Bölüm 17

5K 297 5
                                    

Kapıda sinirden kaskatı kesilmiş adamın üzerinden bakışlarımı çekemiyordum. Öyle bir bakıyordu ki gözlerimin içerisine kızarmış göz bebekleri karanlığa inat parlıyor, eğer imkanı olsa o an gözleriyle beni ortadan kaldırabilecek bir sinirle kahvelerimi delip geçiyordu. Normalde de sertti zaten Aslan yanında konuşmaya bile çekiniyordum bazen üzerine bu konu geldiğinde nasıl izah edecektim diye düşünüyordum. Bir yandan hala konuşmaya çalışan Sevim teyzeye çevirdim başımı. Acilen susman lazımdı Sevim teyze yoksa büyük bir sorun çıkacaktı ortaya.

"Sevim teyze yeter. Lütfen bu konudaki fikrimi biliyorsun, ben istemiyorum böyle bir şey" titreyen dudaklarımın arasında çıkan sözlerle kafamı korkarak bahçe kapısındaki adama çevirdim. Hala olduğu yerde durmuş dikiliyordu fakat bu sefer Samet abinin-büyük ihtimalle sakinleştirmek için söylediklerini dinliyordu. 

"Ahiretliğim bak gördün mü böyle yapıyor işte kimi desem bakmadan hayır diyor. Kızım bir görseydin bak yakışıklı sarışın çocuk bizim aileden çok kız istiyor ama o seni seçmiş hı" hala inatla ısrar eden Sevim teyze ilk defa bana sinir bozucu gelirken düşündüklerimden nefret ettim.

"Sevim kız istemiyorsa üsteleme bence hem bu zamanda görücü usulü mü kalmış" sonunda sessizliğini bozan Songül teyze bana hak verircesine konuştuğunda dolan gözlerimi umutla yüzüne kaldırdım. Konuş be Songül teyzecim kim tutar seni?

"Sende mi Songül, ben Zümram için uğraşıyorum yaşı geldi geçiyor bile biri olsa hayatında böyle olur mu bu kız. "  Sinirle saçlarımı karıştırıp tam konuşacaktım ki araya giren sabırsız sert sesle bakışlarımı bahçe kapısına çevirdim.

"Anne biz geldik. " dudaklarının arasından çıkan sözcükler sanki bir ok gibi saplanıp ortamı dağıtırken panikle ayağa kalktım.

"Neyse ıı şey ben şey yapayım kızlara bakayım sofraya yardım-neyse"  saçmalamaya başlayan yanımı susturup kapıya bakmadan hızla içeri adımladım. Terleyen ellerim ve ortamın gerginliğinden kızardığı belli olan yanaklarımla yüzüme su çarptığımda aynadan yüzüme baktım. Sakin ol kızım bir sorun yok senlik bir  durum yok.

"Zümra ne oldu kuzum ateşin mi çıktı ne bu halin" mutfağın kapısında beni gören Ayben hızla yanıma gelerek ateşime baktığında geriye çekildim.

"Beni göndermeyin içeri dedim size dimi. Alın işte aldım başıma belayı" sinirle içeri girip paketten bir dal sigara aldım. Acaba Aslan sinirlenince nasıl biri oluyordu. Gerçi kapıda çok güzel belli etmişti ama.

"Kız ne oldu ne cırlıyon kuyruğuna basılmış papağan gibi" Aslı yine mükemmel yakıştırmasıyla konuşurken sandalyeyi çekip  sakince oturdum.

"Nilüfer abin kıskanç bir adam mı" tabiki kıskanç kızım görmedin mi halini diye konuşan diğer yanımı duymazdan gelerek umutla yüzüne baktım.

"Yani abim bu abla sahiplenir sevdiği insanı ama hiç sevgilisi olduğunu görmediğim için yorum yapamacağım." Sevgilisi olduğunu görmediğim diyor kızım ohaaa, yani bu demek oluyor ki Aslan kimseden bu kadar emin olmamışş.Aklım başka yerlere kayarken hüzünle omuzlarımı düşürdüm. Evet güzel bir akşam yemeği olacaktı.

Masadaki kimsenin anlamadığı gerginlikle geçen akşam yemeğinin ardından çay faslına geçtiğimizde önümdeki bardağa gözlerimi düşürmüş bu gecenin hemen bitmesini bekliyordum. Songül ve Sevim teyzeler kendi aralarında mahalle dedikodusuna dalmış Ayben de onlara eşlik ediyor, Aslı zaten Samet abinin yanında oturuyor, Nilüferde telefondan başını kaldırmıyordu.

Aslan bahçenin en köşesinde Mesut amcalarla konuşurken aklı bambaşka bir yerde gibi sürekli yere bakıyordu. Yemek boyunca yüzüme bile bakmamış sadece gergince ortama ayak uydurmaya çalışmıştı. Sevim teyze bir daha konuyu açmamış , hatta imasında bile bulunmamıştı bana. İnşallah söylediklerimi dikkate almış ve bir daha böyle bir şeyler söylemezdi. Hayır önceden beni kenara çeker öyle söylerdi bir bugün insanların yanında açmıştı konuyu. Yani neden böyle bir gaflete düşmüştü anlamıyordum.

ZÜMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin