i called my fiancé his name

351 28 67
                                    


Mikseri Peter'ın eline tutuşturdum ve onu uyarmayı da ihmal etmedim.

"Unun etrafa dağılmamasına dikkat et."

Peter büyük bir konsantrasyonla kek harcını çırpmaya başladı. Ben de tezgahın üzerini toparlıyordum. Bugün Josh birkaç saat geç gelecekti ve biz de akşam yemeğimizi yedikten sonra Peter'la zaman geçiriyorduk.

Peter arada bir durup yeteri kadar karıştırıp karıştırmadığını soruyordu. Son soruşundaysa aklına bir fikir gelmiş gibi etrafa bakınıp elindeki mikseri bana verdi.

"Sana bir şey göstereceğim!"

Onun bu haline gülüp harcı karıştırmaya devam ettim. Daha sonra mikseri bir kenara koyup kek kalıbını dolaptan çıkardım. Harcı kalıba dökmek için Peter'ı bekliyordum. Sonunda küçük çocuk elinde kağıtla mutfağa girdi koşarak.

"Bak, bunu bugün yapmıştım."

Resim kağıdını tezgaha koydu, daha sonra tezgaha ulaşabilmesi için aldığımız küçük taburenin üzerine çıktı.

Her çocuğun dolabında ya da yatağının altında en az birkaç tane bulunan klasik bir resimdi bu. Anne, baba, kardeş ve çocuk. Güneşli bir hava -güneş gülümsüyor olmalıydı- , bacasından duman tüten bir ev, kağıdın altını boydan boya kaplayan yemyeşil çimen...

Tabii bu durumda Peter için çok klasik bir resim olduğu söylenemezdi.

"Bu sensin, bu babam, aranızdaki de benim. Bu da..."

Resimde bizim önümüzde çizdiği, yerde oturup oynayan figürü gösterdi. Saçları iki yandan bağlanmıştı. Bir kızdı.

"Bu da kız kardeşim!"

Aklıma direkt acaba Josh eski karısından olan bir çocuğunu kaybetti mi düşüncesi gelmişti.

"Kız kardeşin?"

Peter sevimli gülümsemesi ve heyecanlı tavırlarıyla anlatmaya koyuldu.

"Gelecekteki kız kardeşim! Babamla annem evlendiğinde ben doğmuşum. Şimdi siz evlenince doğan bebek de benim kardeşim olacak!"

Onun saf, çocuksu mantığı beni bir anlığına gülümsetse de daha önce aklımın ucundan geçmemiş olan çocuk fikri kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Belki üzerinde durmamalıydım ancak o an Peter'a açıklama yapma ihtiyacı hissetmiştim.

"Haklısın Peter! Tabii... Her seferinde böyle olmak zorunda değil. Örneğin senin öğretmenin de evli, biliyorsun değil mi? Henüz bir çocuğu yok."

Ancak Peter aynı gülücükle yüzüme bakıyordu. Sanırım bir cevabı vardı.

"Bayan Bridge hamile olduğu için birkaç ay sonra izin alacağını ve yeni bir öğretmenimiz olacağını söyledi!"

Kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalktı, Peter'ın mutluluğuna ortak oldum.

Ancak Peter bu işin ucunu bırakmayacak gibi görünüyordu.

"Yani senin de hamile olman çok yakın Scott!"

Güldüm ve Peter'ın başını okşadım.

"Ben bir çocuk doktoruyum, hamile kalırsam hastalarımı kime bırakırım?"

Kalıbı doldurduktan sonra tezgahın öbür ucundakı fırına doğru yürüdük.

"Öğretmenimin yaptığı gibi başka bir doktora!"

Derin bir nefes alıp verdim.

"Ama ben hasta çocuklara hep kendim bakmak istiyorum..."

"Onları çok sevdiğini biliyorum Scott ama yapacak bir şey yok! Babamla evleniyorsun."

love me, please? | hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin