Yatağa yattığımda bile başımın ağrısından uyuyamıyordum.Artık uykunun bastırmasıyla gözlerimi kapttım.Marcus elini yan yattığım şekilde üstte kalan koluma koydu.
Marcus : Bugün son kez seninle konuşacağım.Sen istediğin kadar soru sorabilirsin.Hepsini cevaplayacağım.
Ashley : Şu an zihnimde misin ?
Marcus : Evet.Ama bu bir rüya da olabilir.
Ashley : Beni neden öylece bu durumda kalacağımı bile bile bıraktın ?
Marcus : Bunu gelecekte etkileyecek bir seçim yüzünden yapmak zorunda kaldım.O anın önüne geçemiyorum ben de bunu yapmaya karar verdim.Önlem aldım diyebilirim kısacası.
Ashley : Tekrar görüşebilecek miyiz ?
Marcus : H-hayır.
Bir çocuk gibi ağlamak hiçbir zaman hoşuma gitmemişti.Ama beni ağlatan durumlar çocukça değildi.
Ashley : Marcus Dünya'da ne yapacağım ki ? Ne anlamı kaldı ?
Marcus : Daha çok şeyi başaracaksın.Ama şimdilik ben öldükten sonra bile beni unutursan daha huzurlu zaman geçireceksin.
Ashley : Ya ben senden önce ölürsem ?
Marcus : O zaman benim için de aynısı geçerli olur.
Ashley : Peki çocuk ? Doğmazsa ne olacak ?
Marcus : Doğumun gerçekleşici olması kesin.
Ashley : Peki böyle birbirimizi hiç tanımamış gibi mi davranmamızı istiyorsun ?
Marcus : Aynen öyle.Beni unutmanı istiyorum.
Ashley : Sen de beni unut.
Marcus : Tamam.Deneyeceğim.
Sesi konuşurken titriyordu.
Ashley : Ağlıyor musun ?
Marcus : Hayır.Sen de ağlama.Bu üzüntü ikimize de yeter.Sonuçta ikimiz de birbirimizi biliyoruz.Şimdi aynı şekilde geri bırakmamız gerekecek.
Elimi tuttu.
Marcus : Ashley ?
Ashley : Marcus sen başarabilirsin ama ben yapamam.Aile diye bir şeyim olmayacak artık.Ailemi hiçe saymışken,bunun üstüne güzel bir hayat kurmaya çalışırken onun da yıkılmasına dayanamıyorum.
Marcus : Senden ağlamamanı istiyorum.Sanırım bu istiyeceğim son şey.Üzülme.
Ashley : Tamam.Sen de üzülme Marcus.
Kendi göz yaşlarını sildiğini hissettim.
Marcus : Görevini tamamla ve Dünya'da huzurlu bir hayat yaşa.Sen uyuyana kadar yanında olacağım.
Ashley : Teşekkürler.
Gülümseyebildim o an.Uyandığımda saçlarım darmadağın olmuştu.Tarayıp düzelttim.
Marcus'un kapısını biri hızlıca açtı.
Bella : Merhaba !
Marcus yerinden zıplayarak yattığı koltuktan kalktı.
Bella : Saat öğlen oldu hala uyuyor musun ?
Marcus : Sen kimsin ?
Bella : Ben kimim biliyor musun ? Çok güçlü bir büyücü.Belki de bir tanrıça.
Marcus : Ben de yüce Zeus'um.
Bella : Şaka yapmaya çalışmıştım.Aaron beni bugün iş için çağırdı.Büyücüleri toplamamızı istedi.Yardımına ihtiyacım var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Evren [ Boyutlar arası yolculuk ]
Ficção CientíficaAlice okulunda her ne kadar zeki bir kız olsa da hayatı onu o kadar zorluyor.Sıradan hayatı ile rahat bir yaşama sahipken şehirde simsiyah yapışkan bir tene sahip yaratıklar çıkmaya başlar.Arkadaşları Marcus,Polly,Wilma ve Kevin ile beraber bu sorun...