Tenime çarpan sımsıcak suyun varlığını hissetmemle uykumdan fırlamam bir oldu. Ne sikim oluyordu? Başımı sinirle çevirdiğimde bana alayla gülümseyen bir adet Zayn Malik görünce dişlerimi gıcırdattım. Lanet olsun!
“S-sen, ah sen aptal mısın?” Sinirimden tırnaklarımı avucuma batırıyordum. Sikik herif nasıl uykumu bölerdi? Hem de sıcak su ile! Tek kaşını kaldırarak bana baktı ve gülümsemesi sırıtmaya dönüştü.
“Hadi ama! Aptal olan sensin, Marina. Bana daha çok seksi ve tapılası Malik uyuyor, ha?” Gözlerimi kıstım ve sinirli bakışlarımı ona göndermekten hiç çekinmedim. Ona asıl uyan tanım domuzdu! Onu umursamamaya çalışarak yastığımın altından telefonumu çıkardım ve saate baktım, sekize geliyordu. Telefonu tekrardan yatağın içine attım ve rahatsızca ona baktım.
“Uyandırdın, çünkü?”
“Çünkü uyurken çok çirkin oluyorsun.”
Ah.
Böyle bir cevap beklemiyordum doğrusu. Kalbimin her bir hücresinin parçalara bölündüğünü hissettim, ama ben güçlüydüm değil mi? Belli etmemeye çalışarak gülümsedim.
“Bir insanı uyuduğu zaman çirkin gözüküyor diye uyandıramazsın, Malik!” Bana umursamazcasına baktı daha sonrasında cevap vermek yerine omuz silkti. Egosu götünden daha büyük kıç kafalı! Tanrım! Tamam götü de oldukça güzeldi ama konumuz bu değil. Yerde duran poşeti üzerime fırlattıktan sonra konuştu.
“Giyin ve aşağı in. Eğer hızlı olmazsan aç kalırsın.”
Odayı terk ettikten sonra homurdanarak poşetin içindekileri çıkardım. Dar bir pantolon ve koyu mor bir örgü kazak getirmişti, güzellerdi. Kıyafetleri üzerime geçirdikten sonra banyoya girip aynadan kendime baktım. Yansımama bakarken neden bu kadar bakımsız olduğumu düşündüm. Saçlarım uzamış ve kırıklarla süslenmişti. Uykusuz kalmaktan göz altlarımda morluklar baş göstermiş, yüzüm oldukça çökmüş gözüküyordu. Zayn Malik’i etkilemeye çalışırken nasıl bu kadar bakımsız olmayı sorun etmemiştim bilmiyorum. Pekala, Marina Clark bakımla güzelleşmeyecek tek kadın yoktur öyle değil mi? Bende daha bakımlı olacaktım artık ah ama şey şuan bunun için çok üşeniyordum. Musluğu açıp sıcak suyu yüzüme çarptım, dişlerimi fırçaladım ve odadan çıktım. Tahta merdivenlerden inerken ortalıkta kimse gözükmüyordu. Mutfaktan gülüşme seslerini işittiğimde oraya yöneldim. Kapının pervazına yaslanıp bir süre onlara baktım. Liam elinde ki tava ile bir şeyler pişiriyordu, Niall ise pişenlerden gizlice araklayıp duruyordu. Harry ve Louis geçen oynanan bir maçtan bahsediyorlardı. Ah Zayn sandalyeye gelişi güzel oturmuş bir şeyler düşünüyordu. Bugün üzerinde lacivert düz bir tişört vardı, zayıflamış gözüküyordu.
“Marina orada durmayı bırakıp içeri gir.”
Harry’nin alay yüklü sesi beni düşüncelerimden sıyırmıştı, ahhh onu izlerken yakalanmıştım! Dudağımı ısırarak Zayn’e son defa baktım. Bana inatla bakmıyordu. Gözlerimi devirip masada ona en uzak olan sandalyeye oturdum.
“Sosis?” Elinde ki tavayla servis yapan Liam’a gülümsedim.
“Hayır, teşekkür ederim. Ben tercihimi peynirden yana kullanacağım sanırım.”
“Nasıl istersen, Marina.”
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir bedende iki insan // z.m
RomanceKöprücük kemiğine uzandım ve dudaklarımı tanrının bir hediyesi olan tenine sürttüm. Yeryüzünde ki en ilahi kokuya sahip olan adama biraz daha sokuldum, demin boynunda olan titreyen dudaklarımı onunkilere hizzaladım. Ellerim usulca boynundan saçların...