Bölüm 6

7.2K 340 6
                                    


"Öldürürdüm Zümra yemin ederim öldürürdüm onu"

Dudaklarından dökülen zehirli kelimeler kanımı kuruturken sebepsizce daha da bastırdım başımı göğsüne. Bana değil de sanki kendi kendine bir şeyleri ispat edercesine konuşmuştu. Cevap vermeden -ki verecek halim de yoktu zaten- kalarak sokağın büyük sessizliğine gem vuran ve kulağımın dibinden içeri sızan yüreğinin sesi bir kaç dakika sonra  düzene girmişti. Aldığı sert solukları saçlarımın içerisinden enseme doğru kayarak bilincimin kapanmasını engelliyordu. 

 Aradan ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum ama "Hastaneye gitmemiz lazım "diyerek sanki kucağında ben yokmuşum gibi hızla ayağa kalktı. Hastane kelimesi  içimde kocaman bir korku oluştururken omuzundaki başımı kaldırdım aniden .Hastane olmazdı.

"Ha-hastane olmaz" fısıldayışımı duyan adam kafasını hızla yüzüme doğru çevirdiğinde kızarmış göz bebeklerinin üzerindeki kara bulutlar hala yerli yerinde duruyordu.

"Şu haline bak travma bile geçiriyor olabilirsin ne demek hastane olmaz" öfkesinden nasibini alan ses tonu ile konuşurken gözlerinde takılı kalan bakışlarımı  yüzüne doğru indirip ne demem gerektiğini düşündüm. Hastane olmazdı neyini anlamıyordu bu adam.

"Be-ben eve giderim Ayben halleder" küçükken çok düşmüştüm , bir çok kavgaya karışmıştık ve daha ağır darbeler aldığım günler olmuştu. O zaman da Ayben halletmişti .

Kucağından inmek için hareketlenen bedenimi daha da sert tutarak göğsüne yapıştırırken düşünceli bir ifadeyle yüzümü inceledi. Sanki aklımdan geçenleri görürcesine hafifçe başını sallayarak yürümeye devam etti.

"Tamam hastaneye gitmeyiz bizde ama kesinlikle bir doktora gitmeliyiz " 

Arabaya bedenimi yavaşça bırakarak kemeri bağladığında iyi olduğumdan emin olmak istercesine yüzümü incelerken "İyiyim" dedim fısıldayarak. Daha da kötülerini görmüştüm demek isteyen tarafımı dizginleyerek sıkı bir mühür vurdum dudaklarıma. 

Aslan seri hareketlerle yan tarafıma geçip arabayı çalıştırdığında nereye gittiğimizi sormak istesem de  o kadar halsizdim ve canım yanıyordu ki sessiz kalarak gözlerimi kapadım. Biraz önce olanlar tekrar zihnime dolduğunda ellerimi sıkarak sert bir soluk verdim. Fiziksel acıya bir şekilde katlanırdı da insan psikolojik şiddet kapanmaz yaralar açıyordu ruhunda. Ya gelmeselerdi, yetişemeselerdi diye çırpınarak ağlayan yanımı teselli edecek tek bir cümlem bile yoktu. 

Arabanın sarsılarak durduğu yerde gözlerimi açıp baktığımda mahallenin diğer yanında tek tük olan evlerin olduğu taraftaydık. Nereye geldik diye etrafı daha dikkatlice incelerken Aslan çoktan kapıyı açarak kucağına almıştı beni.  Sessizce izin veriyordum yardım etmesine. 

Tek katlı bahçeli bir eve yöneldiğinde doktor bir arkadaşına geldiğimizi düşündüm. Kapıyı hafifçe açıp içeri girerken daha fazla ayık tutamadığım bilincim karanlığa gömülürken içim rahattı. Nedensiz bir güven veriyordu çünkü.

"Neden uyanmadı hala" saçlarımın üzerinde gezinen parmaklarla bilincim açılırken Aslan'ın oldukça yakınımdan gelen sesiyle tamamen gelmiştim kendime. 

"Sakin ol kardeşim bir saat olmuş bayılalı gerekli kontrolleri yaptım ben şimdilik bir sorun görünmüyor ama yine de başını çarpmış hastaneye gitmelisiniz" yabancı ses cevap verirken kolumdaki hafif sızı ile ellerimi yattığım zemine sürdüm.

"Sağ ol Ali , bir sorun yoksa sen git artık hallederim ben gerisini" alnımı düşen saçlarım tüy gibi dokunuşla kenara çekilirken konuşan Aslan ile kirpiklerimi aralayarak tavanla buluşturdum gözlerimi. Gri tonlarındaki tavandan hışırtıların geldiği yöne doğru baktığımda uzun boylu kumral saçlara sahip adamla göz göze geldim. Hafif bir tebessüm bahşederek konuşmaya başladı yabancısı olduğum adam.

ZÜMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin