10 yıl sonra.
Kulaklarındaki çınlama gittikçe büyüyordu, burnunda dolanan kan kokusu midesini alt üst ederken bu kokuyu daha çok yaymak istiyormuş gibi esiyordu rüzgar. Soğuk zemini bedeninin her hücresiyle hissediyordu, kulak çınlaması biraz daha seyrekleştiğinde dört bir yanı kuşatmış çığlık sesleri yükseldi, tepesinde bir şey mi uçuşuyordu? Zar zor bedenini ters çevirdi ve sırtını toprakla buluşturdu, gözleri yavaş yavaş açılıyor, zihni; bulanıklığı bir kenara bırakıyordu. İlk önce gökyüzü girdi görüş açısına, aldığı kan kokusuna inat öyle güzel, öyle maviydi ki, bir müddet bulutları izledi.
Neredeyim?
Kuşlar cıvıl cıvıl öterken güneş bütün gülümsemesini sunmuştu insanlığa, fakat buna rağmen çevrede inanılmaz bir panik, inanılmaz bir keder vardı.
Nasıl bu duruma düştüm?
Yan tarafında serbestçe duran elini kaldırdı, kolunu kaplayan kumaşı paramparça olmuş, kan lekeleri her tarafı süslemişti.
Bu, benim kolum mu?
Zihninin bulanıklığı geçmişti ki ışıl ışıl parıldayan gökyüzü birden bire kara bulutlar ile kaplandı, şimşekler çakmaya, yağmurlar yağmaya başladı. Bu değildi, az önce karşı karşıya olduğu gökyüzü bu değildi.
"Pro-Hero DynaMight yaklaşık on saniyedir bilinç kaybı yaşıyordu, DynaMight'ın bilinci yerine geldi!" Bir helikopterden elindeki mikrofona doğru heyecanla konuşan kadın dikkatini çektiğinde bedenindeki aynı mayhoşlukla kafasını biraz olsun çevirdi.
Pro-Hero DynaMight mı? Bu ben miyim?
Kulak zarlarını parçalamak isteyen siren seslerine yüzünü buruşturdu, dirseğinden yardım alarak ayağa kalktı fakat dengesini sağlaması biraz uzun sürmüştü, arkasındaki kalabalığa, kalabalığı bariyerlerle geride tutmaya çalışan polis memurlarına baktı.
Ne s*kim oluyor?
Kalabalığın içinde bir çocuk ile göz göze geldiğinde düşünmeden edemedi; o kadar berbat mı görünüyorum? Neden bana acıyan gözlerle bakıyorsun? Göz göze geldiği her insanda aynı bakışları görmek sinirlerini bozmaya başlıyordu, kalabalığa bağırmak için hırçınca bir adım attığında bir şeye takılmış, zaten yeterince yıprandığı için kolaylıkla yere düşmüştü. Sinirle arkasını dönüp neye takıldığına baktığında beyninde ki devasa çana vurulmuş, bütün bedeni kaskatı kesilmişti.
Yerde yatan iki üç yaşlarındaki kız çocuğunun cansız bedenine baktı, gözleri açık kalmış, tek bir noktaya kilitlenmiş ruhsuzca bakıyordu. Ayakları bir kolon tarafından ezilmiş, başından girmiş demir çubuk kanlara bulanmıştı, kolunun üstüne düşmüş, kolu kırılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓛𝓲𝓶𝓸𝓷𝓵𝓾 𝓴𝓮𝓴
Fanfiction"𝐿𝑖𝑚𝑜𝑛𝑙𝑢 𝑘𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑟 𝑚𝑖𝑠𝑖𝑛?" "𝐿𝑖𝑚𝑜𝑛𝑙𝑢 𝑘𝑒𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑛𝑒𝑓𝑟𝑒𝑡 𝑒𝑑𝑒𝑟𝑖𝑚." ~ 𝙺. 𝙱𝚊𝚔𝚞𝚐𝚘𝚞 𝚑𝚊𝚢𝚛𝚊𝚗 𝚔𝚞𝚛𝚐𝚞. #bakugou'da 1,21 bin hikaye arasında #1 #anime'de 8,5 bin hikaye arasında #1 #bnha'da 2,83 bin hika...