Küçük kafe de yaklaşık on dakika kadar bir süreden sonra Zayn'i kapının girişinde gördüm. Gözlerini içeride kısaca gezdirdikten sonra bana çevirdi. Ağır adımlarla oturduğum masaya doğru ilerlerken merak içimi kemiriyordu. Karşımda ki yerini aldığında beni daha sonrada yan tarafımda yerde duran torbaları hızla süzdü.
"Alışveriş, ha?"
"Öyle." Soğuk ve kısa cevabımın üzerine benle ilgilenmeyi bırakarak garsondan bir bardak kahve istedi. Avuçlarını ısıtmak için büzüştürdü ve sıcak nefesini üfledi, üşümüş gözüküyordu. Gözlerimi devirdim, rüzgar sert esiyordu ve üstünde ki ince gri kazakla herkes üşürdü.
Bir süre daha sessiz kaldıktan sonra o ilahi sesi ile adımı mırıldandı.
"Marina."
İsmim onun ağzından dökülürken nasıl güzel bir sese sahip olduğunun farkında olup olmadığını merak ettim.
"Efendim."
Gözleri yine ifadesiz ve sert bakıyordu gözlerime. Yanıtımın ardından garson dumanı tüten bir fincan kahveyi masaya koyduktan sonra geri gitti.
"Hiç seks yaptın mı?" Sorusu üzerime gözlerim büyük bir ihtimal pörtlemişti. Ah! Bu çok hazırlıksız bir soruydu ve sanırım çok erotik. Ne cevap vermeliydim ki?
"Şey, Kutsal Meryem tavırları pek bana göre değil. Bakire değilim Zayn ama bu demek değildir ki her önüme geleni içime alıyorum, tıpkı senin her önüne gelen kızın içine girdiğin gibi" Bana küçümseyici bir bakış attı.
"İlk kural." Kaşlarımı çattım, ah kurallar. Dilini yavaşça dudaklarının üzerinde gezdirdi fincanından bir yudum kahve içti ve devam etti.
"Bana laf sokma veya laf sokmaya çalışma." Gülmemek için dudaklarımı dişliyordum. Tanrım, nasıl güzel bir sesti bu? Tek kaşı usulca havaya kalktı ve bana sorarcasına baktı. Başımı salladım.
"Kural iki, yapmanı istediğim şeyin zamanı gelince ve sana açıkladığımda vazgeçemezsin veya gidemezsin."
"Tanrı aşkına, Zayn! Benden ne sikim yapmamı istiyorsun?" Bu iş cidden canımı sıkmaya başlamıştı. Hayatımı yönlendirmeye çalışıyordu ama ben daha neyin içinde olduğumu bilmiyordum.
"Ve sakın bana sesini yükseltme." Ses düzeyi oldukça normaldi ama vurguları ölüm kadar soğuktu. Gözlerimi kenetlenmiş olduğum ellerime döndürdüm ve sessiz kaldım. Benden herhangi bir tepki alamayınca o kurallarını saymaya devam etti.
"Göründüğüm gibi biri değilim, krizlerim tuttuğunda sana oldukça zarar verebilirim." Biraz daha yaklaştı ve fısıldadı.
"Biraz aklın varsa Marina, şuan konuştuğun adam öteki kişiliğine dönüştüğünde evimin yakınlarından bile geçmezsin, ta ki ben normale dönünceye kadar." Cümlesini bitirdikten sonra geri çekildi. Kalp ritmim oldukça düzensizdi. Siktimin öteki kişiliği de neyin nesiydi?
"Krizlerinin, sebebi ne?" Titreyen sesim üzerine gülümsedi.
"Kural beş, sana söylediğim kadarıyla yetin, soru sorma." Gözlerimi yeniden ve ah yeniden devirdim. Bir adam nasıl daha fazla 'göt' kelimesinin tanımına bu kadar uyabilirdi ki?
"Ve son olarak, ailem hakkında sakın konuşma."
Sert sesi bende daha çok merak uyandırmak dışında bir işe yaramamıştı. Merak ediyordum, onu ve ailesini. Ayrıca bu kurallar neydi böyle? Pekala bende kural koyabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir bedende iki insan // z.m
RomanceKöprücük kemiğine uzandım ve dudaklarımı tanrının bir hediyesi olan tenine sürttüm. Yeryüzünde ki en ilahi kokuya sahip olan adama biraz daha sokuldum, demin boynunda olan titreyen dudaklarımı onunkilere hizzaladım. Ellerim usulca boynundan saçların...