma döndü. Salona gidip kırmızı şarap şişesini aldım ve iki kadeh çıkardım. Buna itiraz etmedi. Boş tabakları tezgaha koyduk. Kadehlerimizi elimize alıp terasa çıktık. Londra her zamanki gibi yağmurluydu. Kapının önünde durduğumuzda ıslanmıyorduk.

"Peter bugün psikolog arkadaşımla konuştu. Sakin görünüyor; içine atmasından korkmuştum ama Sarah böyle olmadığını söyledi. Sanırım Peter bu dönemi sandığım kadar zor atlatmayacak."

Aldığım yudumu hızlıca yuttum.

"Ah, çok sevindim. Peter güçlü bir çocuk Josh."

"Öyleymiş."

love me, please? | hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin