Yeşil saçlı çocuk bütün yurt uyumaya çekilmişken antrenman yapmaya ve bedenini özgünlüğüne uygun hale getirmeye çalışıyordu. Etrafında ki yeşil elektriklenmeler gittikçe artarken havaya doğru bir tekme savurdu, o sırada telefonunun zil sesi ortamı doldurmuş, çocuğu antrenmanından alıkoymuştu.
Telefon ekranındaki kaydedilmeyen numarayı gördüğünde bir iki saniye duraksasa da açmaya karar verdi. “Buyrun, Midoriya İzuku?” “Seninle tekrar buluşmak ne büyük şeref.” Diğer taraftan gelen sesi tanımadığına adı gibi emindi. Neydi bu? Bir tür telefon şakası mı? “Aynı şeyi senin için söyleyemeyeceğim.” Farklı bir ses duyduğunda pür dikkat telefona verdi odağını, Kacchan'ın sesi miydi bu? “Kacchan? Neler oluyor? O adam da kim?” “Dediğin gibi yalnız gelmişsin, cesur adammışsın. Ya da kimseden yardım isteyemeyecek kadar egolu.” Yardım istemek mi? Kacchan yardım istemesi gereken bir durumda mı? “Sadece kes sesini ve dinle, seni özgünlüksüz inek.” Özgünlüksüz inek, diye düşündü yeşil saçlı çocuk. Benimle konuşuyor, yardım istiyor!
Bu yardım çağrısının farkına varır varmaz beyni milyonlarca olasılık düşünmeye başladı, bir yandan da bir şey kaçırmamak adına kulağı telefondaydı. “Özgünlüğümü kullanmadığım için özgünlüksüz damgası yemem gerektiğini düşünmüyorum.” Adamın sesi boğuk geliyordu, belli ki kapalı bir alandaydılar, yağmur sesi gergin ortamda duyulan tek şeyken yeşil saçlı çocuk yağmur yağdığını daha yeni fark etmiş ve yurda doğru adımlamıştı.
Ne yapacağım? Kacchan benden yardım bekliyor, onu nasıl bulacağım? Birilerine söylemem gerekir mi? Birilerine söylersem kızar mı? Bu gece Kacchan hiperventilasyon geçirip bayılmamış mıydı? Yurt merdivenlerini ikişer ikişer çıkarken bir yandan da beyin fırtınası yapıyordu, sarışının odasına geldiğinde kapıyı hışımla açtı, boş oda gösteriyordu ki; Katsuki kendi başına bir işlere bulaşmıştı. “Daha sonra ne yapacağını düşünürsün, şimdi dinle. Nereye gidiyoruz?” Telefonun diğer tarafından çocukluk arkadaşının kendisine hitaben kurduğu cümleler algılarını yerine getirirken direkt olarak Aizawa'ya koştu ve olan biteni haber vermeye koyuldu.
~
Hastane yatağında uyuyan Y/n'e bakarak son bir kaç saat içinde olan biteni düşündü yeşil saçlı. “Sen de kimsin ve Kacchan neden senin için bu kadar ileri gitti?” İçinden düşündüğünü sandığı bu kelimeler yavaş yavaş uyanmaya başlayan genç kızın kulağına ulaşmıştı fakat bunu takamayacak kadar bulanıktı bilinci.
Gözleri açıldığında ve biraz daha kendisine geldiğinde elini kavramış iki güçlü ele baktı, daha sonra ise tanımadığı bu çocuğun yüzüne. “Neler oluyor?” diye sordu, yeşil saçlı kızın uyandığını fark ettiğinde ellerini utançla kendisine çekti ve ağzını araladı. “Ü-Üzgünüm ben! Yanlış anlama lütfen destek olma amaçlı, yani tabiki elini tuttuğum için uyanacağından değil, sadece Kacchan seni bana emanet edince, başına bir şey gelmesin diye, yani ben-” Genç kız küçük bir tebessüm ile sorun olmadığını ve çocuğu gayet iyi anladığını belirtince ağzından çıkan spontane kelimelere bir son verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴
Fanfic"𝐿𝑖𝑚𝑜𝑛𝑙𝑢 𝑘𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑟 𝑚𝑖𝑠𝑖𝑛?" "𝐿𝑖𝑚𝑜𝑛𝑙𝑢 𝑘𝑒𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑛𝑒𝑓𝑟𝑒𝑡 𝑒𝑑𝑒𝑟𝑖𝑚." ~ 𝙺. 𝙱𝚊𝚔𝚞𝚐𝚘𝚞 𝚑𝚊𝚢𝚛𝚊𝚗 𝚔𝚞𝚛𝚐𝚞. #bakugou'da 1,21 bin hikaye arasında #1 #anime'de 8,5 bin hikaye arasında #1 #bnha'da 2,83 bin hika...