sonunda çığlıklarınızı duyar gibiyim ıglsdfkgdsfg iyi okumalar :3
Gözlerime bir anda vuran ışık üzerine ağzımdan okkalı bir küfür savruldu ve yatakta sağa doğru yuvarlandım. Kafam sert bir şeye çarpınca inildedim ve gözlerimi yavaşça açtım. Luke Hemmings, gözleri yarı açık bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. Ona çarparak onun da uyanmasına neden olmuştum sanırım.
“Lanet olsun, gece bu perdeleri kapadığıma eminim.” Dedi Luke aynı şekilde küfrederken.
“Kapamıştın zaten dostum.” Dedi başka bir ses. Gözlerim odayı taradıktan sonra, köşede oturan renkli saçlı çocuğu gördüm. Saçları lila-mor renginde olan bir çocuk ellerini göğsünde birleştirmiş ve dikkatle bize bakıyordu. Daha doğrusu bana. Bana ve yorganın açıkta bıraktığı göğüslerime. Luke homurdanıp yorganı biraz daha üzerime örttükten sonra gözlerini tekrar lila-mor renkli çocuğa çevirdi.
“Şimdi bir de senin azmanla uğraşacak değilim.” Dedikten sonra yataktan kalktı ve ellerini başına koyup ovaladı. “Her seksten sonra neden bir adamın başı ağrır?”
“Tuhafsın, Hemmings.” Dedi lila-mor renkli çocuk. Gözlerimle odayı taradım ve yerde duran Luke’un tişörtünü gördüğümde, eğildim ve onu yerden alıp üzerime geçirdim. Çıplak olmaktansa, üzerimde Luke’un tişörtü olmasını tercih ederdim. Luke bana kaşları havada bakarken ona sadece gözlerimi devirmekle yetindim. Yataktan bende aynı şekilde çıkarken, konuşan iki arkadaşı boşverip mutfağa doğru yürüdüm ve dolapları karıştırdım. Bir bardak bulduktan sonra bardağa suyu doldurdum ve tepeme dikip içtim.
İyi bir seks sabahında, susuzluktan ölmüş durumda uyanıyordum.
Ve Luke ile yaptığımız kesinlikle iyi bir seksti.
“Odaya nasıl girdin?” dedi Luke piercingini ısırıp lila-mor saçlı çocuğa bakarken.
“Calum’da odanın yedek anahtarı varmış.”
“Calum’da neden benim odamın yedek anahtarı varmış?”
“Bilmiyorum, Luke.” Dedi lila-mor saçlı çocuk ve ardından omuzlarını silkti.
“Her neyse Michael, sen niye geldin?”
“Yönetim, tekrar başka bir kızla yatıp kalkmadığını öğrenmek için beni gönderdi. Ama bu sefer de sanırım yalan söylemekten başka şansım yok. Ciddiyim, bu hafta bu kaç oldu? 7 mi?”
“Cumartesi gününden sonra saymayı bıraktım.”
“Pisliğin tekisin, Luke.”
Demek lila-mor saçlı çocuğun adı Michael’di, ve demek ki Luke seks düşkünü sapığın tekiydi. Genç olmasına aldanmamak gerekiyordu. Kaç yaşındaydı ki? 18? 19? Ve yönetimde neyin nesiydi, tanrı aşkına?
“Yönetim?” dedim bardağı mutfak tezgahına sert bir şekilde çarparak. İki çocukta bana kaşları şaşkınlıkla kalkmış bir şekilde bakarken onlara aynı şekilde bakmayı sürdürüyordum.
“Bizi tanımıyor musun?”
“Tanınması gerekecek kadar önemli kişiler misiniz?”
“Evet, şu anda karşında seks tanrısı Michael duruyor, güzelim. İnan bana yanlış çocuğu seçtin.” Dediğinde Luke ona yastık fırlatmıştı.
“Şarkıcıyız. Grubumuz var.” Dedi bana hitaben.
“Üzgünüm, tanımıyorum.”
“Demek ki düşündüğümüz kadar ünlü değilmişiz, Luke.” Dedi Michael suratını buruşturarak. Arından ise gözlerini bana çevirdi ve beni süzdükten sonra, boğazını temizleyip tekrar Luke’a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bitch // l.h.
FanfictionDuygularımı bana tekrar hissettirebilecek kadar özel bir çocuktu.