Beğenin lütfen 😽
"Kaptan, biz eve dönüyoruz."
"Tamam kızlar, görüşürüz."
Dışarda, okula 15 dakikalık uzaklıkta olan sahada saatlerce antrenman yapmıştık. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.
Birkaç dakika yerde oturdum ve yorgunlukla çantamı sırtıma alarak dışarı çıktım.
Bu saha ile evim arası 10 dakikaydı.
Bir marketin önünden geçerken marketten tanıdık biri çıktı, tabii ki de Oikawa'ydı.
Onu görmezden gelerek önüme döndüm ama birkaç hızlı adımda yanıma yaklaştı ve elindeki çikolatalı sütü bana uzattı.
Her ne hikmetse her seferinde bir yerlerde Oikawa karşıma çıkıyor ve bana çikolatalı süt veriyordu.
Çikolatalı süt en sevdiğim içeceklerden biriydi ama bunu ona söylememiştim. Şansa mı alıyor yoksa bunu biliyor mu bilmiyordum.
"İçmeyeceğim."
"Canın çekiyor."
"Çekmiyor."
"Çekiyor."
"Çekmiyor."
"Çekiyo-"
Durdum ve ona baktım, "Siktir git Oikawa. İstemiyorum."
"İstediğini biliyorum."
Sinirle elindeki çikolatalı sütü aldım ve yürümeye başladım, "Rahatladın mı?"
O da peşimden gelmeye başladı, ne yazık ki evlerimiz aynı sokaktaydı.
"Evet."
"Bana süt almanı istemiyorum."
"Umrumda değil."
"Neden her seferinde böyle inatlaşıyorsun?"
"Eğlenceli oluyor."
"Bok herifin tekisin."
"Çoğu kişi böyle düşünüyor."
"Haklılar."
"Bu öznel bir konu. Bazı kızlar da bana aşık mesela."
"O kızlar senin gerçek halini bilmiyor." Gözlerimi ona çevirdim, o da bana bakıyordu. "O kızlara da bana davrandığın gibi davransan hepsi anında senden nefret eder."
"Sen etmiyorsun."
"Kim dedi bunu?"
"İç sesim."
"Senden nefret ediyorum, Tōru."
Hayır, etmiyorum.
"Öyle mi? Üzüldüm."
"Üzülmedin."
Sonunda evlerimizin olduğu sokağa girmiştik. Benim evim Oikawa'nın birkaç ev öncesinde kalıyordu.
"Seninle aynı sokakta yaşadığım için kendime üzülüyorum."
"Ben de kendime üzülüyorum."
"İyi, aynı hissi paylaşıyoruz."
Evimin bahçe kapısının önüne geldiğimizde direkt elimi demir kapıya attım ve kapıyı açtım.
"Natsu-chan."
Ona döndüm, bana böyle seslenmesi sinirimi bozuyordu.
Aslında bazen tatlı oluyor.
Susar mısın, iç ses?
Sanane lan?
"Ne var?"
"Dikkatli ol."
"Ne?"
Evime baktı, "Evin yani. Tek yaşıyorsun. O yüzden dedim."
"3 yıldır burada tek yaşıyorum Tōru. Yeni taşınmışım gibi davranma."
"Olsun, yine de..."
"Tamam, dikkatli olurum. Oldu mu?"
Dudağı yukarı kıvrıldı, "Oldu."
Arkasını dönüp yürümeye başlayacağı sırada ona seslendim.
"Oikawa."
Kafasını bana çevirdi, "Evet?"
"Bana 'Natsu-chan' demeyi kes."
Kesme. Natsume, salak salak laflar söyleme çocuğa.
Güldü, "İyi akşamlar, Natsu-chan."
Natsu-chan'a baskı uygularak söylemişti cümleyi. Kaşlarımı çattın, "Göt herif..."
"Çok güzel 'İyi akşamlar' diyorsun."
"Siktir git."
"Hay hay."
Oikawa evine ilerlerken ben de kendi evime girdim.
Oikawa'ya karşı böyle davranma Natsu.
Sanane lan?
Ben senin iç sesinim. Beni dinlemelisin.
Siktir git, yavşağa bak.
Şu an kendine yavşak dedin.
Orosp-
Az önce de az kalsın kendine 'Orospu' diyecektin.
Sadece iç sesime küfür ediyorum.
Kendine de etmiş oluyorsun.
Kes sesini.
Tamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oikawa x Reader |Haikyuu x Reader|
FanfictionOikawa ile birbirinize atışıp duran 2 kişisiniz. Kim inanır ki ilerde onunla sevgili olacağınıza?