•gökyüzünde bir yıldız bile göremiyorum•

421 65 128
                                    

Selam! BHSM'ye bölüm atmayı biraz geciktirmeye başladım biliyorum. Bekletme sebebim okunmamın, oyların ve yorumların biraz artması. İstediğim şekilde zaten yavaş yavaş artıyor bugün de 5k olduğunu görünce bölüm yazıp yayımlayayım dedim...

Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Bölüm hakkında, karakterler ve karakterlerin düşünceleri hakkındaki yorumlarınızı gerçekten merak ediyorum. Bir tanecik de olsa yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz. 

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar!

.

.

.

Duvarlarımda pençeler ve sen ağladığında ben geliyorum

Ama hayır, hayır – asla beni sevmeyeceğini söylüyorsun

Soluğu lunaparkta almıştık. Olacağını düşündüğümden daha kalabalıktı ama sorun değildi, biz zaten dönme dolapta baş başa kalacaktık. Yapmam gereken ilk şeyi biliyordum, her şeyin o gecekiyle birebir aynı olmasını istiyordum ve bu yüzden Ural, onu işe alacak olan Ekin'in aradığını söylediğinde soluğu maske satan yerde almıştım. Kendime Michael Myers maskesi, ona da Ghostface aldım. Daha önce de aynı şeyi yapmıştım, bu kez değişik olmasını istemiyordum.

Telefonunu cebine koyduğunda maskeyi ona uzattım. "Al. Tak."

Bu kez salağa benziyorum demek yerine gülümseyip doğrudan yüzüne geçirdi. O gün dediğim her şeyi hatırlıyordum, hatta onun dediklerini de hatırlıyordum. Bu yüzden "Simsiyah kıyafetlerin ve o ses tonunla harbi Ghostface'e benziyorsun," dedim ve cevap vermesini bekledim.

"Nefes alamıyorum ama," dediğinde onun da o geceyi en ince ayrısına kadar hatırladığını anladım. Her şey yolundaydı: beni bir süreliğine kafasından, zihninden ve hayatından çıkarmaya kalkmış olsa bile her şeyi dün gibi hatırladığını bana kanıtlamıştı. Şimdi benim de ona kanıtlamam gerekiyordu.

"Mızıkçılık mı yapacaksın böyle?" diye güldüm, sonra da neye binmek isteyeceğimi sordu ve ben o gece bizi göklere taşıyan kararı verdiğimiz ana döndüm. "Korkmayacaksan dönme dolapla başlayalım," dedim kendimden emin bir şekilde. Vereceği tepkinin ne olduğunu yüzündeki maskeden dolayı göremiyor olmak beni rahatsız ediyor olsa da o geceyi birebir tekrarlamak fikrini kafama koymuştum. "Ağlayacaksan çarpışan arabalara bineriz."

"Kabasın," diye güldü bu sefer. Birebirdi. O gece yaptığı şeyin aynısı buydu. Hatırlıyor olması bir yana, hala benimle birlikteyken gülebiliyor olması iyi hissetmemi sağlıyordu. Ben de ona iyi hissettirmek istiyordum. Ama kaba olduğumla dalga geçmesinden sonra söyleyeceği şey asıl konuyu belirleyecekti: bana hala güveniyor muydu yoksa kendi başının çaresine bakmaya mı karar verecekti? Beni merakta bırakan, bütün gerginliğimi yoktan var eden konu bundan ibaretti. Onun şimdi söyleyeceği şeyi titreyerek bekliyordum. Ve beni hayal kırıklığına uğratmadı. "Tutacaksan dönme dolap," dedi aniden. "Hünerlerini göster dersen çarpışan arabalar."

Bir an bile düşünmeden "Dönme dolap," deyiverdim.

Biletimizi alıp sıraya girdik. Çok geçmeden aynı görevli maskelerin hala tehlike arz ettiğini söyleyerek çıkarmamızı rica etti, bu sefer Ural onunla laf dalaşına girmeden kabul etti ve maskeleri bir kenara koyup dönme dolaba bindik. Yükselmeyi beklediğimiz sırada Ural genellikle camdan dışarı bakıyor, şehri izlemeye çalışıyordu ama benim dakikalardır ona baktığımın farkında olacak ki arada bir bana dönüp gülümsüyordu.

Ve sonunda harekete geçtik. Ural hala yüksekten korkuyordu, bu su götürmez bir gerçek olmalıydı çünkü dönme dolabın harekete geçtiği anda elini hızla benim elimin üstüne koyup benden destek almaya çalışması, o gece yaptığı şeyin basit bir tekrarına benzemiyordu: hala yüksekten korkuyor, hala benden destek almak istiyordu ve ben ona istediği, ihtiyacı olan desteği verebilmek için hala buradaydım.

Beni Hala Seviyor Musun? // boyxboy [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin