「 Chapter; Twenty-Five 」

2.1K 224 345
                                    

“Beni evinizde ağırladığınız için çok teşekkür ederim efendim, verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“Beni evinizde ağırladığınız için çok teşekkür ederim efendim, verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim.” Ellerini iki yanında tuttu ve minnetini açıkça göstermek için doksan derece eğildi kapıdaki Bakugou ailesine genç kız. Mitsuki, genç kızın saçlarını okşadı ve dikleşmesini söyledi. “Sorun değil güzel kızım, ne zaman bir ihtiyacın olursa haber ver, senin için kapılarımız daima açık olacak.” Güzel yüzüne güzel gülümsemesini kondurduktan sonra genç kıza çantasını uzattı. Genç kızın yanındaki Katsuki, Y/n'ye uzatılan çantayı aldı ve omzuna astı. “Y/n'yi evine bırakıp döneceğim.” Annesini bilgilendirdikten sonra arkasını döndü, genç kız bir kez daha hızlıca eğilip sarışın çocuğu takip etmeye başladı.

Katsuki ile birlikte, Katsuki'nin yatağında uyuyakalmıştı bu öğle. Uyandıklarında neyse ki Mitsukiler geri dönmemişti, birbirlerine gülümsemiş ve sanki her zaman beraber uyuyorlarmış gibi normal karşılamışlardı. Şimdi ise gecenin köründe annesi mesaj atmış eve gelmesini söylemişti. Katsuki elbette tek başına gitmesine izin vermeyecekti.

“Teşekkür ederim.” dedi genç kız gecenin serinliği yüzünden kollarını birbirine sararken. “Ne için?” sarışın çocuk kafasını eğmiş, ayakkabılarına bakarken konuşmuştu. “Her şey için.” duyduklarıyla ayakkabılarına çevirdiği bakışlarını yanındaki kızın yüzüne sabitledi. Genç kız karanlık gecenin ciğerleri üşüten havasını içine çekti, ileriye doğru bakmaya devam ederken, Katsuki genç kızın gözlerinde yıldızları gördüğüne yemin edebilirdi.

“Ne zaman ihtiyacım olsa, yanımdasın. Beni asla bırakmıyorsun. Sözlerine sadık kaldın Katsuki.” gözlerini karanlık yoldan çekip kırmızılar ile buluşturduğunda yüzüne kocaman gülümsemesi yerleşti. “Benim şövalyem olacağını söyledin, ve oldun.” Katsuki bakışlarını kaçırdı, gözlerini karanlık yola doğru çevirdi. Ay, dümdüz uzanan boş yolun en ucunda parıl parıl parlıyordu. Gecenin bütün güzelliğini üzerine almıştı, yıldızlar da kendisine eşlik etmekle yükümlüydüler. Hava serindi, hafif rüzgar iki bedeni de usulca okşarken duyulan tek ses ilerideki, çok ilerideki baykuşların uğultusuydu.

“Birden bire nereden çıktı bu?” duydukları hoşuna gitmişti. Daha fazlasını istiyordu. “Kalbimden.” diye kestirip attı kız. Genç adam göz ucuyla kendisine daha çok sarılmaya çalışan kıza baktı. “Üşüyor musun?” “İster istemez.” omzuna gelişi güzel astığı genç kızın çantasını açtı, içinde bir hırka arıyordu fakat bulamamıştı. Geri kapattı ve üzerindeki ince ceketi çıkarıp kıza doğru uzattı. “Sen giy lütfen, üşümeni istemiyorum.” Katsuki elindeki ceketi genç kızın omuzlarına bıraktı ve konuştu.

“Üşümemi istemiyorsan, gülümsemen yeterli.”

Genç kız gülümsedi. “İşte böyle, gördün mü bak? Sıcacık oldum.” Katsuki'nin güzel gülümsemesiyle birlikte boş ve sessiz sokakta kahkahasını yükseltti. “Eminim ileride çok romantik bir sevgili olacaksın.” yanaklarından yükselen ısıyı es geçti Katsuki. “Tabiki,” dedi. “Ben her şeyi hakkını vererek yaparım.” göğsünü kabartmış bir horoz gibi yürüyen çocuğa baktı ve tekrar bir kahkaha attı genç kız. Telefonununun bildirim sesiyle birlikte kahkhalarının arasından uzattı elini arka cebine.

𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin