Sabah

4.8K 400 267
                                    

Beğenin lütfen 😽

"Çok uykum geldi..." Esneyerek koltukta biraz kıpırdandım.

Saatlerdir Oikawa'nın dizinde uzanıyordum. O da kendi hâlinde telefonuna falan bakıyordu.

"Uyu o zaman."

"Hâlâ eve gitmedin."

"İstediğim zaman giderim eve. Ben burada olduğum için uyumamazlık yapmazsın sen."

Oikawa haklıydı. Her ne kadar birbirimizi sinirlendirip kavga etsek de, bir kızın yanında en güvenli erkeklerden biri olurdu.

Sırtımı boşluğa vererek koltuğun sırtına döndüm ve gözlerimi kapadım.

Uykulu sesimle mırıldandım, "Sabah okul var, eve gidip uyu."

Gülümsediğini hissettim, "Merak etme..."

~~~~~~~~~~~~~~~

Bir yerden gelen yüksek sesli alarm ile gözlerimi açtım. Kendi telefonumdan gelmiyordu.

Hemen kolumu masadaki diğer telefona uzattım ve sinirle alarmı kapadım.

Bir dakika, bu telefon Oikawa'nındı.

O anda birinin dizinde yattığımı fark ettim ve gece olanlar aklıma geldi.

Kafamı yavaşça yukarı çevirdiğimde, kafasını koltuğun sırtına dayamış uyuyan Oikawa'yı gördüm.

Sessizce mırıldandım, "Salak çocuk... Eve git demiştim."

Yüz ifadesi aniden değişti, hafifçe kaşlarını çatıldı ama uyumaya devam ediyordu.

Parmakları hafifçe kıpırdadı ve saçlarımın üstünde olan eli çok hafif bir şekilde saçlarımla oynamaya başladı.

Saçlarımla oynamaya başlayınca yüz ifadesi geri eski haline döndü, hatta belli belirsiz gülümseyerek uykusuna devam etti.

Valla aşık.

Sus.

Aşık işte.

Sus.

Yavaşça doğruldum ve bir elimin tersini Oikawa'nın yanağına değdirdim.

Yüzü çok pürüzsüz ve güzeldi.

Daha sonra saçlarına dokundum, hafifçe kıpırdandı.

Gülerek koltuktan kalktım ve salonun kenarında olan davulu elime aldım.

Bir anda hızlı hızlı vurarak onu uyandırdım.

Koltuktan fırlayarak uykulu gözleriyle bana bakmış sonra ise sabır diler gibi başını iki yana sallamaya başlamıştı.

Davulu bıraktım, "Uyandın sonunda."

"Saat kaç?"

"2-3 dakika önce alarm çaldı. Eve gidip üstünü giyin."

"Peki, peki..."

~~~~~~~~~~~~~~~

"Dün sana, eve gitmeni söylemiştim."

"Ben de gitmedim."

"Neden?"

"Seni uyandırmak istemedim. Rahat uyuyordun."

"Hele hele, gören sanar hep beni düşünüyorsun."

Bana döndü, kaşları çok az çatılmıştı. "Düşünmüyor muyum?"

Aşk adam.

Neden bu kadar romantizm düşkünüsün, iç ses?

Sen de öylesin ama işte mal olduğun için her seferinde kavga ediyorsun.

"Düşünüyor musun?"

"Yani, bir şey yaparken seni de düşünüyorum."

Güldüm, "Sen ne zaman beni düşündün?"

"Dün markete senin için gittim."

"Ee?"

"Ondan önceki gün bir koli süt gönderdim, özür dilemek için."

"Ee?"

"Ne 'Ee' si? Ne yapmamı istiyorsun, mal mısın?"

"Mal olan sensin."

Adımlarımı hızlandırarak okula girdim, Oikawa'da hızlı adımlarla arkamdan geliyordu. "NATSUME! BİR KERE DE SİNİRLENME!"

Sınıfa girdiğimde hemen kendi sırama yöneldim ama Oikawa bileğimden tutarak beni kendisine çevirdi.

İwa, bir sorun olduğunu anlamış gibi yanımıza geldi. "Ne oldu yine, kavga mı ettiniz?"

Oikawa tam bir şey diyecekken zil çaldı, bileğimi geri çektim. "Zil çaldı. Birazdan hoca gelir, yerlerinize geçin."

Oikawa x Reader |Haikyuu x Reader|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin