Tek hissettiğim lanet bir acıydı. Tüm vücudumdaydı, karanlık ve kasvetli bir boşlukta ruhumla debeleniyordum. Neredeydim? Gözlerimi açmak için uğraştım fakat çabalarım sonuç vermedi. Fısıldayan sesler duyabiliyordum ancak net değillerdi. Kıpırdamaya mecalim yoktu. Fısıldaşmalar, konuşmalara dönüştü.
"Neden hala uyanmadı?"
Ah bir erkek sesi. Kimdi o? Harry? Ona buradayım diye haykırmak istedim, denedim ama beynim vücuduma verdiğim emirleri inatla geri tepiyordu.
"Bay Styles, ciddi bir iç kanama geçirdi, böbrekleri zarar görmekten kıl payı kurtulmuş. Hazır olunca uyanacaktır, ona biraz zaman verin."
Harry'den onaylayan bir takım sesler duydum. Vücudum gevşedi ve şuurum beni birkez daha karanlığa teslim etti.
**
Her şey ağır ve sızılıydı; başım, gözkapaklarım, kollarım veya bacaklarım hiçbirini kıpırdatamıyordum. Gözlerim ve ağzım kapalı kalmakta kararlı, açılmaya gönülsüzdüler. Sisten yüzeye doğru çıkarken, bilincim geri gelmişti. Yine konuşmalar duyuyordum fakat katiyen cevaplayamıyordum.
"En azından uyandığında burada olmalıyım."
Zayn! Buradaydı... Uyanmak için kendimi birkez daha zorladım.
"Dostum, uyuman gerek." Niall'ın sesi odayı doldurdu.
"Uyumak istemiyorum." Sesi fısıltıdan farksızdı.
Ve ben yine uykunun derinliklerine yuvarlandım...
**
"İyi olacaksın, Marina. Sadece gözlerini açman yeterli."
Sesin sahibi Liam'dı. Denedim. Denedim. Onu görmek istiyordum. Ama vücudum bana itaat etmiyordu ve birkez daha uykuya daldım.
**
"Siktiğimin ilaçlarını neden içmiyorsun!"
Öfkeli ses içimi korkuyla doldurdu. Ah, Louis? Ses devam etti.
"Onu bu sorumluluğu vermek için sen seçtin, Zayn. Onu eğitiyor ve hazırlıyorsun. Ama unuttun mu? Sen hastasın. Marina'ya çok fazla zarar vereceksin."
"Siktiğimin çeneni kapat, Louis ve sakın bir daha bana sesini yükseltme."
Kapının hışımla çarptığını duydum ve ardından da Louis'in ettiği küfürleri.
Ah.. Karanlık geri geldi... Hayır..
**
"Tanrım! Nasıl bir aptalım. Ah Marina, ah benim canım arkadaşım. Buradayım. Uyanmanı bekliyoruz. Bebeğim, iyi olacaksın tamam mı? Seni çok özledim."
Ses kesilince birkaç hıçkırık duydum.
Siktir.
Charlene, buradaydı ve ağlıyor muydu? Kasvetli sisin içinde kayboldum.
**
Baskın bir su içme isteği ile gözlerimi açtım. Bulanık olan görüş alanım yavaşça netleşti. Bir hastane odasındaydım. Karnım acıyor ve başım ağrıyordu fakat daha da kötüsü susuzluktan ölecek gibiydim. Elimi oynatmaya çalıştım. Sağ kolum acıyınca, dirseğimin iç kısmına takılı olan damar yolu enjeksiyonunu fark ettim. Başımı çevirdim. Charlene köşede ki tekli koltukta rahatsız bir biçimde uyuyordu. Elimin yardımıyla yatağımın yanında ki düğmeye bastım. Birkaç dakika sonra odaya bir hemşire girdi. Kırklarında olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir bedende iki insan // z.m
RomanceKöprücük kemiğine uzandım ve dudaklarımı tanrının bir hediyesi olan tenine sürttüm. Yeryüzünde ki en ilahi kokuya sahip olan adama biraz daha sokuldum, demin boynunda olan titreyen dudaklarımı onunkilere hizzaladım. Ellerim usulca boynundan saçların...