Merhabalar, yazarınız geldi. Uzun süre sonra döndüm çok şükür. Jin ve Suga'nın kısmı diğerlerine göre biraz kısa olmuş, aslında hepsini o kadar yazmayı planlıyordum ama unutmuşum kxmöclföf
Umarım bölümü beğenirsiniz, biraz elim soğumuş sanırım.
Günlerdir, hatta aylardır doğru düzgün uyumamasına rağmen, sevgilinin yüzü yattığın yerden çok güzel gözüküyordu.
Göz altları mosmor ve dudakları çatlamıştı. Saçları asla izin veremeyeceği kadar dağılmıştı.
Ama Kim Seokjin her şeye rağmen çok güzeldi.
Sol tarafına kafanı çevirdiğinde koltuğun üstünde, siyah çantadan taşan buruşuk kıyafetler gördün.
Demek ki burada kalması gerekmişti. Sen neler olduğunu hatırlamaya çalışırken aynı zamanda yattığın yerde doğrulmaya çalıştın ama tüm vücudun gibi kolların da uyuşmuştu.
Alışık olmadığın hisle birlikte kendini tekrar yatağına attın ve ister istemez ses çıkarttın.
O anda Jin'in duyduğu çok küçük bir sese verdiği tepki, tüm vücudunun uyuşmasından daha korkunçtu.
"Y/N! Aman Tanrım! Uyanmışsın!"
"Jin, neler oluyor?"
Boğazların konuşmaya çalıştıkça acıyordu ve Jin bunu hissetmiş gibi bir eli saçlarındayken diğer eli hemen yatağının yanındaki su şişesine gitti.
"Her şeyi anlatacağım sevgilim. Suyunu içtikten sonra doktorunu çağıracağım. Artık her şey yolunda."
Sona doğru kısılan ve titreyen sesi içini acıttı. Boynunda derin bir nefes alıp kocaman bir gülümsemeyle odandan çıktı.
Cehennem gibi zor zamanlar geçirmişti. Her akşam hayata tutunman için Tanrıya yalvarıp ağlıyordu. Şimdi ise her şey yoluna girecekti.
Gözlerinden mutluluk göz yaşları akarken sorumlu hemşireye senin uyandığının haberini verip zaman kaybetmeden yanına döndü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
