「 Chapter; Eleven 」

2.6K 289 396
                                    

Cuma, haftanın son günü, ilk ders

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cuma, haftanın son günü, ilk ders. Genç kız her zamanki gibi dersi dinlemek yerine başka şeyler ile uğraşıyordu, daha fazla uğraşmayı bir kenara bıraktı ve kafasını gömdü sıraya. Sınıftan nefret ediyordu, herkes birbiri ile eğlenirken bir tek kendisi dışarıda kalıyordu. İnsanlarla tanışmak onun için büyük bir eziyet olduğundan buna yanaşmıyordu, sınıf arkadaşlarının kendisini umursadığı da söylenemezdi.

"Erken çıkabilirsiniz, ders bitmiştir." Hocanın duyurusuyla sınıfın çoğu yerinden kalkarken genç kız kafasını kaldırma zahmetine girmedi. Her zamanki gibi bütün tenefüslerini sınıfta geçirmeyi planlıyordu, bütün tenefüslerini sınıfta geçirmek zorundaydı. Takılabilecek kimsesi yoktu.

"Günaydın!" Kulaklarını dolduran cırtlak sese yüzünü buruşturdu Y/n. Rahatsızlığına rağmen gülümsedi ve Sırasının önünde bir kaç yancıyla beraber duran Toura'yı cevapladı. "Günaydın." Neşeli tutmaya çalıştığı sesi pek öyle çıkmamış olacak ki Toura'nın suratı düştü. Maşalı siyah saçlarını geriye attıktan sonra Y/n'in yanına kuruldu.

Genç kız hiç beklenmedik bu harekete her ne kadar şaşırsa da belli etmedi. Toura genç kızın at kuyruğu saçına elini attı birden bire, Y/n'in saçlarının omuzlarına dökülmesine engel an tokayı çekip çıkardı. Genç kız her ne kadar sinirden gözü dönmüş bir halde de olsa sakinliğini korumaya çalıştı. "Ne yapıyorsun Toura?" "Aslında biraz kendine önem verirsen güzel kızsın." Masum gibi görünen cümle o kadar boktan anlamlar taşıyordu ki. Toura'nın yanında bulunan iki kız siyah saçlının niyetini anlamış kıkırdamaya başlamıştı.

"Teşekkür ederim, ama ben şu tokamı alsam iyi olur." Genç kız uzanmış siyah lastik tokasını alacakken Toura sıradan kaltı. "Hadi ama, biraz böyle durmaktan zarar gelmez." Y/n sinirden ağlamak üzere olduğunu biliyordu, böyle olurdu her zaman, sinirlendiğinde ağlardı ve karşı taraf onu zayıf olarak gördüğünden daha çok üzerine giderdi. Şuan omuzlarından dökülen ipeksi saçları ile kendini bok gibi hissediyordu. Özgüven eksikliği, kendisinde en ufak bir değişiklik yapmasına izin vermiyordu.

Genç kız fazla direnmeden yelkelerini suya indirdi, çantasından bir başka toka alıp saçını eski haline getirdi. Toura istediğini alamamış olacak ki tekrar genç kızın saçını açmak için uzanadı, ta ki bir el onu durdurana kadar.

"Ne bok yiyorsun?" Pembe saçlı kız sert bir ses tonuyla konuştu. Toura karşısında duran Mina'yı görünce yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. "Ah Mina-chan! Sadece ona biraz kendisine bakarsa ne kadar güzel bir kız olduğunu göstermeye çalışıyordum!" İrdeleyici ses tonu Pembelinin sinirine dokunuyordu. Siyahlı kızın kolunu öfkeyle bıraktıktan sonra ağzını açtı.

"Sen kendine bakmana rağmen pek bir halt becerememiş gibisin ha?" Toura'yı baştan aşağı küçümser bir ifade ile süzdükten sonra devam etti. "Y/n her haliyle güzel, onu rahat bırak." Toura pembelinin sözlerinin altında kalmaya niyetinin olmadığını belli eder şekilde sırıttı. "Hadi ama Mina-chan! Her zaman ne kadar güzel olduğumdan ve benim gibi olmak istediğinden bahsederdin!" Sesindeki sahte samimiyet insanın tüylerini diken diken edecek cinstendi. Mina gözlerini devirdikten sonra sırasına sinmiş olan biteni izleyen Y/n'e döndü.

𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin