#prayforazarbaijan!
***
Montunun yakalarını kaldırıp etrafına tedirgin bir bakış attı kadın. Tanınmamak için gözlerine yerleştirdikleri kaynakçı gözlüklerini eliyle düzelttikten sonra yanında oturan adama baktı.
Lanet olsun!
Zaten hepsi onun başının altından çıkmamış mıydı!***
" Aslında bu harika bir fikir olabilir. Hem belki Batum'a bile geçebiliriz. "
" Duru sen ne diyorsun güzelim?"
Duru üzerinde endişeli gözlerini dolaştıran adama kısa süreli bir bakış attı. Aslında onu rahatlatmak istiyordu ama bu şekilde yapabileceğini de pek sanmıyordu. Şu anda hiç tanımadığı insanları evine gitmek -ki o ev Demir'in ailesinin eviydi- ve belli olmayan bir süre abartılı kalabalığa maruz kalmak pek de mantıklı görünmüyordu.
Sadece biraz yalnız kalıp kafasını dinlemeye ihtiyacı vardı. Hemen yanında oturan mavilerin sahibi yeterince yormuştu kadını. Sabahki olay da cabasıydı. Üzerine bir de uzun bir yolculuk ve tanımadığı insanların curcunasını kaldırabilir miydi bilmiyordu.
Ah, reddetmek en iyisiydi!Hala kendisinden bir cevap bekleyen Tuna'ya dönüp bunun pek de iyi bir fikir olmayacağını söyleyecekti ki hemen yan tarafındaki berjerde oturan Fatih söze atladı.
" Bence hemen hayır deme. Biraz ortalıkta görünmesen daha iyi olur gibi bu ara baksana. Hem Doğu Karadeniz, senin Türkiye haritasındaki favori yerin değil miydi?"
Demirhan adamın su gibi konuşmasını dinlerken elinde çevirip durduğu bardağa ne kadar baskı uyguladığından habersizdi. O da biliyordu Duru'nun buralarda olmaması gerektiğini. Hatta sırf onun için ayarlamıştı bu gezi işini.
Ama beyfendi nasıl da kasım kasım anlatıyordu. Yok buralarda olmaması gerekiyormuş da yok efendim favori yeriymiş de. Nasıl da her şeyi ben bilirim havalarındaydı o öyle!
Lanet olsun her şeyi biliyordu o adam. Duru nereyi sever, nereye gitmek ister, hangi takımı tutar. Sahi hangi takımı tutuyordu?
" Sen hangi takımı tutuyorsun?"
Birden bire sorduğu soru kendisi dahil odadaki herkesi şaşırtmıştı. İçinden kendine küfür etmekle meşgulken kadının bal gözleri değdi mavilerine. Belli bir şaşkınlık ve merak yanında ince bir pırıltı gördüğüne yemin edebilirdi. Yakaladığını düşündüğü pırıltı adamı mutlu edebilirdi. Şayet aynı anda üç ses kulaklarını doldurmasaydı.
" GALATASARAY!"
Ah! Yine herkes her şeyi bilirken dünyadan haberi olmayan bir adet Demirhan KORAL vardı..
Duru adamın birden bire sorduğu soruyla afallasa da kendini toparlamayı bildi. Demir'in neden böyle bir şey sorduğunu biliyordu aslında. Yani en azından tahmin edebiliyordu. O meraklı mavileriyle yüzündeki ifadeyi tartarken, Fatih Tuna'ya hayır diyeceğini anlamış ve üzerine bir sürü de şey eklemişti. Muhtemelen Demirhan Koral şu sıralar Fatih'e saymakla meşguldü. Tabi bir de kendisine.
Nasıl onun bildiklerini bilemem! Kafasından geçen ve hangi takımı tuttuğunu sorduran o yörünge tam olarak bu cümlenin etrafında bir yerlerde dolanıyor olmalıydı.Fatih'in cümleleri zaten dağınık olan kafasını iyice dağıtmıştı. Neyi nasıl düşüneceğini bilemiyordu Duru. Burada olmasa her şey daha iyi olacaktı bunun o da farkındaydı ama Demir ile dolu birkaç günü bünyesinin kaldırabileceğinden emin değildi. Hem o süs köpeği şu anda görmeye tahammül edebileceği bir cins de değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADA KARGASI
Ficção GeralHer şeyin başladığı yerdeyim şimdi. Aslında bittiği yer mi demeliydim..