「 Chapter; Thirty 」

1.6K 199 240
                                    

Ne kadardır burada olduğunu bilmiyordu genç kız, ne kadar süredir yemek yememişti? Bilmiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne kadardır burada olduğunu bilmiyordu genç kız, ne kadar süredir yemek yememişti? Bilmiyordu. Acıkmıştı.

Katsuki'nin kollarının arasında biraz daha küçülttü kendisini, Katsuki'nin kıkırdadığını duyunca kafasını kaldırdı ve kocaman açtığı gözleriyle sordu. "Neye gülüyorsun?" Sarışın genç kızın anlına dudaklarını bastırdı fakat öpmedi, bir müddet öyle durduktan sonra geri çekildi. "Kedi gibisin, ona gülüyorum." genç kız gülümsedi ve kafasını tekrar yasladı güven kokan göğüse, "Burdan çıkmamız gerekiyor." dedi. "Hadi ya, fark etmemişim." Katsuki'nin alayını ciddiye almayarak çocuğun göğsüne küçük küçük daireler çizmeye başladı parmak ucuyla. "Katsuki, bunlar son anlarımız olabilir mi dersin?" genç kızın umutsuz sesi çocuğun hiç hoşuna gitmedi. "Olur mu öyle şey," dedi, "Nereden çıkardın?" "Bilmem, birden öyle aklıma geldi." "Sadece biraz sabret, şövalyen seni buradan çıkaracak." Katsuki'nin sözlerine gülümsedi.

Uzun zamandır farkında olduğu fakat inkar ettiği duygular gün yüzüne çıkınca kemiklerini istila eden kelebekleri hissetmeye başladı genç kız, uzun zamandır içinde biriktirdiği bu zehri kusmanın zamanı geldiğini biliyordu. Belki daha sonrası için vakti olmayacaktı.

Sessizlik iki ruhu da ele geçirince genç kız tekrar konuşmaya başladı. "Katsuki?" "Hm?" derin bir nefes aldı kız, her zamanki gibi zamansız davranıyordu. "Son anlarımız olursa diye... Bir şey itiraf edebilir miyim?" sarışının birden bire kalbi hızlanmaya başladı, genç kız gayet net duyabiliyordu kalp atışlarını. "Et tabi," dedi nefesini kontrol altında tutmaya çalışarak. Genç kız gözleri yere sabitlenmiş dalgın dalgın bakarken çizdiği halkaları biraz daha yavaşlattı. "Ben," dedi tembelce, "Seni se-" kelimeleri açılan kapı yüzünden boğazına dizilirken irkti ve kulaklarını kapattı elleriyle, istemeden olmuştu.

"Şhh, korkma güzelim, ben yanındayım."

Katsuki'nin saçlarına kondurduğu kelebek kadar hafif buse ve işittiği bu cümle kasılan bedenini rahatlatması için yeterliydi, kapıdan giren adamın çıkardığı adım sesleri dört duvar arasında yankılanırken tam önlerinde durdu. "Sevgilim," dedi vahşice. "Ne yaptığını sanıyorsun?" pencereden içeri dolan ay ışığı sayesinde adamın gözünün seğirdiği gözler önündeydi. Bacaklarını topladı ve yüzünü tamamen Katsuki'nin boynuna gömüp arkasını Daisuke'ye çevirdi. "Katsuki, korkuyorum," diye fısıldadığında bedeninin titrediğini yeni fark edebiliyordu. Arkasındaki adamın akli dengesi yerinde değildi ve bu onu korkutuyordu.

Derin bir nefes aldı Daisuke. "Buraya gel." Her ne kadar sakin kalmaya çalışsa da önündeki manzara tepesini artırıyordu, Katsuki'nin haklı çıkması canını sıkıyordu, genç kızın Onu seçmesi içindeki şiddet yanlısı kişiliğini ortaya çıkarıyordu.

Kendisine hitaben konuştuğunu biliyordu genç kız fakat duymamazlıktan gelmeye karar verdi. "Ne s*kim istiyorsun?" Katsuki'nin güven verici sesi kulaklarını doldurdu. "Seninle değil, sevgilimle konuşuyorum." "Gördüğün gibi seninle konuşası pek yok, ben yardımcı olayım?" Katsuki'nin yüzüne yayılan sırıtışla birlikte sabrının son aşamasına gelen adam genç kızı saçından tuttu ve kendisine doğru çekti, genç kızın acısını kısa kesmek isteyen Katsuki kollarını kaldırdı ve genç kızın sürüklenmesine izin verdi. "Eğer sen gelmezsen ben seni getiririm, sevgilim." genç kız acıyla çığlık atarken Katsuki hararetle ayaklandı.

𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin