-Saat on altı otuzda Minaların apartmanının önündeki parkta olacağım, bir dakika bile beklemem giderim haberin olsun.
Genç kız bildirim sesine yüzünü buruşturdu, uykusunun bölünmesi bu hayattaki en nefret ettiği şeydi. Tam okyanusun derinliklerine dalarken bir balıkçının devasa ağlarına yakalanmak gibi bir şeydi, her ne kadar çırpınsan da o ağdan kaçmak mümkün değildi. Her ne kadar çırpınsan da tekrar uyumanın mümkün olmadığı gibi.
Y/n Katsuki'den gelen mesajı göz ucuyla okuduktan sonra telefonu kapattı, yüzünü gömdüğü yastığının yanına bıraktıktan sonra uyumaya çalıştı, tabiki bu baş ağrısıyla pek olacak gibi değildi. Saate bakmak için kafasını kaldırdı tekrar, öğleden sonra bir.
Baş ağrısının sebebi belli oldu, diye düşündü. Yaklaşık on bir-on iki saattir uyuyordu. Yatağından başını ovuşturarak kalktı, banyoya doğru yürürken içeriden gelen şişe sesleri başının ağrısını ikiye katlıyordu.
Rutin işlemlerden sonra banyodan çıktı, kahvaltı için dolabı açtığında yüzüne vuran buram buram çürük kokusuna yüzünü buruşturdu. Dolabı kapatmak yerine içinde sağlam bir şey var mı diye baktı. Bira şişeleri dolabın çoğunu kaplamış durumdaydı, çürümüş salatalık, kaç gündür orda olduğu bilinmeyen soğan ve en kötüsü... Çürümüş patates.
Sebzelik kısmını kapattıktan sonra ayağa kalktı ve kahvaltılık bölümünü açtı, tabakta duran bir kaç adet kesilmiş peynirin üstünde hafiften yeşil yeşil küfleşmeler başlamıştı. Ne zamandır orada olduğundan bir haber olduğu haşlanmış yumurtayı elbette yemeyecekti. Dolabı daha fazla umut biriktirmeyerek kapattı, bir kaç bardak su içtikten sonra salona geçti.
Annesini ve tanımadığı bir adamı salonda öpüşürken gördüğünde ufak bir öksürük sesi çıkarttı, annesi adamın kucağından inip kızına ruhsuz gözlerle baktı. "Ne var?" "Kahvaltılık hiçbir şey yok, markete gidiyorum." "Ne bok yiyorsan ye, beni rahatsız etme." Göz devirdi genç kız arkasını dönünce, elbette yüzüne karşı yapacak değildi. Ne olursa olsun o annesiydi.
Aklına gelen düşünceyle arkasını döndü, "Bu gün cumartesi. Her an gelebilir." Daha sonra tekrar odasına yöneldi. Kalçasının bir iki parmak altında biten gri şortunu çıkardı ve siyah kargo bir pantolon geçirdi üstüne, göbeğinde biten üst kısmını da geniş ve dizlerinin bir parmak üstünde biten beyaz düz bir tişört ile değiştirdi. Siyah düz şapkasını taktıktan sonra anahtarlarını aldı.
~
Market alışverişi, kahvaltı, ev temizliği derken saat uçup gitmişti. Genç kızın gözü saate takılmadan önce Katsuki ile buluşmasını tamamen unutmuştu, hemen ardından aklında beliren siyah kutuyla beraber hızlıca yatağından kalktı ve çantasına yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴
Fanfiction"𝐿𝑖𝑚𝑜𝑛𝑙𝑢 𝑘𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑟 𝑚𝑖𝑠𝑖𝑛?" "𝐿𝑖𝑚𝑜𝑛𝑙𝑢 𝑘𝑒𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑛𝑒𝑓𝑟𝑒𝑡 𝑒𝑑𝑒𝑟𝑖𝑚." ~ 𝙺. 𝙱𝚊𝚔𝚞𝚐𝚘𝚞 𝚑𝚊𝚢𝚛𝚊𝚗 𝚔𝚞𝚛𝚐𝚞. #bakugou'da 1,21 bin hikaye arasında #1 #anime'de 8,5 bin hikaye arasında #1 #bnha'da 2,83 bin hika...