Bölüm~13

438 29 37
                                    

        Salih oturmuş kalmıştı ne kadar zaman geçmişti ki? Beyni tamamen durmuştu sanki,

    'Neden hep ben?'

     Paramparçaydı yine güldü kahkahaları boş koridorlarda yankılanıyordu;

 'Yine tekim ve yine sen yoksun baba...'

     Bir karar vermesi gerekiyordu, İdris'in oğlu olabilir miydi? Salih olabilir miydi yine? Bundan sonra ne olucaktı? Hiç bilmiyordu, bilmek istiyor muydu peki? Hayır... 

'Tek istediğim intikam ve  ne olursa olsun alıcam... Salih öldüğünde yoktu şimdi de olmasın!'

          Açık kapıya baktı ayağa kalkıp duruşunu düzeltti gözlerinde kararlılık beynini ele geçiren hırs ve kalbinde ki nefretiyle Vartolu, yeniden sahalara dönüyordu...

             <***>   <***>   <***>

 "SULTAN BUNU NASIL YAPTIN LAN, NASIL İÇİN HİÇ Mİ ACIMADI?!"

       Sultan kocasına baktı eve gelince onu odaya çekmiş olanları anlatmış ve tüm öfkesini kusmuştu. Sultan pişman mıydı peki? Zerre kadar içi titrememişti!..

"Çocuklarımız için refahımız için yaptım, Mihriban'ın piçini alıp ben mi analık yapacaktım idris? Kalsın, gene olsa aynısını yapar kovarım!!!"

     İdris daha da köpürmüştü, kimse onun oğluna piç diyemezdi !

 "AL PILINI PIRTINI GİT BU EVDEN! BOŞANIYORUZ, BİTTİ GERİ KALAN ÖMRÜMÜ SENLE GEÇİRMİYCEM SULTAN! DEFOL GİT!!!"

       Sinirle odasından çıktı çalışma odasına gitti tüm evde İdris'in sesinin yankıları vardı sanki, Selim hikayeyi öğrenince dışarı çıkmıştı mahallede yürürken telefonunu eline alıp mesaj attı küçük kıza. Henüz Salih'in yaşadığını ona söylememişlerdi Varto'dakilerin öttüğünü söylemişlerdi...

                 <***>   <***>   <***>

Çocuk ya da İlkay Hüsna Koçovalı'mı demeliyim?

Çocuk (VK): Demek öğrendin , hangi çürük öttü size söylede ağzına sıçayım.

Bilmiyorum Varto'dakiler ötmüş öyle öğrenmişler yalnız Baban bayağı çekmiş onu şimdi daha iyi anlıyorum.

Çocuk(VK): Biliyorum, en büyük isteği intikamdı bende alıcam ve sende alıcaksın. Biraz trip at onlara seni yine dışlamışlar.

Yamaç'a atıyorum zaten bağırdım, çağırdım falan bundan sonra Kahraman demese bile Yamaç beni alet eder.

Çocuk(VK): Güzel hamle, zeki inansın ve ben zeki insanları severim Selim böyle devam et gelişmeleri aktar sürekli.

Selim mi? Başka bir şey demen gerek.

Çocuk(VK): Ne diyem Mahmut mu diyem?

Şakacı çocuk seni, ben senin amcanım 'Selim amcam' diyebilirsin:)

Çocuk(VK): Selim, rüya görmeye devam et:)) İşim var yazma deredeki mekan bizde kalıcak ora hakkında bir şey duyarsan haber ver.

Tamam çocuk.

               <***>   <***>   <***>

            İlkay sırtını yatak başlığına yaslamış albümlere bakıyordu, albümlerdeki en güzel şey fotoğrafın yanına babası güzel bir el yazısıyla fotoğrafın anılarını yazmıştı her fotoğrafta vardı,

'Hüsnaaaa, ne bu kız tek başına kuzu mu çevirdin be?!'

    ...

'Burda bana ilk defa gol atmıştın sağla vuracak gibi yapıp solla atmıştın futbolcu olabilirsin bence:D'

  ...

'Tipe bak, tesbihlerimi çalıp duruyorsun bozuşucaz ama İlkay Hüsna hanımcım!'

         Ve böyle daha nice notlar... İlkay babasını inceliyordu sanki ruhunu okuyordu adamın ne kadar mutlulardı, derin bir iç çekti;

'Babama sarılmayı çok özledim...'

    Albümü yerine koyup ışığı kapattı, yarın yeni bir gün olucaktı;

 'İntikamımı almaya yaklaştığım bir gün daha...'

            <***>   <***>   <***>

 Salih dışarıya çıktı gece olduğunu görünce geri girdi mekana, sabah dönücekti ancak o zaman mükemmel dönüşünü ve kararını duyurabilirdi. Geri girip sedire yattı,

 'Kızım, Sadiş'im, Meliha annem, kardeşlerim... Yarın kavuşucaz çok az kaldı çok daha sert daha acımasız daha tehlikeli olucam... Çukur, Vartolu Sadettin'in önünde diz çökeceksiniz! İşte İdris Koçovalı hazırlan, tahtını elinden almaya geliyorum...'

    Yarın olacakları düşünerek hafif bir tebessümle uyuya kaldı, kızını ne kadar da çok özlemişti... İlk işi belliydi hiç ayrılmıycak gibi sarılıcak ve gezi sözünü gerçekleştiricekti... Nerde mi geziceklerdi? 

'Yeni evimizi, krallığımızı bizim Çukur'umuzu tabi ki de!..'

             <***>   <***>   <***>

" Baba çok ileri gittin annemi kovmak da ne demek?"

    Yamaç sinirle sakallarını sıvazladı Selim'in tribi şimdi de bu! Ya bilerek yapıyorlardı ya da Yamaç sınıyorlar dı başka açıklama olamaz dı ki!

"İstediğimi yaparım sen karışma Yamaç!"

     Kahraman sessizce oturuyordu, babasına karşı gelecek gücü bulamıyordu... Kahraman hayatında ilk defa içinde yaşadığı dünyayı sorguluyordu!

"Yamaç, Sena sana bunu yapsa ne yapardın?! Onu öldürmediğime şükretsin merak etme emmi ona bir ev ayarlıycak para verilecek ama o artık bir koçovalı olmıycak."

     Yamaç düşündü olmaz dı ki;

"Baba bir ay daha lütfen, baktın olmuyor boşanırsın ama lütfen bir ay süre ver bak annemlede konuştum o da kabul etti, bir ay daha devam edin başka bir şey istemiyorum."

      İdris her ne kadar istemesede tamam anlamında kafasını salladı;

    Bilmiyorlardı ki ilacın tesir etmesine beş gün kalmıştı... Sadece beş gün, Yamaç nerden bilebilirdi ki annesinin öleceğini, eğer bilseydi evi terk etmesini isterdi ama hayat işte bu;

    İlkay kazanırken Koçovalı'lar kaybediyordu...

✨ ✨ 🎈 ✨ ✨
Bir bölüm daha bitti.

Önemli: Ayın 26'sına kadar özel nedenlerden ötürü bölüm atamıyacağım.

Selim ve İlkay' ın yazışmasını nasıl buldunuz daha çok yapayım mı?

İlkay ve Sadiş'in arada konuşması hoşunuza mı gidiyor yoksa rahatsız mı ediyor?

Yorumlarınızı esirgemeyin:))

Kabuk Bağlayan YaralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin