2.Sezon-Bölüm 7

186 7 2
                                    

     Akın'ın çıkma günü sonunda gelmişti, adam şişlediği için biraz geçe alınmıştı ama sonunda çıkma vaktiydi.

    Elbette İlkay gelmeyecekti, Selim kiraladığı arabayı cezaevine sürüyordu. Eskiden yaptığı bir şeyi yapmak onu rahatlatmıştı.

     Cezaevine yaklaşınca yavaşladı her arabayı kontrol ediyordu elinde ki numaralardan, İlkay yine durmamış gelemeyince dikkatli olması için Kara kuzulara ait her aracın plakasını bulup yazmıştı.

     Hiç bir plaka uymayınca gönül rahatlığı ile tedbiri bırakıp ana kapının önüne park etti. Paltosuna daha çok sarındı, İstanbul'u soğukları başlamıştı nihayet.

    Açılan demir yüksek kapının çıkardığı kilit sesleriyle kapıdan çıkacak olan oğluna gözükmek için arabadan çıktı.

    Sahi oğlunu son ziyareti pek iç açıcı olmasa da ona güvenmekten ve kendisiyle gelmesi için Allah'a dua etmekten başka çaresi yoktu.

    Çıkan gardiyan bavulu orta yere bıraktı ve peşine namını duyurmuş Akın Koçovalı çıktı.

     Akın delici bakışlarıyla etrafı süzüyordu. Kaşları çakılmış suratı babasını gördüğündeyse stabil ifadesini bırakıp kasılma yoluna dönmüştü.

   Bavulunun sapını kavradı sertçe.

    Onunla gidip gitmemeyi çok tartışmıştı kendiyle. Çok.

    Ama karar vermişti intikamı almak isteyen tarafı çekilmiş ilk defa babasının oğlunu gördüğü hissine kapılmıştı.

   Ama bu üzgün olmadığı anlamına gelmezdi,

    'Yinede düzeltebiliriz baba oğul olabilir miyiz?'

    Akın'ın aklında ki sorunun cevabını henüz kimse bulamamıştı ama bu umut olduğu gerçeğini değiştirmezdi.

   Selim oğluna sımsıkı sarıldı onu ilk defa hissetmenin bilmenin yanında olmasının verdiği mutluluk ve ilk defa duyumsadığı koruma iç güdüsüyle

           <***>   <***>   <***>

     Yamaç, Ersoy'u kendine bağlamasıyla artık daha aktif hareket etme kararı almıştı. Mahalleye girmek için malları patlatıp babasını araya sokarak mahalleye yeniden girecekti.

   Sena'nın ve kendisinin evinin sokağına vardığında etrafı kolaçan etti, her ihtimale karşı koruma iç gülüşünü devrede tutuyordu.

    Evin kapısını çaldı kapıyı açan kadınla bir süre bakıştılar,

   "Meliha hanım?"

    "Gel içeri Yamaç sadece ziyarete geldim merak etme peşimde kimse yoktu. Kaç yıldır bu işlerin içindeyim korkma yani."

   Yamaç bu durumdan rahatsız olsa da kadına olan saygısından söz demeden girdi içeri. Paltosunu çıkardı astı.

    Meliha hanımla tanışamamışlardı. Hep Yamaç için kötü bir metres algısı yaratmıştı annesi onda.

   Babasıyla evlendiklerini bile iki ay önce öğrenmiş babası yalnız değil diye sevinse de annesinin anısına karşı mahçup hissetmişti.

          <***>   <***>   <***>

   İlkay evde dört dönüyordu. Yapacak bir şey yoktu ama bu meraklanmasına engel değildi.

    En sonunda dayanamayıp odasında ki baş ucu çekmecesine koştu. Arayıp öğrenmesi gerekiyordu.

     Evet kontrol isteği hastalıklı bir seviyeye ulaşmaya doğru hızlı bir viraj almıştı ama kendini engelleyemiyordu.

    "N'apayım hastalık olacaksa olsun!Ama bilmeliyim!"

     Kilit sesini duyduğunda telefonu hemen sakladı Selim'in bu telefondan haberi yoktu. Markete bile beraber gidiyorlardı hoş bu telefonu marketin yanında ki telefoncudan gizlice almıştı.

    O yarım saatin sonu Selim'in sınırlı ve korkulu patlamasıyla bitmişti mecbur İlkay midesinin bozulduğunu ve marketin içindekini kullandığını söylemişti, ama bu da yalan değildi.

    Telefonu sağlama alınca Odanın dışına uçtu gördüğü beylerle olduğu yerde kaldı,

"Bizimle geliyorsun Koçovalı kızı anladın mı anam babam hı-hı."

🌌🌌⭐🌌🌌
Evet bir bölümün daha sonu.

Farklı süreçlerden geçtim, geçiyorum.

Bu benim en sevdiğim ve en çok emek verdiğim kitabım bu yüzden bunu yazın sakin kafayla bir düzenle yazmam sizin içinde benim içinde daha iyi olucak.

Bu hiç gelmeyecek demek değil elbette.

Sizleri çok seviyorum:)))

Kabuk Bağlayan YaralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin