Hayatımın en gergin 5 gününden birisiydi.
"Mor kaydıraktan da kaymak istiyorum!"
"Peter o çok uzun görünüyor. Yaşına uygun olduğundan emin-"
"Babam izin veriyor, merak etme Scott!"
Beni dinlemeden kaydırağa koşan çocuğun arkasından gittim ve kaydırağın son noktasında durup onun gelmesini beklemeye başladım. Etrafta çok küçük çocuklar da vardı, Peter'dan daha büyükleri de. Küçükler salıncağın çok yakınından geçiyordu ve büyükler de bunu pek umursuyor değillerdi. Her an bir kaza yaşanabilirdi. Kafamı tehlikeden uzak taraflara çevirmeye çalıştım. Peter hâlâ çıkmamıştı.
Aniden esen rüzgar etraftaki tüm tozu kaldırınca gözlerimi ovuşturdum. Aynı zamanda bir çığlık duymuştum. Peter kaydırakta fazla hızlanmış ve kaydıraktan çıktıktan sonra parkın yumuşak zeminine popo üstü düşmüştü.
Ben telaşla yere eğilip yara alıp almadığını anlamaya çalışırken yağmur yağmaya başlamıştı. Peter'ın kahkahalarıyla ilgilendiğim bacağı bırakıp yüzüne baktım.
"Bir yerin acıyor mu Peter?"
Küçük çocuk yerden kalktı ve tozlanmış eşofmanını elleriyle vurarak temizledi.
"Hayatımın en güzel kayışıydı. "
Güldüm ve montunun fermuarını çekip çantamda duran atkısını boynuna doladım.
"Gitmeliyiz, yağmur başladı."
Arabama doğru evlerine kaçışan insanların arasından geçip yürüdük. Bu sırada ona şimdi yaralanmasa bile biraz daha sert bir zemin ve belki daha fazla hızla kuyruk sokumuna nasıl zarar verebileceğini ve bunun ne demek olduğunu anlatıyordum. Beni kibarca geçiştirdi. Arka koltuğa onu yerleştirip kendim de sürücü koltuğuna geçip kemerimi bağladım ve aynamı kontrol ettim. Yağmur şiddetleniyordu.
Telefonum çaldı. Arayan Josh'tu. Aramayı hoparlöre alıp telefonu Peter'a uzattım.
"Merhaba baba!"
"Merhaba oğlum! Nerede kaldınız? Yağmur başladı."
Ve işte o güne döndüm aniden. Josh'ı bir parkta gördüğüm güne... O an orada olmasaydım şu an hayatımın çok farklı olacağını düşündüm. Belki de hâlâ kendisine arkadaşlıktan öte bir duygu beslemeyen bir adamın aşkı için onun ayaklarına kapanabilecek potansiyelde bir kadın olarak devam edecektim yaşamaya. Bunun kendime ne kadar büyük bir kötülük olduğunu fark etmiştim artık. Günden güne küçülüyordu gözümde. Bir iki seneden uzun sürmeyen ilişkileriyle adeta demir atılması imkânsız bir liman gibi gözükmeye başlamıştı gözüme. Neden kimse kalmıyordu? Ve bu daha ne kadar devam edecekti?
Ve o cümleyi neden söylemişti? Beni neden öpmek istemişti?
Eski benden kalan umut parçaları şunu fısıldadı: belki de yanlış kişileri seçtiği içindi. Doğru kişi kimdi peki? Ben mi? En yakın arkadaşım dediğim adama aşık olma kisvesi altında yalan söylemiyor muydum aslında bir yerde? Belki de en başında, birbirimize karşı duygularımızın farklı olduğunu fark ettiğimde onu bir şekilde hayatımdan çıkarmaya çalışmalıydım.
Ama bencilce davranmış ve ondan gelecek en ufak sevgi kırıntısı için her şeyi yapabilecek hale gelmiştim.
Ve o cümleyi neden söylemişti? Beni neden öpmek istemişti?
Yani Josh'un beni bu kadar seviyor olması bir mucizeydi.
Ve o cümleyi neden söylemişti? Beni neden öpmek istemişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me, please? | hs
FanfictionScott, Harry Styles'a aşık olur. Harry Styles da Camille Rowe'a. Ve daha sonra başka kadınlara. 🍍