Haftalarca o anı ve onu düşündüm.Hastaneye geldiğinde hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Aslında hiçbir şey olmamıştı. Sadece o ilk defa beni öpmek istemişti. Belki de istememişti. Sadece o anlık bir histi. Güzel bir şarkı çalıyordu, ikimiz de birkaç kadeh içmiştik.
Muhtemelen unutmuştu bile. Belki de böyle bir şey hiç yaşanmamıştı, hayal görmüştüm.
Tekrar tekrar kendimi sorguladıktan sonra öncekilerde olduğu gibi bu sefer de cevapları bulamayarak yenilgiyle yataktan kalktım. Perdeyi kenarlara çekerek camı açtım.
Bulutlar izin verdikçe arada bir kendisini gösteren güneş ışığı tenimi yakınca geriye çekildim. Güzel kokan bir bedene çarpmıştım.
Josh elleriyle omuzlarımdan tuttu.
"Günaydın, ben de seni uyandırmaya gelecektim. Kahvaltı hazır."
Gülümsedim ve arkamı dönerek onu öptüm. Ellerini saçlarıma çıkarıp buklelerle oynadı. Daha sonra onların arasına bir öpücük kondurdu.
"Çabuk ol. Salonu süslemek için gelecekler."
Kafamı salladım ve odamızdaki banyoya girdim. Yüzüme soğuk su çarptıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve üzerimi çıkarıp duşa girdim.
_
Annem elbisemin arkasını kapattı ve beni döndürüp aynayı işaret etti. Gözleri dolmuştu. Kendime baktım.
"Scott... çok güzel görünüyorsun."
Onun burnuna minik bir öpücük kondurdum ve aynada kendimi süzdüm.
Hastaneden arkadaşım Kate saçlarımı ve makyajımı düzeltti. Kuaför az önce gitmişti. Kapı çalındı ve ardından içeri Peter girdi.
"Scott, harika olmuşsun!"
Kollarını bedenime sardı. Kafası belime geliyordu. Saçlarını okşadım ve öptüm.
"Teşekkür ederim bebeğim. Sen de çok yakışıklı görünüyorsun!"
Onu kucağıma alıp aynaya yaklaştım ve onunla dans ettim.
Annem fotoğraflarımızı çekerken Kate'in telefonu çaldı ve Kate dışarı çıktı.
Lacivert elbisemin sırtı belime kadar açıktı, kolları uzundu ve kayık yakalıydı. Josh da aynı renk bir takım giymişti. Salon ve bahçe bir organizasyon tarafından süslenmişti. Birlikte verdiğimiz ilk partide yakında gerçekleşecek evliliğimizi kutluyorduk. Aslına bakılırsa bu benim ev sahibi olduğum ilk partiydi.
Daha çok Josh'un arkadaşlarından oluşan kalabalıkta benim de birkaç arkadaşım bulunuyordu. Hastaneden büyük bir grup, birkaç başka arkadaş ve Harry.
Odamın kapısı tekrar çaldı. Saat sekize geliyordu, Josh gelmiş olmalıydı. Parti başlayacaktı. Peter'ı kucağımdan indirdim. Kafamı kaldırdığımda Harry'yi gördüm.
Beni görünce birkaç saniye yüzümü inceledikten sonra kocaman gülümsedi ve kapıyı kapatıp yanıma geldi. Ellerimden tutup bana şöyle bir baktı.
"Scott, bu sen misin?"
İkimiz de güldük ve birbirimize sarıldık. Kokusu hücrelerime işlerken kalp atışlarımın tehlikeli bir şekilde yavaşladığını hissettim, o zaman bu ses hızlanan kalp atışlarımın sesi değil miydi?
Geri çekilince ceketinin cebinden bir kutu çıkardı. İçinden aldığı pırlanta kolyeyi boynuma taktı. Ona kocaman gözlerle baktım.
"Şaka yaptığını söyle Harry!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me, please? | hs
FanfictionScott, Harry Styles'a aşık olur. Harry Styles da Camille Rowe'a. Ve daha sonra başka kadınlara. 🍍