Jung Wooyoung; 12 yaşında babasının işleri üzerine Almanya'da küçük bir kasabaya taşındı. 22 yaşında ve bir çiçek dükkânında çalışıyor.
Choi San; Ailesi o doğmadan önce Kore'den Almanya'ya küçük bir kasabaya taşındı.Babasına yardım amaçlı yanında çalışıyor.22 yaşında.
İkisi de kaderlerinin buluşacağı kasabada yaşıyorlar.
Yazar anlatımından:
Kasabada normal bir gün,her zaman olduğu gibi. Dışarda okula gitmek için bisiklet süren çocukların sesleri kuş sesleri ve daha nice ses arasına karışıyor. Bu kasaba her ne kadar küçük olsa da gün içinde gürültü elbet oluyor.
"Neye bakıyorsun sen?"
"Efendim?"
San, babasının kalın sesi üzerine irkilmiş ve babasına dönmüştü.
Babası her ne kadar kalın bir sese sahip olsa da aslında yumuşak biridir, oğlunu el üstünde tutar.
"Karşıdaki boş yere,taşınıyorlar."
"Kimler?"
"Bilmem,ama sanırım bir çiçekçi dükkânı olacak."
"İyi, ziyarete gidersin öğlen."
San, yeni gelen malları yerleştirmeye devam etti.
...
"Anne,şunları tutar mısın?"
"Geldim,geldim."
Wooyoung onlarca çiçeğin arasında kalmış,annesi çiçekleri kucağından alınca üstüne yapışan polenleri silkelemişti.
Annesi ile beraber işletecekti bu dükkânı. Umutluydu,oldukça müşterisi olacaktı bu dükkânın çünkü kasaba halkının çiçeklere ayrı bir ilgisi vardı. Çocukları olmayan çiftlerin evleri ya çiçekler ile ya da evcil hayvanlar ile dolu olurdu.
Wooyoung gözlerini biraz etrafta gezindirdi, oldukları mahallenin yolları oldukça genişti.Karşı tarafta olan diğer dükkânların afişleri zar zor okunuyordu, artık anlayın ne kadar geniş olduğunu.
"Oğlum,şu çiçekleri koymamda yardımcı olur musun?"
"Geliyorum anne!"
...
Saat öğlen 3'ü geçmişti ve neredeyse bütün esnaflar dükkânı ziyarete gelmişti. Buradaki insanlar hoşgörülü sayılırdı aslında. Her gelen elinde bir demet çiçek ile çıkıyor,her giriş çıkışta kapıdaki zil sallanıyordu. Bu ses bir yerden sonra baş ağrıtıcı olduğu için Bayan Jung eve gitmişti.
Ve sonunda dükkân Wooyoung'a kalmıştı.
"Sonunda sakinleşti"
Demesine kalmadan kapı zilinin sesi geldi.
İçeri giren oğlan diğer gelen kişilerden daha gençti,daha uzundu Wooyoung'dan. Bakışları keskindi.
"Buyrun?"
Diyerek ayaklandı Wooyoung.
"Merhabalar,sanırım burayı yeni açtınız değil mi?"
"Evet bayım."
"Ben babamla beraber çalışıyorum bu mahallede,dükkânımız tam karşıda. Eğer herhangi bir sıkıntı veya isteğiniz olursa bize söyleyebilirsiniz."
Wooyoung bu lafı bugün çok duymuştu ancak bu gencin samimiyeti daha farklı gelmişti ona.
"Ah, teşekkürler."
"Bu arada,isminiz nedir bayım?""San,Choi San."
"Ama sen bana sadece San diye seslenebilirsin"Dedi gülüşü ile beraber kısılan gözlerle San.
"Tamam Ba- pardon San."
"Tekrar görüşmek üzere o zaman?"
"Evet, görüşürüz"
Diyerek ayrıldı oradan San.
Wooyoung tekrardan kasanın arkasındaki sandalyeye attı kendini,ilk günden yabancı biriyle bu kadar samimiyet kurması garip gelmişti ona.Belki aynı yaşta olmalarından kaynaklıydı? Hoş yaşını da bilmiyordu ama San en fazla 3 yaş büyük duruyordu ondan.
Her ne kadar sert bir görünüme sahip olsa da yumuşak biri gibi duruyordu.
Sadece ismini bilmesine rağmen kendini yakın hissetmişti ona.
Selamm 🥺🥺 uzun bir aradan sonra yeni bir fic ile dönüyorumm bu fici taslakta tutacağım çünkü fici düzgün devam ettirebilir miyim bilmiyorum eğer bu bölüm yayınlandıysa her hafta bölüm gelecek ve fic de istediğim gibi bitmiş demektir <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Dükkânı | WooSan
FanfictionAngst, istediğiniz zaman dilimini düşünebilirsiniz ancak ben daha 50'ler zamanlarına yakın tutmaya çalıştım.