Beğenin lütfen 🔪
1 hafta sonra:
"Tōru, kalk hadi!"
"Tamam be!"
Bugün ön elemeler başlıyordu. Saat sabah 8'di ve 9'a kadar okula gidip takımlar ile buluşmalıydık.
Tōru koltuktan kalkarak üst kattaki tuvalete ilerledi, ben de yeni duş aldığım için ıslak saçlarımı kurutuyordum.
Telefonumun çalması ile masadaki telefona baktım, Tanaka arıyordu.
"Alo?"
"GÜÜÜNAAAAYDIIINN!"
Ani bir şekilde kulağıma gelen bağırış ile kulağım ağrımıştı. Sinirle alnımı kırıştırdım. "BAĞIRMASANA BE!"
"KIZMA CANIM!"
"Neden sabahın köründe aradın?"
"Uyandın mı diye bakmak istedim. Geçen sene uyuyakalmıştı-"
"GEÇEN SENE GEÇEN SENEDE KALDI!"
"Tamam lan, sinirlenme."
"Sinirli değilim."
"Hele hele, öyle mi? Götüme söyle bunu." Arkadan Noya'nın sesi geldi, "HELLOOĞĞĞ NATSUMEEEĞĞ!"
"Sabahın köründe neden bu kadar enerjiksiniz?"
"Maç var olum, ne yapalım?"
"Maçlara daha en az 4 saat var Tanaka."
"Olsun canım, enerjik olmak iyidir."
Merdivenlerden inip odaya giren yarı çıplak Tōru meraklı gözlerle bana baktı. "Kim o?"
Sinirle koltuğun üstünde olan tişörtünü ona fırlattım, "ÜSTÜNE BİR ŞEY GİY BE!"
Telefonun diğer tarafındaki Tanaka ve Noya bir anda garip sesler çıkarmaya başladı.
"Natsume... Yoksa evliliği bekleyemediniz mi?"
Noya bağırdı, "BEBEK Mİ GELİYOR??"
Telefonu kulağımdan uzaklaştırdım ve hoparlörü ağzıma dayadım, bağırabildiğim kadar yüksek bir sesle bağırdım. "SİKTİRİN GİDİN, MANYAK HERİFLER!"
Telefonu direkt kapatıp koltuğa fırlattım, Oikawa bağırışımdan korkmuş gibi yerinde kalakalmış bana bakıyordu.
"Hazırlan. Okula gideceğiz." Benden korkmuş gibi hemen başını salladı ve çantasını alarak içine eşyalarını doldurmaya başladı.
~~~~~~~~~~~~~~~
Elemelerin olacağı alana gelmiştik. Kız takımları da erkek takımları da bu alanda maç yapacaktı. Sadece farklı kısımlarda olacaklardı.
Kızlar ile otobüsten indik ve kapıya ilerlemeye başladık. Kafamı hafifçe erkek otobüsüne çevirdim. Onlar da yeni inmeye başlamıştı.
En önde Oikawa, çantası tek omzunda ve elleri cebinde yürüyordu. Onun arkasından İwa ve diğerleri gidiyordu.
Oikawa'nın gözü bana kaydı ve hafifçe gülerek göz kırptı. Ben de hafifçe gülümsedim ve kızlarla içeri girdim.
~~~~~~~~~~~~~~~
Kızlarla oturduğumuz yerden ayağa kalktım, 15 dakika sonra maçım başlayacaktı ve Oikawa'nın maçı da bizden birkaç dakika sonra başlayacaktı.
Ben maça gitmeden önce onu görmek istiyordum.
"Kızlar, ben erkek takımına bakıp geliyorum."
"Tamam."
Erkek kısmına gittim, Oikawa'nın etrafı şaşırmadığım bir şekilde kızlar ile çevriliydi.
İwa ise biraz uzaktan sabır dilercesine ona bakıyordu. Daha sonra beni fark etti ve gözleri ile Oikawa'yı işaret etti, kızları dağıtmamı istiyordu.
Onlara yaklaştım ve sinirli bir ifade ile bağırdım. "Oikawa Tōru!"
Kızların hepsi bir anda bana döndü, bu sefer yalandan bir sinirle yapmamıştım. Gerçekten sinirliydim.
Gülümsemeye çalıştım, "Kızlar, birazdan maça çıkacak bir oyuncunun bu şekilde kafasını dağıtmak çok kötü."
"Biz kafasını dağıtmaya çalışmı-"
"Ah, öyle mi?" Ellerindeki imzalanması için kağıtlara ve Oikawa'nın fotoğrafını çekmek için kamerası açık olan telefonlara baktım.
"Tōru'nun bu kadar ünlü olduğunu bilmiyordum. Bahse girerim..." Sahaya döndüm, "Sahadaki pozisyonunu bile bilmiyorsunuzdur, değil mi?"
Kızların hepsi sustu ve birbirlerine baktı.
Açıkçası bunu sadece dalga geçmek için söylemiştim, ama sanırım gerçekten bilmiyorlardı.
Bu çok acınasıydı. Sadece yakışıklı olduğu için onunla ilgileniyorlardı.
"Oikawa Tōru; 18 yaşında, Aoba Johsai erkek voleybol takımı kaptanı, 3. Sınıf, mevkisi pasör, ülkenin en iyi pasörü olarak biliniyor." Sinirli gözlerim birkaç saniyeliğine Oikawa'ya döndü, daha sonra tekrar kızlara döndüm.
"Ayrıca... Yakışıklılığı ile değil, yeteneği ile bilinse onu daha mutlu edersiniz."
Birkaç dakika içinde kızların hepsi bir şey diyemeden özür dilercesine başlarını eğip kaçmıştı.
Oikawa sırıtarak bana ilerledi ve ellerini belime sardı. "Kıskandın mı?"
"Hayır, seni neden kıskanayım?"
"Ah... Öyle mi?" Kızların gittiği kapıya yöneldi, "Ben kızların numarasını ala-"
Karnına attığım yumruk ile inleyerek karnını tuttu ve bana döndü. "Bu, kıskanmamış hâlin mi?"
"Evet."
Doğruldu ve gülümsedi, "Peki, öyle olsun."
"İlk maçınız kimle?"
"Nekoma."
"Tōru-"
"Kuroo hakkında bir şey demeyi bırak. Sıkıldım artık."
İç çektim ve birkaç adım geri gittim, yüzümden hayal kırıklığına uğradığım anlaşılıyor olmalıydı.
Oikawa'nın yüz ifadesi hemen değişti, bir adım atıp bileğimi tutmaya çalıştı. "Natsu-"
Bileğimi geri çekerek tutmasını engelledim. Sahaya baktım, Kuroo takım ile saha kenarında duruyordu.
Tekrar Oikawa'ya döndüm. "Maçta başarılar."
İwa'ya hızlıca veda edip arkamı döndüm ve kızların olduğu kısıma gitmek için kapıdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oikawa x Reader |Haikyuu x Reader|
Fiksi PenggemarOikawa ile birbirinize atışıp duran 2 kişisiniz. Kim inanır ki ilerde onunla sevgili olacağınıza?