Yeni hikayemizin ilk bölümü ile hepinize merhaba!
Daha önce tanıtımları okuyan arkadaşlardan özür diliyorum ve karakterlerimizin fotoğraflarını oraya yeni bıraktığımı belirtmek istiyorum.
Medyada Duru'nun akşam giydiği kıyafet var. Şarkı ise, Demirhan'ın kayalıklarda dinlerken, nereye gideceğine karar verdiği şarkı. Eğlencelidir, bölümü şarkıyla okursanız daha çok keyif alacağınızı düşünüyorum.
Yeni hikayemin ilk bölümünü, hikayesine ve kurgusuna hayran olduğum, yeni bölüm gelsin diye gün saydığım sevgili arkadaşım Hümeyra'ya ithaf ediyorum. Eğer hala bakmayanlarınız varsa, mutlaka bakın asla pişman olmayacaksınız. Hem deli gibi güldüren hem de son zamanlarda bol ekşın yaşatan bir hikayesi var. Helin ve Tolga'yı siz de çok seveceksiniz.
İthaf isteyen olursa belirtmesi yeterli.
Hadi okuyun bakalım beğenecek misiniz :)
*****
Saat daha yedi bile olmamışken uyanmak..
Zulüm Duru Çelebi için tam da bu anlarda başlıyordu. Her gün- istisnasız her gün- saat yedi olmadan uyanıp duşa giriyor, çıkıp kahve suyu koyuyor, bu arada da saçlarını bir şekle sokmaya çalışıyordu. Resmi daire zırvalıklarından dolayı, yaz kış giyimine özen göstermek zorundaydı. İstediği gibi giyinmelerine asla müsade etmiyorlardı.
Giyinmenin bile yönetmeliğini yapmış adamlar diye söylenip dururdu her gün. Kot pantolon giyme, spor ayakkabı giyme, şort giyme, aman eteğin fazla kısa olmasın.
Bak fazla renkli giyinirsen hiç bir ciddiyetin kalmaz.
Hayır bayan Çelebi! Parmak arası terlikle iş yerine gelemezsiniz!
Tam da bu yüzden o topuklu ayakkabılardan nefret ediyordu. Ona göre, topuklu ayakkabı zırvalığı erkek ırkına hizmet etmek için uğraşıp didinen hastalıklı kadın beyninin bir ürünüydü ve buna alet olmaktan nefret ediyordu.
O sabah da her şey aynı seyrinde ilerliyordu. Duştan çıkıp kahve suyunu koyduktan sonra, iğrenç dolabının karşısında buldu kendini. Klasik takımlarından birini çıkarıp giymeye başladı. Bir yandan da söylenmeyi ihmal etmiyordu tabiki!
"Hayır hayır! Bu kesinlikle ben değilim. Olamam mümkün değil! Tavşan kılığına girmeye zorlanan fil gibi hissediyorum şu anda! Bir kere baştan aşağıya siyah bu ya! Simsiyah! Renkli olan tek şey içime giydiğim gömlek. O da beyaz tabi ne hoş!
Bu ben değilim ki! Ben bu kıyafetleri giymek istemiyorum! Her gün kargalar kahvaltısını yapmadan uyanıp o saçma yere gitmek için hazırlanmak istemiyorum! Adliyeden de, işimden de, müdürümden de nefret ediyorum! O adam tam bir pedofili vakası ya! Her yeni gelen stajyeri elinden geçirmeye çalışıyor bunak!
O aptal herifi de çekmek istemiyoum, bu kıyafetleri ve şu topukluları giyip o insanların hayatlarını bitirmeye de gitmek istemiyorum! Baba! Ah baba!Ne çok isterdim sana her gün hayır duası yollamayı! Belki bir gün istifa edip, senin bana dayattığın bu saçma hayattan kurtulursam, o zaman yerine getirebilirm bu isteğimi. Hem o zaman ikimiz de daha huzurlu olmaz mıyız!
Söylene söylene saçlarını tarayıp havalandırdı. Allahtan saçları ondan tarafaydı ve kolayca şekil alabiliyordu. Varla yok arası bir makyaj yapıp mutfağa indi. Kahvesini eline alıp buz dolabına yöneldi. Dolaptan aradığını bulamayınca sabahki gerginliği bir kat daha arttı. O hazırlanırken soğuyan kahvesini tek yudumda midesine gönderdikten sonra çantasını alıp çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADA KARGASI
General FictionHer şeyin başladığı yerdeyim şimdi. Aslında bittiği yer mi demeliydim..