Tehlikeli Sular

1.2K 95 5
                                    

Çook uzun zamandır beklettiğimin farkındayım. Ancak bu ara bir türlü Ankara'da duramıyorum. İstanbul'a gitmem gerekti ve daha iki gün önce geldim geri. Önümüzdeki hafta finallerim başlayacak ve ben ne zaman bölüm yazabilirim bir daha inanın hiç bilmiyorum.

Arkadaşlar medyada Duru'nun denizdeki hali var. Şarkıyı da belirttiğim yerde açın lütfen. Umarım keyif aldığınız bir bölüm olur.

Hoş kalın :)


*****


" Neden Demir değil de Demirhan?"

Adam, gecenin zifiri karanlığını delip geçen, parlaklığı yıldızları kıskandıran gözlere bakarken, kadının biçimli dudaklarından dökülen sözcüklere anlam yüklemeye çalışmaktan çoktan vazgeçmişti. Yine de kadının soru soran bakışlarını üzerinde hissettiğinde, toparlanması gerektiğini fark etti.

Duru'nun beklentiyle kısılan gözleri Demirhan'ın dikkatini epey dağıtsa da sonunda Duru'nun ne söylediği beyninin derinliklerinden çıkageldi.

" Ben hep babam gibi bir adam olmak istedim Duru. Onun gibi sağlam, güvenilir bir adam. Kaç yaşına gelirsem geleyim, babamın kanatlarının altında olmak bana hep güven verdi. Onun sözleri benim için hep emir oldu.

Çocukken dayımlar, amcamlar falan hep Demir derdi bana ve babam da çok kızardı." Ben koydum oğlumun adını, Demir değil Demirhan!" diye kükrerdi evin içinde. O zamanlardan kalma sanırım. Şimdi biri bana Demir dediğinde ben de çığlık çığlığa bağırmak istiyorum, Demir değil Demirhan diye. İstiyordum yani :)"

" Aslında bu anlattıklarından sonra sana Demir demekten vazgeçmem lazım ama ben-"

" Vazgeçme. Sen benden hiç vazgeçme Ada Kargası."

Demirhan'ın sözleri, gecenin sessiz çığlıklarına karışırken, Duru adamın bu kadar açık konuşması karşısında çaresizce birbirine bastırdı dudaklarını. Neydi bu içinde kopan fırtınanın adı, neydi bu adama vazgeçmeyeceğim diye haykırmak isteyen küçük kız tarafı.

Yıllardır hayatında olan bir adam vardı. Onun bir an bile kendisine hissettirmediği her duyguyu birlikte yaşadığı başka bir adamın yanında, Fatih aklının kıyısına bile gelemiyordu.

Normal miydi bu hissettikleri? Peki Demirhan'ın bakışları?

Üzerine sinen karanlık geceyi bile aydınlatan bu masmavi gözler, kendisine denizi, özgürlüğü ve tabi Adayı, sığındığı tek limanı hatırlatan bu gözlerin kendisine oluk oluk akıttığı bu duygular normal miydi?

" Geç oldu, ben kalkayım artık."

Kal demek istiyordu Duru. Ama diyemezdi ki. Otelde onu bir bekleyen varken, İstanbul'da bırakıp geldiği bir adam varken, ne Duru kal diyebilirdi ne Demirhan kalabilirdi bu huzurun tohumlarının bahçesinde yetiştiği eski evde.

" Kahven bitmemiş daha."

Düşündüklerinden epey uzakta kalan sözler dudaklarından zoraki bir şekilde döküldü Duru'nun.

" İlk deneme için bence yeterince iyiydi :) Ellerine sağlık ama elimden kurtulamayacaksın, bir dahaki sefere çaylar benden ;)"

" Ben çay içmem Demir. Unut bunu :)"

" Göreceğiz bakalım Ada Kargası."


*****


(Şarkıyı açın lütfen :))


ADA KARGASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin