Nur Vedia Cihanşah (şimdiki zaman)
Gözlerimi açtığımda yanımda gördüğüm Esved ile ayağa kalktım. O ağzındaki oksijen maskesini çıkarmış Cevdet ile konuşuyordu.
— O gerçekten de beni mi kurtardı?!
—Evet Sungur Esved Cihanşah bey.
Kafasını bana çevirdi.
Ellerimi boynuna doladım kafamı da omzuna koydum.
— Esved bilincin kapalıydı. Çok korkmuştum. Özür dilerim, özür dilerim hepsi benim suçum hepsi.
Dirseklerimden tutup beni kendinden ayırdı. Ellerini yanaklarıma yerleştirdi.
—Kraliçem hiçbir şey senin yüzünden olmadı.
—Nasıl benim yüzümden olmadı
Ben o gün ayrı yatmamızı istemeseydim bunların hiçbiri olmazdı.
—Cevdet sen çık!
—Meleğim böyle yapma lütfen Nurum
Dudaklarıma bakıyordu.
Dudaklarımda dudaklarını hissettim.
Dudaklarımı aralayacağım zaman geri çekildi. Elleri kafamı sarmıştı.
—Ben iyiyim ve senin yüzünden hiçbir şey olmadı.
—Hadi artık kalkalım ve evimize gidelim.
—Esved doktor bir gün dinlenmen gerektiğini söyledi.
—Nurum sen bir gün boyunca uyudun zaten. Şimdi ikimiz eve gidiyoruz.—Anladım Esvedim. Revirdeki dolaptan kıyafetleri aldım.
Dikkatlice pantolonunu çıkarttım.
Sırtındaki yaralar yüzünden zorlanıyordu.
Daha sonra iç çamaşırını çıkartmak için elimi lastiğine getirdiğimde elinde elimi hissettim.
Gözlerine baktığımda
—Nurum istersen ben yapayım meleğim sen rahatsız olursun şimdi.
Elimin üzerindeki elini öptüm.
—Esvedim sen benim eşim değil misin? E öylesin o zaman senden çekineceğim ya da utanacağım bir şey olmamalı.
—Vedia'mm off ben rahatsız hissediyorum o zaman gözlerime bakıp değiştir.
Kafamı salladım. Gözleri gözlerimdeyken çıkarttım bir çırpıda sonra ayaklarından geçirdim hızlıca üzerini giyindirdim.
Cevdet ve Paşaya seslendim.
Önüme döndüğümde kaşları çatılmış bir Esved beni karşılamıştı.
—Nurum hayırdır?! BEN KENDİMDE YÜREBİLMEKTEYİM KİMSEYE İHTİYACIM YOK!
—Ay aman yardım alma! NE HALİN VARSA GÖR
kapıyı açtığım gibi çıktım. Sinirlerimi çok bozmuştu. Sürekli bu sıralar her şeye herkese alınır olmuştum doğrusu. Regl desem reglimin düzeni çokk bozuktu. Ancak o kadar üşeniyordum ki iki dakika randevu alıp gitmek gözümde büyüyordu. Hem eğer doktor iğne ile alakalı bir şey söylese ben ne yapardım! ENN korkuğum şeydi doğrusu.
Deponun kapısını da açıp dışarı fırladım. Daral gelmişti bana! Arabanın yanında beklemeye başladım.
Bir beş dakika sonra kapıdan ağır ağır Esved çıktı. Yüzünde acı çektiğini göstergesi olan bir buruşturma ile kafasını hafifden yere eğerek yürüyordu.
Arkasından da Esvede bakarak gözlerinden okuduğum çaresizlikle yürüyen Cevdet ve Paşa geldi. Esved Cevdet kapıyı açınca yavaşça bindi. Ben de diğer kapıdan bindim.
Araba güneşte beklemekten bunaltıcı bir ortam haline gelmişti.
"Cevdet lütfen klimayı açar mısınız?"
Dikiz aynasından bana bakarak kafa salladı. Ben de kafamı çevirerek benim güzel gözlü Sungur Esvedime baktım.
Aradaki paravanı kapattım.
Ve yüzünü avuç içime aldım. "Sungurum Esvedim Kalbimin aynası, güzel gözlüm beni af-fet ol-ur mu?"
Aklıma yeniden onu fanusta gördüğüm sahneler canlanmıştı. Ve ben gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Ellerime öpücük kondurdu. Dudaklarını ilk önce alnıma sonra şakaklarıma daha sonrada gözlerimi öptü.
" Miniğim, kraliçem, zevcem, kalbim lütfen böyle yapma senin suçun değildi eğer devam edersen seni araba falan dinlemem öperim."
Kafamı geri çektim ve omuzuna yavaşça vurdum. ellerimle gözlerimi sildim. Kafamı ona yasladım, O olmasa ne zorlanırdım ama keza oda bensiz yaşamayı göze alamazdı. Telefonumun çalması ile göğsünden kalktım. telefonumu elime aldığımda arayan Zeyzey di.'' Alo selamun aleyküm kızçem he '' ben öyle diyince zeyzeyin ağlayan sesi ile karşılaştım. '' Zeynebim ne oldu kuzum ? '' bir şeyler diyordu ancak anlamıyordum doğrusu çünkü hıçkırıkları cümleleri anlaşılmaz hale getirmişti. '' A-da-let ab-lanın yan-ına gidiy-orum lü-tfen o-ra-ya ge-l '' tamam güzelim geliyorum. hızlıca paravanı açtım ve Cevdete döndüm .'' Cevdet beni Mutluluk Arayışına götürür müsün? Sonra Esvedi eve bırakırsın olur mu?
Cevdet kafanızı salladı. Arkama yaslandığımda Zeynebin neden böyle bir hale geldiğini anlamlandırmaya çalışıyordum. "Nurum ne oldu?" Esvede döndüm. Elimi ellerinin arasına bıraktım.
"Zeynep çok kötüydü beni Adalet ablanın kafesine çağırdı. Bilmiyorum da ne olduğunu?!"
Ellerimi öptü. Burnunu burnuma sürttü.
"sevgilim sakin ol inşallah bir şey yoktur."
Yarım saate yakın sonra kafenin önüne gelmiştik. "Arabamı birisi getirirse güzel olur Esved. Cevdet ve Paşaya döndüm." Teşekkür ederim size de "" Görevimiz YENGE "
Esvedin yanağından öpüp kendimi dışarı attım. Koşar adım kafeye girdim.
Etrafa göz gezdirdiğimde en kuytu köşede Adalet abla ile Zeynepi gördüm.
Koşar adım yanlarına ulaştım.
Zeynebe baktığımda gözleri kızarmış, hafif yaptığı makyajdan eser kalmamıştı.
Sandalye çektim ve yanına oturdum.
"Ne oldu benim canım Narçiçeğim."
"Serra Faruk beni aldatıyormuş, dün onu bir kızla gördüm. onu sakin bir yere çağırdım sonra kanıtları gösterdim o ise hiçbir şey olmamış gibi üzerime atladı resmen babama de nişanı atmak istediğimi söyledim. Babama söyledim ne dese beğenirsin elalem ne der dedi ardından da bulmuşsun zengin çocuğu bunlar olur dedi! "
Kafasını masaya koydu. Hala anlamak ta güçlük çekiyordum.
Bir baba kızına nasıl böyle bir şey söylerdi?!
Ve bir adam güya sevdiği kıza bunu nasıl yapardı?!
Gerçekten de soruyordum nasıl olur diye!
" ben ne diyeceğimi gerçekten toparlayamıyorum çok şaşkınım güzelim gerçekten!"
"Zeyneppp!" gelen ses ile herkes içeri bağıra çağıra giren Furkana baktı. Zeynep hızlıca masadan kalktı ve tokat attı.
"Sen ne ar bilmez bir adamsın?! Hem aldatıyorsun üstüne üstlük beni hala arayıp soruyorsun"
Elinden yüzüğü çıkardığı gibi yüzüne attı. Adalet abla Kereme işaret etti
Kerem Furkanın yakasından kavradığı gibi kafeden uzaklaştırdı.
Zeynep yere çöküp ağlamaya başladı. Ellerinden tutup kaldırdım. Gözlerini sildim.
"Zeynebim canımın ta içi ben senin herr zaman arkanda olacağım ne karar verirsen ver"
ellerini öptüm ve sarıldım. Kafeden ağır ağır adımlarla çıkmaya başladık.
Arabamı kapının önünde gördüm.
Arabanın kapısını açtım. İçeri girdim.
Zeynep te bindikten sonra çalıştırarak "kuzum bugün bizde kal babanla daha sonra konuşuruz olur mu?"
Kafasını sallayarak beni onayladı.
Ayşegül teyze beni bilirdi. Kaç kez de ben onda o ben de kalmıştı. Bundan ötürü de kızacağı bir şey olmazdı. Kızının durumu bu şekildeyken bana bir şey demesi de saçma olurdu.
" Ben anneme mesaj attım kuzucuk yani sizdeyim."
Radyodan en sevdiğimiz şarkıyı ayarladım.
" Model-Dünya tek biz ikimiz"
Bizi anlatan en iyi şarkıydı. Çünkü bizim arkadaşlığımız bir menfaat ilişkisinden çok birbirimizi tamamlamaya yönelikti. Şarkıyı bağıra bağıra söylemeye başladık.
İşte küçük mutluluklar bizi kendimize getiriyordu.
Bu en önemli şeydi...
Şarkı bittikten sonra farklı şarkılara da uyguladık bunu.
Trafik neyseki yoğun değildi. Bu şekilde hızlıca eve varmıştık.
Arabayı park ettim. Ve indim. Cevdet e baktığımda Zeynep 'i dikkatli şekilde süzüyordu. Boğazımı temizledim.
"Cevdet Esved evde mi?"
Kafasını onaylarcasına salladı. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Kapı açılınca açan kişiye teşekkür ederek
Zeynebin elini tuttum. Bizim odada konuşmayacağımıza göre hazır olan misafir odalarına onu çekiştirdim.
Kapısı krem rengi ahşap olan misafir odasının kapısını açtım.
Bu oda en sevdiklerimdendi doğrusu. Çünkü tasarımı diğer odalardan daha bir farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN SON KAÇIŞ
ChickLitÜzerimdeki uzun mu uzun elbise ile kaçıyordum koşuyordum durmaksızın... Bu benim son kaçış hakkımdı, beni yakalamadan saklamam gerekiyordu. Ayağım acıyor ve ağrıyordu. Sonunda ormandan çıkış yolu görünmüştü. Gördüğüm duvarlarla olduğum yere çöktüm. ...