「 Chapter; Twenty-Two 」

2.1K 237 198
                                    

"Plan boktan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Plan boktan."

"Hadi ama! Kaminari olsa çoktan katılmıştı bana." "Çünkü siz iki çatlak, bu planın harika olduğunu düşünecek kadar salaksınız."

Katsuki ve Sero birbirlerine girmişken Kirishima ortalığı sakinleştirmek için boğazını temizledi. "Bakubro, daha iyi bir plan yok elimizde." "Bu iyi bir plan değil ki daha iyisi olsun!" "Sadece sus ve kudretli Sero'nun üstün zekasını takdir et Bakugou." Katsuki siyah saçlı gence doğru atlamıştı ki Kirishima araya girdi yine.

"Diğer ikisine haber vermeye gidiyorum, eminim benim muhteşem planımı duyunca dizlerime kapanacaklar." Sero sınıfı terk ederken büyük bir sırıtışla söylendi. "O sırıtışını sana yedireceğim bir gün!" Katsuki, koridora doğru bağırırken Kirishima sınıftaki diğerlerine özür dileyen bakışlarını yolluyordu, Bakugou zaten agresif bir insandı, bu bütün okul tarafından kabul görmüştü fakat bu iki haftada ekstra agrasif olmuştu.

Kirishima derin bir iç çekti ve Sero'nun aptal planını uygulamak için geceyi bekledi.

~

Gece olmuştu.

Herkes Sero'nun planındaki yerini alırken, Katsuki söylenmekten geri durmuyordu. Kaminari planı duyduktan sonra Sero'nun ayaklarına kapanmış, bu zeka karşısında ne kadar küçük kaldığını ifade etmişti. Genç kız, bana her şey uyar havasında olduğu için sadece plana uyacaktı.

"Mina, hadi ama lütfen." Telefonun karşı tarafındaki sese doğru konuştu. "Tanrım, kafayı mı yedin kızım? Saat gece yarısı!" Genç kız, bütün planın buna bağlı olduğunu bildiğinden ne yapabileceğini düşünmeye başladı. Tek çare olarak aklına duygusal manipülasyon gelmişti.

Bir süre derin derin nefesler almaya başladı, burnunu çekti ve ağlamaklı sesiyle konuştu. "Mina, ailemle çok büyük bir kavga ettim ve şuan sana çok ihtiyaç duyuyorum, fakat sorun değil, haklısın, saat çok geç." Duraksadı bir müddet ve daha sonra devam etti. "Neyse, daha fazla rahatsız etmeyeyim ben seni, bu kadar geç saatte aradığım için kusura bakma. Kapatıyorum." "Tamam!" Başarısı karşısında gülümsedi genç kız, isteyince gerçekten bir şeyler başarabiliyordu. "Sadece beni parkta bekle."

"Tamamdır, teşekkür ederim Mina!" Telefonun diğer tarafındaki kız göz devirdi. "Rica ederim." İkili, telefonları kapattı ve genç kız hazırlanmaya başladı. Sıradan kıyafetlerini üzerine geçirdi, ailesi bu saatte çıkmasını sorun etmiyordu, aslında çoğunlukla umursamıyordu. Karanlık koridorda ilerlerken bir bira şişesine bastı ve kafasını kapıya çarptı, neyse ki düşüşünü yavaşlatmak için duvara tutunmayı akıl edebildiğinden çok da sorun olmayacaktı bu düşüş, hiçbir şey olmamış gibi kalktı ve Mina ile parkta buluşmak için merdivenleri indi.

~

"Lunapark mı? Ciddi misin?" "Mina, neden her şeyi sorguluyorsun ki?" "Çünkü beni gecenin bir yarısında, tam olarak terk edilmişe benzeyen bir lunaparka getiriyorsun!" Mina öfkeyle cevapladı, genç kız otuz iki dış sırıttı ve sakince karşılık verdi. "Gördün mü? Sorgulanacak herhangi bir şey yok." İkili sessiz ve karanlık lunaparka adımlarken Mina şaşırmış bir ifade takındı yüzüne. "Aa, fark ettin mi az önce bir cinayeti önledim." Genç kız kafası karışmışça, "Nasıl?" diye sordu. Pembeli dişlerini sıktı ve zorla gülümsedi genç kızın üzerine atlamadan önce. "Öfkemi kontrol ederek."

𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin