Beğenin lütfen 🔪
Otobüse binerek evimizin olduğu bölgeye gelmiştik ve şimdi de yürüyorduk.
Nekoma'dan çıktığımızdan beri Oikawa ile konuşmamıştım.
"Tōru."
"Hm?"
"Neden kavga ettiniz?"
Cevap vermedi, yine ve yine.
Evimin önünde geldiğimizde Oikawa yürümeye devam ediyordu, kendi evine gidiyordu.
Bileğinden tutarak onu durdurdum, kafasını çevirip yorgun gözlerle bana baktı.
"Bugün ben de kalıyorsun."
Birkaç saniye öylece baktı ve omuz silkerek benim evime yürümeye başladı.
Anahtar ile kapıyı açarken mırıldandım, "Kuroo'dan özür dileyeceksin."
Ayakkabısını çıkarıp çantasını biraz sert bir şekilde yere fırlattı, "Neden ben özür diliyorum?"
Bunu söylerken çoktan salona gitmişti. Ben de peşinden salona gittim.
Koltuğa oturmuş öylece dışarıya bakıyordu.
"Kavgayı başlatan sendin, değil mi?"
Kavgayı başlatanın Oikawa olması daha muhtemeldi. Kuroo nadiren kavga ederdi. En fazla laf dalaşına giren biriydi.
Oikawa hiçbir şey söylemedi.
"Bunu evet olarak algılıyorum."
"Nasıl istersen öyle algıla."
Morali hâlâ bozuktu, kavga sebebini öğrensem ona göre davranırdım ama böyle olunca ne yapacağıma emin olamıyordum.
Derin bir nefes alarak musluk altında yıkadığım ellerimi havlu ile kurutmaya başladım. "Git duşa gir Tōru. Maç yüzünden terlisin."
"Kıyafe-"
"Ben de kıyafetin var."
Biraz şaşırarak bana baktı.
"Eskiden kaldığın zamanlardan kalma. Bazı kıyafetlerini bende bırakmıştın ya."
"Ah... Tamam."
Oikawa duş için yukarı çıktıktan birkaç dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Arayan İwa'ydı. Açtım ve kulağıma dayadım.
"Alo?"
"Oikawa sende, değil mi?"
"Evet."
"Güzel."
"Sen de gelsen olmaz mı? Oikawa, koca sinirli bir bebek gibi. Nasıl davranacağıma emin olamıyorum."
İwa'nın derin ve sesli bir nefes aldığını duydum. "Tek kalsanız daha iyi, Natsume."
"Kavga sebebini bile bilmiyorum! Sen biliyor musun?"
Birkaç saniye sessizlik oldu. "Sadece onunla konuş, Natsume. Ona iyi gelirsin."
"Ama İwa-"
"Kapatıyorum artık. Oikawa'ya göz kulak ol."
Telefon yüzüme kapandığında sinirle telefonu masaya koydum.
10 dakika sonra Oikawa kafasında havlu ile aşağı indi ve önüme oturdu. Birkaç saniye ona baktım. "Saçlarını mı kurutmamı istiyorsun?"
"Hmhm."
Kafasındaki havluyu aldım ve saçlarını kurutmaya başladım.
"Tōru."
"Efendim?"
"Anlatmayacak mısın?"
"Neyi?"
"Kavga sebebini."
Yine sessizlik oldu. Bu sessizlik artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı ama bu durumda Oikawa'ya kaba davranmak istemiyordum.
"Biraz... Kıskanç biriyim."
Güldüm, "Bunu yeni mi fark ettin?"
"Natsume."
"Efendim?"
"Lise bitince... Ayrılır mıyız?"
Ayrılır mıyız derken neyden bahsediyordu?
"Nasıl yani?"
"Konuşmayı keser miyiz?"
Hafifçe güldüm, "Senin gibi bir salakla konuşmayı kesmeyi çok isterdim ama maalesef yapamam."
"Ben... Lise bitince büyük ihtimal Japonya'da olmayacağım."
Birkaç saniye sessiz kaldım, yüzüme bakmak için kafasını çevirdi.
"Sorun değil, ben de muhtemelen burada olmayacağım."
Kaşlarını çattı, "Nereye?"
"Amerika'ya gitmek istiyorum. Oradan teklif almak istediğim bazı yerler var, eğer alabilirsem çok iyi olur."
Birkaç saniye öylece yüzümü inceledi, daha sonra doğruldu ve yanıma oturdu.
Biraz uzaklaştı ve kafasını dizlerime yasladı.
Eğer modu yüksek olsaydı, inat yapmak için onu kendimden uzaklaştırmaya çalışırdım ama şu an buna gerek yoktu.
Hafifçe sırıtarak elimi saçlarına attım ve okşamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oikawa x Reader |Haikyuu x Reader|
FanfictionOikawa ile birbirinize atışıp duran 2 kişisiniz. Kim inanır ki ilerde onunla sevgili olacağınıza?