"Pişman olacaksın!"
Duru elindeki kahve fincanını önündeki sehpaya bırakıp oturduğu rahat koltukta arkasına yaslandı. Kollarını göğsünde birleştirip kaşlarını kaldırarak merakla Burcu'ya baktı.
"Nedenmiş o?"
Burcu, Duru'nun vücut diliyle anlatmak istediklerini anlayabilecek kadar tanıyordu arkadaşını. O da kaşlarını çatarak bacak bacak üstüne attı ve bilmiş bir tavrıla konuşmaya başladı.
"Çünkü çok hareketli! Bak o terk edilmiş sayılabileceğin düğünde de burnunun dikine gidip kendine salon perdesi gibi bir gelinlik almıştın. Yine aynı fiyaskoyla karşılaşmaya gücüm yok Duru Çelebi!"
Duru genişçe gülümseyip yerine iyice yerleşti ve telefondaki fotoğrafa baktı. O çoktan kararını vermişti. Birkaç gün sonra üzerinde mutlaka ki bu tuvalet olacaktı!
"Bak evet o şey gerçekten korkunçtu ama bu elbise tam benim tarzım. Hem gelinliğim üzerimdeyken zaten bir prenses gibi olacağım- bundan emin olabilirsin.- Bırak da nişanda giyeceğim elbise benim gibi olsun!"
Duru ve Burcu, Adadaki evin arka denize bakan balkonlunda oturmuş nişanda giyilecek elbiseden bahsediyorlardı. Onlarca kişinin önünde aldığı muhteşem evlilik teklifine cevabı zaten hazır olan Duru yanına Burcu'yu da katarak soluğu Bozcaada'da almış, anneannesi ve dedesini olanlar ile ilgili bilgilendirmişti.
Duru'dan duymayı asla beklemedikleri bir şeyle karşılaşan yaşlı çift neye uğradıklarını şaşırsalar da aldıkları mutlu haber hemen herkse yayılmıştı elbette. Şimdi birkaç sokak üstte sabahki misafirler için efsane bir hazırlık kargaşası vardı. Duru ve Burcu'nun da evde cılkı çıkmıştı elbette ama ertesi gün dinç olması beklenen gelin hanım, yengesinin kendilerine geçtiği kıyak sayesinde kalan işlerden yırtmıştı.
Saatin epey ilerlediğini düşünen Duru, önünde içmediği için külü uzayan sigarayı kül tablasına bastırıp ayağa kalktı. Hemen uyumak istiyordu ki bir an önce sabah olsun. Bir an önce sabah olsun ki sevdiği adama kavuşsun.
Sevdiği adama ve annesine.
Böyle şeyler düşünme Duru vuracağım ağzına bir tane!
İçinden geçirdikleriyle asılan yüzü telefonuna gelen bildirim sesi ile yeniden aydınlandı kadının. Arkadaşına iyi geceler dileyip elinde telefonla odaya geçti ve kendini yatağa bıraktı.
"Kolindeyiz. Odalarımıza yerleştik. Yüzünü görmediğim son gece olacak artık 🙏🏾"
Duru da aynen Demirhan gibi hissediyordu aslında. Günlerdir facetime dışında birbirlerini göremiyorlardı ve durum ikisinin de canını sıkmaktan başka bir halta yaramıyordu. Neyse ki bu gece sondu.
"Son gece olacak sevgilim 😘"
***
Duru aynanın karşısında kendisine bakarken giydiklerinden pek de emin olamıyordu. Demirhan ile bir şekilde başa çıkabilirdi bunu öğrenmişti ancak Selvinaz Hanım'ın oklarını çekip çekmeyeceğini bir türlü hesap edemiyordu. Keşke Aslı Han ile biraz daha yakınlaşabilme şansları olsaydı o zaman bu kadar arafta kalmayacaktı.
O süs köpeği olmasaydı Artvin bunun için mükemmel bir ortamdı!
Bunları düşünmek yoktu! Zamanı mıydı Allah aşkına! İnsanlar Türkiye'nin bir ucundan kalkıp diğer ucuna kendisi için geliyorlardı. Şey, kendisini bir Koral yapmak için. Düşündüğü şeye içinden kocaman bir öpücük atıp eline telefonu aldı.
Gemi Geyikli'den kalkmak üzereydi. Heyecanlandığında her zaman olduğu gibi terleyen avuçlarını çıplak bacaklarına sildi. Bu arada telefonuna gelen bildirim sesi ile eline aldı ancak beklediği gibi Demirhan'dan değil instagramdan geliyordu bildirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADA KARGASI
General FictionHer şeyin başladığı yerdeyim şimdi. Aslında bittiği yer mi demeliydim..