「 Chapter; Thirdteen 」

2.7K 282 547
                                    

Yüzüne vuran yazın serin rüzgarıyla saçları uçuşan genç kız gözlerini yummuş elindeki dondurmasını yiyordu bir yandan da yürümeye devam ederken, sarışının bakışları uzun süredir  kendisindeydi, hissediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzüne vuran yazın serin rüzgarıyla saçları uçuşan genç kız gözlerini yummuş elindeki dondurmasını yiyordu bir yandan da yürümeye devam ederken, sarışının bakışları uzun süredir  kendisindeydi, hissediyordu.

Katsuki yanındaki genç kıza bakmayı sürdürdü, bir şekilde ikna edip saçlarını açtırmıştı, omuzlarından göğüslerine düşen ipeksi saçlarından, sol gözünün kirpiklerinin arasında bulunan bene kadar her şeyiyle çok güzeldi, Katsuki neden genç kızın bu kadar özgüvensiz olduğunu anlamıyordu, okulun en güzel kızları diye bir liste yapsa, Y/n'i birinci sıraya koyacağından adı gibi emindi.

"Sorun nedir?" Gözleri hala kapalıyken gülümseyerek konuştu genç kız. Katsuki'nin gözleri genç kızın yüzünden dudaklarına kaydı, gülümsemesi o kadar güzel ve masumdu ki... Katsuki bu gülümsemeyi her gördüğünde içinden bir küfür savuruyordu, sadece kendisine gülümsesini isterken genç kızın ne kadar kibar olduğunu ve her daim gülümseyen biri olduğunu hatırlıyordu.

"Sorun senin şu aptal gülümsemen." Kaşlarını çatmış, birden bire düşünmeden konuşmuştu Bakugou. Genç kız gözlerini açtığı gibi direkt gözleri buluşmuştu ikilinin. "Anlamadım?" "Geldik."

Sokakta pek insan kalmamıştı artık, güneşin son turuncu ışıkları şehrin üzerine çökmüştü, ay yavaş yavaş kendini göstermeye niyetliydi, rüzgar usul usul esiyordu, derin bir nefes aldı genç kız, lütfen, diye düşündü. Lütfen bu anın sonsuza kadar sürmesine izin ver.

Deniz kenarındaki ufak bir pastaneye girmeden önce genç kız tam karşı yönden gelen biriyle sertçe çarpıştı. Geriye doğru sendelelemiş, tam düşecekken Katsuki tarafından desteklenmişti.

"Ne s*kim yapıyorsun lan? Önüne bakmıyor musun?!" Her an kavga için hazır bir ses tonuyla söylediği sözler karşı tarafa ulaşmak yerine havada asılı kalmıştı. Siyah saçları omuzlarının üzerinde biten adam saçlarının birazını topuz yapmış, geri kalanını salmıştı. Önden iki tutam çıkardığı saçları kumral rengindeydi, kahverengi gözlerini genç kıza dikmiş Katsuki'yi hiç duymamış gibi genç kızı inceliyordu.

Genç kız neden olduğunu bilmiyordu ama içini tuhaf bir duygu kaplamıştı. Bu adam tekin değil. Adam eğilip genç kızın düşürdüğü çantasını kaldırırken Y/n Katsuki'ye daha çok yanaşmış, iki eliyle Katsuki'nin sağ kolundaki pazı kasının bulunduğu bölgeyi sarmıştı. Katsuki'nin arkasından sadece başını çıkarıp adama bir bakış atarken sarışın, adamın uzattığı çantayı aldı.

Katsuki arkasına saklanmış bir kedi yavrusu gibi masum gözlerle karşısındaki adama bakan genç kıza küçük bir bakış attı, içindeki sinirden eser kalmamıştı şimdi. Korktuğunda genç kızın ilk sağınağı kendisi olmuştu, içten içe kendisiyle gurur duyarken karşısındaki adama döndü. Adam hala genç kıza bakıyordu.

Y/n çantayı Katsuki'den almak için bir adım attığında, kumral saçlı adam elini genç kıza doğru uzattı. "Daisuke Araki, tanışmamız kaderin bir oyunu olsa gerek." Sırıtarak kurduğu cümlesine kaşlarını çattı Katsuki. Bu adam genç kızın yanında kendisi olduğunu görmüyor muydu?

𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin