İlk zamanlar
Esved den Devam...
Saat Dört buçuk gibi Üsküdar da Mutluluk Arayışı adlı bir kafeye gidiyordum.
Nedense bir heyecan vardı. Uzun zaman olmuştu birileri ile doğru düzgün oturup konuşmamıştım.
Kafeye geldiğimde kapıyı açıp indim.
Yanımda ne Cevdeti ne de Paşayı getirmiştim.
Tam buçukta burdaydım. İçeri girdim ve deniz gören bir masaya oturdum. Etrafıma bakındığımda gördüğüm suratlarla buranın öğrenci mekanı olduğunu anlamıştım. Keza bu güzel notları tutan ve onları paylaşan kızda öğrenciydi.
Telefonumdan gelen mailleri kontrol ederken sandalyenin çekildiğini duydum.
Kafamı kaldırdığımda o günün aksine daha siyah giyinen kız karşımdaydı.
—Selamun aleyküm Esved bey
—Ve aleykümselam Vedia hanım.
Çantadan konferans defterini çıkarttım.
Gözleri konferans defterini bulunca adeta kocaman olmuş yüzünde ise tebessüm sen çok inci gibi dişlerini gösteren bir gülümseme peydahlanmıştı.
—Çok müteşekkir oldum.
Ben de gülümsedim.
—rica ederim, Vedia hanım.
—Sungur bey eğer konferans defterine baktıysanız sizi araştırdığımı görmüşsünüzdür.
Size hükümdarların hanı dememelerinin sebebini merak ediyorum şey bir de bu kadar kompleks bir holding dizisini nasıl düzenlemektesiniz? Yorulmuyor musunuz?!
Çok meraklıydı, meraklı minik.
—Şöyleki Vedia hanım yoruluyorum bu normal ben bir insanım tıpkı sizin gibi ancak kafamı diğer zenginler gibi eğlenceye verebilecek kadar boş değilim.
Dediğiniz gibi kompleks bir şirket bütününe sahibim bundan dolayı da sürekli eğitimler alıyorum. Mesela şuan bir kaç yılda modaya darbe vurup adeta modayı belirliyoruz ancak bu herkesin çalışması, eğitilmesi ve çaba sarfetmesi ile oluyor.
Ve bir konuda ben çalışanlarımın yaptığı işin değerince hakkettiği maaşı vermek üzerine bir sistemde çalışıyorum.
Onlara değer veriyorum, birlikte aktivite yapıyoruz.
Mesela kamplarımız var. Herkesin eğleneceği ve öğrenebileceği ya da en basitinden ailelerine özel ayrıcalıklar tanımaktayım.
Onlar ne kadar mutlu, huzurlu ve kafası rahatsa işteki performastaki hallerine yansıyor. İşteki durum evine çevresine yansıyor.
Böyle bir düzenle ancak bu güçlü imparatorluğu ayakta tutabilirim.
Ohh çok konuştum.
Hayatımda bu kadar konuşmamıştım.
— anladım Sungur bey daha bir yudum dahi almadım için isterseniz ben yenisini sipariş ederim.
Tabi ben bu kadar uzun konuşmaya dalınca sipariş ettiği kahvenin geldiğini fark etmemiştim.
Kafamı salladım ve elimi kahveye uzattım. Parmaklarım eline değmişti.
Ne kadar da narin ve güzel elleri vardı. Benim ellerimin aksine...
İmparatorlukta biz ergenliğimizle beraber bir işte çalışırdık oradan sonra da o bizim hobimiz olurdu.
Benimkiler yemek yapmak ve araba tamir etmekti.
Şuan da da haftanın belirli bir gün saatinde ustamın yanına gider ona yardım ederdim. Ve kendi lokantamda yine o küçüklük zamanlarımda şefim olan Refik Usta ile yemekleri paslaşırdık.
Ondan dolayı ellerim nasırlı nasırlıydı. Evet ben bunu seviyordum ancak o ne düşünürdü bilinmez?!
—Şey ben de bir soru sormak istiyorum. Bir erkekle fotoğrafınız düştü defterden ben de merak ettim kim o
—arkasına baksa idiniz kendisinin süt kardeşim olduğunu yazmıştım.
Kendini Muaz benden sadece yarım yıl kadar büyük.
—Siz kaç yaşınızdasınız ki?!
—ımm ben 21 yaşımdayım.
—hangi bölüm peki?
—belki alanımızda çok uzaktayım ancak ben moleküler biyoloji okumaktayım.
—sizden hiç bekleyebileceğim bir şey değildi daha çok sözel bölüm okuyormuş gibiydiniz.
—Ahh herkes öyle söylüyor ancak
Omuzlarını sirkeledi.
Ben moleküler biyoloji okuyorum.
Kıkırdadı.
—Buyrun kahveniz
—hanımefend- Nur kız hoşgeldin
—hoşbulduk Melekcim.
—afiyet olsun sonra görüşürüz.
Kafasını salladı garson kıza.
Surat ifadem nasılsa bir anda kendini açıklama gereği duydu.
—şey bu kafe zincirinin sahibi çok yakından tanıdığım bir ahbabımda ben de Üsküdarı çok severim e malum burası da tam öğrenci için uygun yer ondan dolayı artık buradaki herkes beni tanıyor.
—anladım. Telefonumun çalması ile ceketimden aldım.
Arayan Cevdetti.
—Abi şey gelmen lazım toplantı daveti vardı bugün.
—Ve sen bunu bana söylemedin öyle mi tamam Cevdet kapat geliyorum!
Telefonu kapattım ve Nur hanıma döndüm.
— Görüşmek üzere hanımefendi Allaha emanet olun.
—sizde öyle...
🌼🌼🍀🍀🌼🍀🌼🍀🌼🍀🌼🍀🌼🍀🍁🍀🍁🍁🍀🍁🍁🍀🍁🍀🍁🍁🍀🍁
Şimdiki Zaman...
Nur Vedia Çebi Cihanşah
Okuldaki son dersimde bitmişti. Zey Zey ile dersten çıktık.
Kızlar bizi Mutluluk Arayışında bekliyordu.
Adımlarımızı hızlandırarak okuldan çıktık ve yürümektense araba ile gitmenin daha mantıklı olduğuna Zeynepciğimi ikna ettim.Bana özel bir günde hediye etmişti.
Çok şaşkındım.
Arabaya bindik ve kafeye doğru sürdüm. Arkamdaki gördüğüm araçlarla bunun Esved 'in işi olduğunu anladım.
Arabayı park ettip Zeynebe döndüm.
—Kuzu sen git ben geliyorum hemen.
Kafasını salladı.
Tam yolun karşısına geçiyordum ki karşıdan bir anda önüme çıkan araba ile kendimi geriye attım ancak ayağım
Yolda duran kocaman kaldırım taşına takılıp yere kapaklandım.
Kafamı asfalta çarpmıştım.
Gözlerim bana doğru koşan Paşayı gördükten sonra kapandı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sungur Esved Cihanşah
Toplantı iyi geçmişti. Bugünki son işimi de bitirmiştim. Şimdi gidip ustamın yanına zevkle araba tamir etmek istiyordum.
Asistan beye selam verdim ve şirketten çıktım. Arabama binmiş tamirhaneye sürerken telefonum çaldı arayan Paşaydı.
—Alo-o ab-bi yenge
—Ne oldu lan Nuruma
—Abi araba üzerine doğru geldi oda geri gidicem derken koca kaldırım taşına çarptı ve kafasını asfalta çarptı. Hastanedeyiz.
—Tamam geliyorum.
Arabamı nasıl hızla sürdüğüm ve hastaneye nasıl girdiğimi hatırlamıyorum.
Nurum müşahede altına alınmıştı.
Bilmediğim bir numara arıyordu.
—Aloo hükümdar karın nasıl?! İyi mi?!🍀🍁🍀🍁🍀🍁🍀🍁🌼🍁🍁🌼🍁🌼🌼🍁🌼🍁🌼🍁🌼🌼🍁🌼🍀🍁🌼🍁
Bu bölümün sonuna geldik diğer bölümlerden biraz kısa oldu, biliyorum.
Papatyaların minnoş sevgisi ve sağlıcakla kalın...
🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN SON KAÇIŞ
Chick-LitÜzerimdeki uzun mu uzun elbise ile kaçıyordum koşuyordum durmaksızın... Bu benim son kaçış hakkımdı, beni yakalamadan saklamam gerekiyordu. Ayağım acıyor ve ağrıyordu. Sonunda ormandan çıkış yolu görünmüştü. Gördüğüm duvarlarla olduğum yere çöktüm. ...